Saturday, September 13, 2008

PARLAMENTO BAŞKANI MÜFTÜ: “SİLAH ALIMI İLE İLGİLİ TUTUMUMUZ YANLIŞ ANLAŞILDI”

PNA-Federal Kürdistan Bölge (FKB) Parlamentosu Başkanı Adnan Müftü, “Tutumumuz bazı kesimler tarafından yanlış anlaşıldı. Biz, Irak ordusunun silahı olmasın demedik. Ancak gelecekte bu silahların Irak halkına karşı kötü kullanılmaması için garanti istememiz hakkımız.” dedi.

Dün Kürdistan Üniversitesi’nde ABD Büyükelçiliği’nin Kürdistan Bölgesi’ndeki temsilciliği tarafından 11 Eylül  terör saldırılarının 7’inci yıl dönümü münasebetiyle bir anma merasimi düzenlendi.

adnan muftu

Merasime, Kürdistan Bölge Parlamentosu Başkanı Adnan Müftü, Parlamento Başkan Yardımcısı Dr.Kemal Kerkuki, Kürdistan Demokratik Parti siyasi Büro Sekreteri Fazıl Mirani, Hewler Valisi Newzad Hadi, parlamento üyeleri ve bazı hükümet yetkilileri de katıldı.

Merasimde bir konuşma yapan Adnan Müftü, 11 Eylül kurabanlarının aileleri ve ABD halkıyla ortak  üzüntüyü paylaştıklarını söyledi.

Müftü, 11 Eylül saldırısının meydana geldikten hemen sonra Kürdistan halkı ve Kürdistan Bölgesi Liderliği’nin bu insanlık dışı saldırıyı sert bir şekilde kınadığını hatırlatarak teröristlerin bu saldırıyla İslam dinini lekelemek istediklerini, ancak İslam dininin bu tür davranışlardan uzak olduğunu belirtti.

Müftü konuşmasında ayrıca, “Kürdistan ve Irak halkının hala ABD’nin destek ve yardımına ihtiyacı var. Çünkü federal demokratik ve Anayasa çerçevesinde yeni bir Irak’ın  inşası için önlerinde büyük engeller var. Demokrasi Irak’ta yeni bir modeldir. Irak’ın özgürleştirilmesinden sonra ilk kez bütün oluşumların istek ve haklarını garantileyen bir Anayasa kurulabildi. Bu da ABD, İngiltere ve mütefiklerin rolü ve yardımıyla yapılamazdı. Bu yüzden ABD’nin yardımı, Iraklıların anayasaya bağlı kalmaları ve ülkede demokrasi yerleşene kadar devam etmeli ” dedi.

Irak’ın silah alacağı yönündeki haberlere ilişkin Kürdistan Parlamentosunun tutumu hakkında Adnan Müftü, “Tutumumuz bazı kesimler tarafından yanlış anşıldı. Biz, Irak ordusunun silahı olmasın demedik. Ancak gelecekte bu silahların Irak halkına karşı kötü kullanılmaması için garanti istememiz hakkımız.” dedi.

Kürdistan Bölgesi kentlerine güç gönderilmesi konusunda da Müftü, asker gönderme konusunda kordinasyon ve müzakerelerin göz önünde bulundurması gerektiğini söyleyerek bu tutumlarının sadece Kürdistan için olmadığını aynı zamanda Basra, Musul ve diğer tüm Irak kentleri için de aynı tutuma sahip olduklarını belirtti.

FKB Parlamento Başkanı Müftü konuşmasının son bölümünde de, Irak'taki sorunların yasal olarak çözüme kavuşturulması ve Irak Daimi Anayasasında bulunan 140.maddenin uygulanması gerektiğine değindi.

anfal-halapja- kurdistan- kurd

 

Kürdistan - XANEQİN’DE TERÖRİST SALDIRI: 9 PEŞMERGE ŞEHİT OLDU    

13-Sep-08 [16:6] PNA-Xaneqin ilçesinde bugün yola yerleştirilen bombayla düzenlenen terörist saldırı sonucunda aralarında bir albayın da bulunduğu 9 Peşmerge şehit oldu.

Xaneqin Kaymakamı Muhammed Mela Hasan PNA’ya yaptığı açıklamada, bugün öğlen saatlerinde Navdoman bölgesine yakın Xaneqin-Sadiye ilçesi anayolunda yol kenarına yerleştirilen bombanın Kürdistan Peşmerge Güçleri’ne ait aracın geçişi sırasında patladığını söyledi.

