Tuesday, November 18, 2008

İşte Türkiye'deki 'fakirlik' haritası

Turkiyedeki fakirlik haritasi Küresel ekonomik krizin Türkiye’de kendini göstermeye başladığı dönemde, hükümet “Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmet Projesi” adı altında Türkiye’nin yoksulluk haritasını hazırlamaya çalışıyor.

Yoksulluk haritasının en önemli unsurunu, Türkiye’deki yeşil kartlılar oluşturuyor. Ve bugün Türkiye’de yeşil kart sahiplerinin “nerelerde yoğunlaştığına” bakıldığında, aslında Türkiye’nin yoksulluk haritası da ortaya çıkmış oluyor.  

İşte, resmi verilere göre Türkiye’nin “yeşil kart” ya da “yoksulluk” haritası:

GÜNEYDOĞU’DA İKİ KİŞİDEN BİRİ YEŞİL KARTLI

Yeşil kart dağıtımından en çok Güneydoğu Anadolu yararlanmış. Bölge illerinde hemen hemen her iki kişiden biri yeşil kartlı. İşte nüfusa göre, illerin yeşil kart oranları;

Zeynep Gürcanlı YAZIYOR

EN ÇOK YEŞİL KART BİNGÖL’DE

Bingöl’de nüfusun yüzde 50’sinin yeşil kartı var. İlin nüfusu 243 bin, yeşil kartlı kişi sayısı ise 118 bin. Bingölü sırasıyla Siirt (il nüfusunun yüzde 47.7’si) , Hakkari (il nüfusunun yüzde 47.6’sı), Van (il nüfusunun yüzde 47.3’ü),Ağrı (il nüfusunun yüzde 45’i), Adıyaman (il nüfusunun yüzde 41’i), Batman (il nüfusunun yüzde 39.3’ü), Bitlis (il nüfusunun yüzde 39.2’si), Şırnak (il nüfusunun yüzde 38.7’si), Iğdır (il nüfusunun yüzde37’si), Kilis (il nüfusunun yüzde 35.7’si), Muş (il nüfusunun yüzde 35.5’i), Mardin (il nüfusunun yüzde 33’ü), Kars (il nüfusunun yüzde 32.6’sı), Diyarbakır (il nüfusunun yüzde32.3’ü) ve Tunceli (il nüfusunun yüzde 31’i) izliyor.

NÜFUSA GÖRE EN AZ YEŞİL KART İSTANBUL’DA

İl nüfuslarına göre “en az” yeşil kartlı sayısı ise İstanbul’da. İstanbul’da nüfusun sadece 2.7’si yeşil kart sahibi. Bu yüzdenin rakamsal karşılığı ise yaklaşık 325 bin kişiye denk geliyor. İstanbul’u “en az yeşil kartlı vatandaş” sayısında Bursa (il nüfusunun yüzde 3.5’i), Ankara (il nüfusunun yüzde 3.7’si), Kocaeli (il nüfusunun yüzde 3.8’i) ve Bolu (il nüfusunun yüzde 3.8’i) izliyor.

EN ÇOK YEŞİL KART SAYISI URFA’DA

En fazla yeşil kart verilen il ise Şanlı Urfa. Urfa’da toplam 540 bin kişiye yeşil kartı verilmiş durumda. Bu rakam, Urfa nüfusunun yüzde 30’unu oluşturuyor.

DİĞER İLLER

Diğer illerde ise nüfusa oranla yeşil kartlı oranları şöyle;

Adana yüzde 15.8, Antalya yüzde 5.5, Aydın yüzde 9, Burdur yüzde 8, Çanakkale yüzde 5.3, Çankırı yüzde 5.8, Çorum yüzde 18.6, Erzurum yüzde 24, Hatay yüzde 18.4, Mersin yüzde 13.3, İzmir yüzde 4.4, Kayseri yüzde 8, Konya yüzde 8.8, Muğla yüzde 4.2, Nevşehir yüzde 9.6, Niğde yüzde 17, Rize yüzde 6.3, Samsun yüzde 16.1, Aksaray yüzde 18.5 ve Ardahan yüzde 27.3