Hasan, bu terörist saldırıda aralarında bir albayın da bulunduğu 9 Peşmerge’nin şehit olduğunu belirtti. Terörist saldırıda 3 Peşmerge’nin  de yaralandığı belirtildi.

FKB GÜVENLİK AJANSI BAŞKANI: “ IRAK ORDUSUNUN XANEQİN’E GELİŞİ SİYASİDİR”

FKB GÜVENLİK AJANSI BAŞKANI: “ IRAK ORDUSUNUN XANEQİN’E GELİŞİNİN BAŞLICA SEBEBİ SİYASİDİR”

mesrur barzani PNA-Federal Kürdistan Bölgesi (FKB) Güvenlik Ajansı Başkanı Mesrur Barzani, Irak ordusunun Xaneqin ilçesine geliş sebebinin güvenlik olmadığını belirterek ordunun gelişinin başlıca sebebinin siyasi olduğunu söyledi.

Mesrur Barzani, Londra’da yayınlanan El-Şark el-ewsat gazetesine röportaj verdi.

FKB Güvenlik Ajansı Mesrur Barzani röportajında, Kürdistan Bölgesi Güvenlik Ajansı’nın resmi ve yasal bir kurum olduğunu ve faaliyetlerini yasaya göre yürttüğünü belirterek, “Bu ajansın başlıca amacı Kürdistan ve Irak vatandaşlarına hizmet yapmaktır. Kürdistan Bölgesi’nin güvenliği için gözle görülür önemli bir rol oynadı. Irak’ta da Bağdat hükümetine bir yardımın sebebidir” dedi.

Barzani, “Biz, genel olarak Kürdistan ve Irak güvenliği çerçevesinde çalışıyoruz ve Irak hükümeti ile birlikte kol kola terör tehditleri ve dış casusun karşısında durmuş durumdayız” dedi.

Kürdistan ve bölgede casusluk faaliyetlerin olup olmadığı sorusuna cevaben FKB Güvenlik Ajansı Başkanı Mesrur Barzani, Kürdistan Bölgesi’nde ve Irak’ta komşu ülkelerin çıkarına istihbari casusluk faaliyetlerin yürütüldüğünü söyledi.

İsrail'in istihbarat teşkilatı MOSSAD ve Amerikan istihbarat servisinin Kürdistan Bölgesi’ndeki varlığı konusunda Barzani, “Hiçbir şekilde bu tür kurumların varlığı Kürdistan Bölgesi’nde yoktur. Bu tür söylentileri yayınlayanlar FKB’nin çalışmalarından hiç bilgileri yok” dedi.

Peşmerge ve Sınır Koruma Güçleri’nin Irak Savunma Bakanlığı ile ilişkileri hakkında Barzani, Kürdistan Bölgesi’nin Irak’ın bir parçası olduğu gibi aynı şekilde Sınır Koruma Güçlerinin de Irak Savunma Bakanlığı’nın bir bölümü olduğunu belirterek Kürdistan Peşmerge Gücü’nün Irak hükümetinin talebi üzerine Irak’ın orta ve aşağı bölgelerinde askeri operasyon düzenlediğini ve Peşmerge’nin bu açıdan Irak ordusu ve polisine daimi yardımcısı olduğunu kaydetti.

Irak askerlerinin Xaneqin’e girmesi meselesi hakkında da Mesrur Barzani, “Irak ordusunun Xaneqin’e geliş sebebi güvenlik değildi. Çünkü bu bölge tamamiyle istikrarlı ve güvenli bir bölgedir. Bu ordunun Xaneqin’e gelişinin başlıca sebebi siyasidir, güvenlik değil” diye konuştu.pesmerge

 

Washington Post: Kürtler alan genişletiyor

Star - Gazetenin haberinde, bu alanın genişliğinin, doğu-batı ekseninde 500 kilometreyi bulduğu ve güney yönünde bazı yerlerde 120 kilometreye ulaştığı kaydedildi.

 

Bölgedeki Calavla kentinden geçilen haberde, Kürtlerin bu girişiminin, Araplar ve Amerikalı yetkililer tarafından "tahrikkar ve potansiyel olarak istikrar bozucu" olarak görüldüğü vurgulandı.

Kuzey Irak'taki ABD kuvvetlerinin komutanı Tümgeneral Mark Hertling, gazeteye açıklamasında, "Kürtlerin bu bölgelere hızlı şekilde girmesi, nüfus yapısını değiştirmesi ve şu anda yerel Kürt yönetiminin bölgesinde yer almayan yerlere kendi bayraklarını çekmesi, yararlı değil ve gerginlikleri artırıyor" dedi.

Kerkük sorunu devam ederken Kürtlerin kendi bölgelerinin dışında Nineveh, Tamim, Selahaddin ve Diyala eyaletlerine silahlı güç gönderdiği belirtildi.

Washington Post gazetesi, Kürtlerin bu girişimi üzerine Irak Başbakanı Nuri el Maliki'nin de, geçen haftalarda bölgeye doğru Irak birliklerini gönderdiğini kaydetti.

Sincar bölgesindeki yerel Arap lider Abdullah Acil el-Yaver, Washington Post'a açıklamasında, Kürt güçlerinin, bazı Arapları evlerinden kovduğunu, bazılarını gözaltına aldığını ve Kürt bölgesindeki hapishanelerde onlara işkence yaptığını anlatarak, "Kürtler, Gestapo gibi. Davranış biçimleri, Saddam Hüseyin'in yaptığının aynısı" dedi.

Mahmut Alınak tahliye oldu

Kars Halk Meclisi Başkanı Mahmut Alınak, bulunduğu cezaevinden tahliye oldu. Aldığı cezanın karşılığında para ödemeyi reddeden Alınak 50 gün cezaevinde kaldı.

mahmutalinaktutuklama_thumb
Tahliyesi ardından açıklama yapan Alınak 'Cezaevine giderken 'hoşçakalın' demiştim. Bugün de 'merhaba' diyorum. Çünkü düşüncenin bedeli olan cezayı çekerek bugün cezaevinden çıktım. Geride kalan cezalar için valizimi hazırda tutmaya devam edeceğim” dedi.
Özgürlük mücadelesinin 'kefen ve kelepçe' göze alınmadan verilemeyeceğini savunan Alınak, şunları söyledi:
'Açıktır ki biz özgürlük istiyoruz. Bu özgürlük Türk ve Kürt ulusunun iki eşit ulus olarak kabulüdür. Zenginliklerin emekçilere ait olmasıdır. Devletin ve ekonominin emekçiler tarafından yönetilmesidir. Beni cezaevine uğurlayan arkadaşlarımdan biri o gün üzgün bir sesle, 'Biz seni milletvekili olarak meclise gönderecekken, cezaevine gönderiyoruz' dedi. Arkadaşıma 'Bizde özgürlüğe giden yol meclisten değil, cezaevlerinden geçer' demiştim.
Bugün İlker Başbuğ ile Tayyip Erdoğan'ın baskısı altında olan meclis hangi özgürlük yasasını çıkarabilir? Bu Meclis bir tek demokrat kanun çıkarabildi mi? Şayet hukuk işleseydi ve yargı bağımsız olsaydı, şimdi cezaevlerinde olmaları gereken Tayyip Erdoğan ve İlker Başbuğ ülkenin kaderini ellerinde tutuyorlar. Ceza Kanunu'na göre görevini yapmadıkları için insanların ölümüne neden olanlar en az 15 yıl ağır hapis cezası ile cezalandırılırlar. PKK ile devlet güçleri arasındaki çarpışmalarda gün yoktur ki gençler ölmesin. Başbakan ve Genelkurmay Başkanın görevi bu akan kanı durdurmaktır. İç hukuk kuralları işlemediğine göre Lahey Adalet Divanı'nda yargılanıp cezalandırılmaları gerekiyor.'
Mahmut Alınak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın tutulduğu İmralı cezaevi ile F tipi cezaevlerine yönelik eleştirileri yanısıra Kars Belediyesi'nden cadde, sokak ve parklara Deniz Gezmiş, Vedat Aydın ve Musa Anter adlarını verilmesini istediği için 50 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. 50 günlük hapis cezası karşılığındaki 1000 YTL parayı ödemeyi reddeden Alınak Kars cezaevine gönderildi. Alınak daha sonra Cumhuriyet Savcısı tarafından Kars Cezaevi'nde can güvenliği sağlayamayacakları gerekçesiyle Susuz Cezaevi'ne sevk edilmişti.
KARS / ANF