Kaynak: hurriyet

Kürtçe camide de yasak!

camii_1 Kürtçeye yönelik hayatın her alanında yasaklama ve sınırlamalar devam ederken; TRT’de Kürtçe kanal hazırlığı devam ediyor. AKP Hükümeti, cuma hutbeleri ile vaazların Kürtçe verilmesine karşı çıktı. Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan sorumlu Devlet Bakanlığı, anayasada devletin dilinin Türkçe olduğunu, Türkçe dışındaki bir dilde vaaz verilemeyeceğini savunarak, Kürtçe vaaza izin vermedi.
Bir süre önce Meclis Dilekçe Komisyonu’na başvuran Kürtler cuma vaazlarının Kürtçe yapılmasını istemişti. Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan sorumlu Devlet Bakanlığı ise Türkçe dışındaki bir dilde vaaz verilemeyeceğini belirterek, öneriyi kabul etmedi. Devlet Bakanlığı, komisyona gönderdiği yazıda, anayasanın 3. maddesinde Türkiye Devleti’nin dilinin Türkçe olduğu hükmünü anımsatarak, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 6. maddesine göre devlet memurlarının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na ve yasalarına sadakatle bağlı kalmak zorunda olduklarını hatırlattı. Bakanlık, yasal bir düzenleme yapılmadan din görevlilerinin camilerde yaptıkları vaazları ve okudukları hutbeleri Türkçenin dışında bir dille gerçekleştirmelerinin mevzuat açısından mümkün olmadığını kaydetti.
Kürt din adamlarından tepki
AKP Hükümeti’nin Kürtçe ibadet konusunda getirilen önergeleri reddetmesi Kürt din adamlarının tepkisine yol açtı.
Diyanet ve Vakıf Emekçileri Sendikası (DİVES) Genel Başkanı Lokman Özdemir:
Devletin mantığı ‘tek’lik üzerine kurulmuş. Devlet ve hükümet yetkilileri de bu mantıkla hareket ediyorlar. Oysa farklı halkların, kavimlerin olması Allah’ın takdiridir. Ayrı halklardan 4 bin peygamberden bahsediliyor. Bunların tümü aynı dili de konuşmuyordu. Allah’ın bu takdirine karşı çıkanların kafir olarak adlandırılması lazım. Kuzey ’da insanların yüzde 99’u Kürtçe konuşuyor. Anadilleri Kürtçe. Yine 40 yaşın üzerindekilerin çoğunluğu Türkçe bilmiyor. Dolayısıyla Türkçe verilen hutbe ve vaazı da anlamıyor. Bu da hutbe ibadetlerinin yerine gelmediğinin bir göstergesi. Bunu engellemek, insanların ibadet özgürlüğünü engellemekle eşdeğerdir. Hükümet bu gerekçenin arkasına sığınacağına değiştirsin yasayı.
Dinadamları Dayanışma ve Danışma Derneği (DİAYDER) Zahit Çitkuran :
Kur’an hiç bir dili yasaklamıyor. Tersine bazı konularda kimsenin diğerine müdahale hakkı olmadığını vurguluyor. Bu konular da dil, mal ve namustur. Bunlara el uzatmak günahtır. Yine bir insan hangi dilden anlıyorsa ibadetinini de o dilden yapmalı. Cuma Namazı (Hutbe)’nin bir şartı da, dinleyeninin onu anlamasıdır. Eğer hutbe ve vaazı dinleyen kişi anlamamışsa söz konusu ibadetini tam olarak yerine getirdildiği söylenemez. Bunu göz önünde bulundurduğumuzda, Kürtlerin anadilleriyle ibadetlerini yapmasını yasaklayanların Allah katında da günah işlediklerini söyleyebiliriz. Devlet yetkilileri ve AKP Hükümeti bir südedir ‘Tek’i ağızlarından düşürnüyorlar. Ancak islam dininin öngörüdüğü şey ise bunun tam tersidir. Yine ibadetin tek bir dil ile yapılması, berebarinde tek mezhep dayatmasını da getiriyor. Türk Diyanet İşleri Başkanlığı, Hanefi mezhebine göre herşeyi kurgulamış ve yaklaşımlarıyla Şafii mezhebini de adeta reddediyor. AMED
YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