İlk mülteci gazetesi, Rojeva Nu

Celil Demiralp-ANF Güney Kürdistan’da Latin alfabesiyle ilk Kurmanci gazete Maxmur Mülteci kampında çıkıyor. Rojeva Nu gazetesi aynı zamanda bir mülteci kampının çıkardığı ilk gazete özelliğine sahip.Nüfusu 10 bini aşkın olan Hewler yakınındaki Maxmur Mülteci Kampı’nda bölgenin ilk Latin alfabesiyle Kurmanci gazetesi çıkıyor. İlk olarak 2004 yılında Maxmur Rojev olarak çıkan gazete imkansızlıklardan dolayı bir yıl sonra yayına ara vermek zorunda kaldı. Ancak bir yıllık bir aradan sonra 30 Haziran 2006 tarihinde Rojeva Nu adıyla yeni bir gazete çıktı. Rojeva Nu gazetesinin genç yazı işleri müdürü Reyhan İke, gazetenin başlangıcından bugüne 15 günlük olarak çıktığını belirtiyor. ANF’ye konuşan İke, hedeflerinin haftalık gazete çıkarmak olduğunu kaydediyor.

DÜNYADA DA BİR İLK
kurd gazetesi Gazetenin yayın ilkelerinin başında gazetenin Kürtçe olması geliyor. Kürt diline hizmeti amaçlayan gazetenin sloganı da “Kürt dilin öğren ve öğret” olarak belirlenmiş. Güney’de bir ilk olmanın yanı sıra dünyada da ilk defa bir mülteci kampının kendi gazetesini çıkardığına dikkat çeken İke, Maxmur’da gazete okuma kültürünü geliştirdiklerini ifade ediyor.
Kampta yaşayanların çoğunun köylerden gelen insanlar olduğuna işaret eden İke, gazetede genel olarak Maxmur, Güney Kürdistan ve Kürt Özgürlük Mücadelesi’ni yansıttıklarını söylüyor.
3 KİŞİYLE İŞE BAŞLANDI
“Başta çok zorlandık” diyen İke, bu işe 3 kişiyle başladıklarını ancak şu anda 10 kişiyle gazete çıkardıklarını belirtiyor. Bunlardan 4’ü muhabirlik yapıyor. Gazetenin yazarları ise Maxmur insanlarından oluşuyor. Temel zorlanma Kürtçenin kurmanci lehçesinden kaynaklanmıyor.
İke, “Gazete çalışmalarında bulunan arkadaşların yeni olması, tecrübelerinin olmamasıydı esas zorlayan. Ama elimizdeki imkanlarla yerel kadrolar yetiştirdik, bunları kalıcı yapmaya çalıştık” diyor.
Rojeva Nu gazetesi PKK militanı Zeynen Kınacı (Zilan)’nın yaşamının yitirişinin yıldönümünde yapılan anma etkinliklerine denk geldiği için, ilk sayısını “Zilan anıldı” manşeti ile çıkarıyor.
“Halk benim beklemedim bir tepki gösterdi” diyerek gazetenin ilk çıkışında Maxmurluların tepkilerini değerlendiren İke, “Biz normal bir gazete çıkardığımızı düşünüyorduk. Ama bir ilk olması nedeniyle kampta büyük bir heyecan oluştu. İlk tepkiler olumluydu. Gazetenin çıkışına ilişkin kurumlardan ve halktan görüşler gazetede yansıttık. Bizim için de moral kaynağı oldu” diye konuşuyor.
MAXMURU MAXMURLULARA ANLATMAK
Rojeva Nu’nun temel sıkıntılarından birisini haber kaynakları oluşturuyor. İke bu durumu şöyle dile getiriyor: “Biliyorsunuz kamp bir köy. Yıllardır acıları ve sevinçleri ile birbirleriyle çok içli dışlılar. Herkes birbirini tanıyor. Maxmur aslında haber için çok sayıda materyalin olduğu bir yer. Her aile ve bireyin hikayesi özel bir haberdir. Ama şöyle bir sıkıntımız var. Maxmur’u Maxmurlulara anlatma sıkıntısı. Dar bir alan olduğu için hikayeleri birbirlerine yabancı gelmiyor. Yani yaşadığın bir şey sana çekici gelmiyor. Sanki biri gelmiş seni sana anlatıyor.”
Gazete bu sıkıntıyı aşmak için daha çok sosyal alana yönelmekte bulmuş çareyi. Kamp sakinleri artık kendilerine ilişkin duymadıkları haberlerle sık sık karşılaşıyor. İke, özellikle sağlık alanında kamp sakinlerine haberler ulaştırdıklarını belirterek, “Çünkü burada halk arasında ciddi sağlık sorunları var. Yine alt yapı sorunu da ciddi. Bununla birlikte halkın yaşadığı savaş psikolojisi var, ağır kırılmalar yaşanıyor, bazen bunları işliyoruz” diyor.
GAZETE NASIL ÇIKARILIYOR
“Ayrıca merkezi Irak hükümeti ile Kürt hükümetinin kampa yönelik yanlış politikalarını işliyoruz” diyen İke, gazetenin çıkarılma koşullarını ise şöyle anlatıyor:
“Daha önce gazetemizi Süleymaniye’de çıkarıyorduk. Çünkü ilk çıkışımızda hükümet bize resmiyet vermedi. Girişimlerimiz oldu ama uzun süre başarısızlıkla sonuçlandı. Maxmur’da çıkan bir gazete olmasından dolayı siyasi bir yaklaşım vardı. Sonra bizim resmiyet için bazı çalışmalarımız oldu.
Gazete şimdi resmi değil ama izinli çıkıyor. Yerel hükümetin aydınlanma bakanlığından bir izin belgesi aldık. Daha önce Hewler’de iyi matbaa olmadığından gazeteyi baskı için Süleymaniye’ye götürüyorduk. Ama oraya gidiş geliş bile gazetenin neredeyse geliri kadardı. Ayrıca birçok kez kimliğimiz olmadığından yolun yarısından geri çevriliyorduk. Bunlar bizi oldukça zorladı.
Sonra Süleymaniye’de bastığımız matbaanın bir şubesi Hewler’de açılınca oraya getirdik. Yılın başından bu yana Hewler’de gazeteyi çıkarıyoruz ve artık öyle bir sorun yok.”
GÜNEY’DE DAĞITIM SORUNU
Rojeva Nu’nun çıkarıldığı koşullar kadar dağıtımında da sorunlar var. İke, yerel hükümetin Kuzey kaynaklı görüşlerin yayılmasını istemediğini belirterek şöyle konuşuyor: “Götürdüğümüz birkaç bayi var. En son görüştüğümüzde bir bayi kendilerine ‘bu gazeteyi niye satıyorsunuz’ diye baskı yapıldığını söyledi. Başkalarını görüşlerini, başkalarını propagandası yapılıyor diye baskı yapıldığını belirttiler. Resmiyet olmadığı için Güney’in her yerinde dağıtmıyoruz.”
Gazete daha çok Maxmur’a dönük olsa da Hewler’de de belli bir okuyucu kitlesine sahip. Gazetede Güney Kürdistan’a dair bilgiler de var. İke, okurların, Rojeva Nu’yu yerel bir gazete olmasına rağmen nitelikli bulduğunu ifade ediyor. Gazetenin dile hizmet etmesi açısından önemli bulunduğunu söyleyen Reyhan İke, “Bir ara Aşağı Maxmur’dan bize teklif geldi. ‘Yarı Sorani, yarı Kurmanci ortak gazete çıkaralım’ diye. İmkanlarımız elvermediği için şimdilik kabul etmedik. Bizim kadro sıkıntımız var. Soranca iyi yazabilen elemanlarımız yok. İlerde imkanlarımız olursa sıcak baktığımız bir konu.”
800 GAZETE SATILIYOR
Gazete Maxmur’da elde dağıtılıyor. Bayi yok. Sadece Maxmur içerisinde bugün 600 adet satılan gazete Hewler’de ise 200 adet satılıyor. Önceleri gazete Kerkük ve Musul’a da gidiyor. İke, “Şimdi güvenlik nedeniyle kimse fazla gitmiyor. O yüzden dağıtım durdu ancak yeniden örgütlemeye çalışıyoruz” diye belirtiyor.
Gazete ilk çıktığında sadece 300 adet satıyordu. Rojeva Nu’nun yazı işler müdürü Reyhan İke, “İlk sayıda belli bir heyecan ve coşku yarattıysa da okuyan belli bir kesim vardı. Sonra genel tirajı 500’e çıkardık. Yetmeyince baskıyı 1000’e gazete çıkardık. Toplam 800 adet satıyoruz” şeklinde sözlerini noktalıyor.