Maliki tehlikeli Güney planı

1masoud mesut barzani Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin Güney ’daki yönetimi sistematik bir şekilde etkisiz kılma ve baskı altında tutma düşüncesi her geçen gün yeni politikaların devreye konulması ile boyutlanıyor. Son olarak Maliki’nin, Kerkük ve Musul’da ‘milis meclisleri’ adı altında korucu sistemi geliştirme planına, Federal Bölgesi Başkanı Mesud Barzani sert tepki gösterdi.kerkuk kurdistan kirkuk kerKük

Irak ile ABD arasında imzalanan müzakere çerçevesinde ABD askerlerinin 2011’de Irak’tan çekilmesinin kararlaştırıldığı bir dönemde, Maliki’nin başında bulunduğu hükümet, özellikle Güney ’da Türkmen ve Araplardan oluşan silahlı milis güçler oluşturuyor. Güney ’ın Kerkük kentine bağlı Hevice kasabasında önceki gün Irak Başbakanı Maliki’nin talimatı ile Türkmen ve Araplar bir gösteri düzenledi. Yürüyüşte ‘silahlı güvenlik meclisi’i planına destek verildi. Eylemcilerin planı, ‘koruculuk sistemi’ olarak gören Kürtlere yönelik tepkiler dikkat çekti. Güney ile Irak merkezi hükümeti arasında Kerkük ve diğer itilaflı konuların yoğun olduğu bir dönemde, Maliki’nin bu planı Kürtlere karşı pramiliter güçler oluşturulmasının da bir göstergesi. Yürüyüşte güvenlik kaygılarında çok siyasi talepler dile getirildi. Eylemciler, Kerkük kentinin de merkezi Bağdat hükümetine bağlanmasını istedi.
‘Vatan hainliğinden yargılanırlar’
Öte yandan Federal Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani, Kerkük ve Musul’da oluşturulması planlanan milis meclislerinde yer alacak Kürt aşiretlerinin ‘vatan hainliğinden’ yargılanacağını söyledi. Barzani, Kürt ve Irak halkının demokratik haklarına zarar verecek herhangi bir Anayasa değişikliğini kabul etmeyeceklerini belirterek, Bağdat yönetiminin yetkilerinin artırılmasını diktatörlük yolunda bir adım olarak yorumladı. Bu mecliste yer alacak Kürt aşiretlerini ‘cash’ olarak tanımlayan Barzani, “bu ‘cash’ların canlandırılması vatan hainliğidir. Destek meclislerine katılanları ‘cash’ suçlamasıyla mahkemeye çıkarılır. Bu meclislere katılan Arapları da düşman güçleri olarak görürüz” dedi.maliki34
El-Hurre Televizyonuna konuşan Barzani, Kürt ve Şii ittifakı arasında sorunlar olduğunu belirterek, son Bağdat ziyaretinde sorunların giderilmesi için iki taraf arasında 5 ayrı komisyonun oluşturulması kararı alındığını hatırlattı. Irak Başbakanı Maliki’nin, bütün yetkileri tek elde toplanması çabalarını da değerlendiren Barzani, Kürt ve Irak halkının demokratik haklarına zarar verecek herhangi bir anayasa değişikliğine razı olmayacaklarını söyledi.
‘Ülkeyi felakete sürükleyecek’
Bu arada lrak İslam Yüksek Konseyi’ne bağlı Bedr örgütü, Maliki’nin silahlı güvenlik meclisleri oluşturma planına karşı çıkarken, Kürtlerle Bağdat arasındaki sorunların anayasa çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerektiğine dikkat çekti. İttifakı ise, lrak hükümeti’nden ülkeyi felakete sürükleyecek yasal olmayan milis güçleri oluşturmaktan vazgeçmeye çağırdı. Özellikle son iki yıldan bu yana Bağdat ile Güney arasındaki ilişkilerde belli başlı politikalarda sürekli sorun yaşanıyor.
Kerkük’ün statüsünün yapılacak olan bir referandum ile belirlenmesi Irak Anayasası’nın açık bir hükmü olmasına rağmen ertelenmesi ve giderek Kürtler aleyhine muğlak bir hale getirilmesi, petrol çıkarma ve işletilmesine yönelik Güney - Bağdat arasındaki kriz sürekli gündemdeki yerini korudu. Irak’ta Şii- Sünni mezhep çatışmasının yerini uzlaşmaya bırakması, başta Türkiye olmak üzere Irak komşularının, merkezi hükümete Kürtler aleyhine sürekli telkin ve baskılar yapması bu durumun oluşmasında önemli etken durumunda. BAĞDAT
YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

“KÜRTLERİN TALEBİ ÜZERİNE GÜVENLİK ANLAŞMASINA BİR MADDE DAHA DAHİL EDİLDİ”

181108092138 18-Nov-08 [9:17] PNA- İttifak Listesi, ABD’nin, Irak Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan güvenlik anlaşmasına Kürtlerin talebi üzerine bir maddeyi ele alarak anlaşmaya dahil ettiğini açıkladı.

Irak’ta yayın yapan Newsmatique ajansına konuşan Rewanduzi, ABD’nin, Kürtlerin talebi üzerine Irak’ta “Federal” sistemin korunmasını garanti altına almasıyla ilgili  olan maddeyi görüşerek tartıştığını söyledi.

Sözcü Rewanduzi, ABD’nin, görüşmelerden sonra  Irak’ın federal sisteminin korunması ve garanti altına almasıyla ilgili olan maddeyi güvenlik anlaşmasının metnine dahil edilmesi konusunda razı olduğunu belirtti.

Anlaşmaya göre Amerikan askerleri 2011 yılına kadar Irak’ta görev yapabilecek.

Amerika ve Irak hükümetleri arasında bir yıl süren yoğun müzakereler sonucu varılan anlaşmaya, bir bakan dışında tüm kabine onay verdi. Irak parlamentosunun anlaşmayı 24 Kasım’da oylaması bekleniyor. Anlaşmaya göre Amerikan askerleri önümüzdeki yaz tüm kentlerden çekilecek, bu arada Amerikan kuvvetlerinin arama yapmak için Irak hükümetinden izin alması gerekecek.


FKB YÖNETİMİ GÜVENLİK ANLAŞMASININ KABUL EDİLMESİNİ OLUMLU KARŞILADI

Falah Mustafa 18-Nov-08 [11:33] PNA-Federal   Bölgesi (FKB) Yönetimi Dışilişkiler Sorumlusu Felah Mustafa, Irak Bakanalar Kurulu’nun güvenlik anlaşmasını kabul etmesini olumlu olarak karşıladıklarını söyledi.

Mustafa, Pazar günü Irak Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan güvenlik anlaşmasını olumlu olarak karşıladıklarını belirtti.

Felah Mustaf konuyla ilgili El-Şark el-Ewsat gazetesine yaptığı açıklamada, anlaşmanın Irak’ın çıkarına olduğunu ve bundan şüphe duyulmadığını belirtti.

FKB Yönetimi Dışilişkiler Sorumlusu Mustafa, anlaşmanın sadece güvenlik alanında değil, aynı zamanda Irak ile Amerika arasında ticaret, ekonomi, sosyal gibi alanlarında da Irak’ın çıkarına olduğunu söyledi.

Anlaşmanın Bölgesi’nin çıkarlarına zarar vereceğine inanmadıklarını belirten Mustafa, Irak parlamentosunun da sözkonusu anlaşmayı onaylamasını umut ettiklerini kaydetti.