Zorunlu din derslerinin kaldırılmasını isteyen Alevi örgütleri, her pazar kitlesel bir şekilde oturma eylemi yapacaklarını açıkladı. İlgili Başlıklar » Genelkurmay Alevileri ‘misyoner’ diye fişlemiş » Aleviler kendilerini tartıştı » Devlet Alevileri duymuyorTaksim Tramvay Durağı’nda dün bir araya gelen Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Kültür Derneği, Koçgir Kültür Derneği ve Özgür Demokratik Alevi Birliği üyeleri konuya ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, Türkiye Yazarlar Sendikası da destek verdi. Grup adına açıklamayı okuyan Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız, zorunlu din dersine ilişkin yüzlerce dava ile 2007’de AHİM’de kazanılan bir davanın olduğunu anımsatarak, “AHİM’de kazanılan davayı Başbakan’a ilettik; ancak konuya ilişkin hiçbir cevap alamadık. Bakanlar Komitesi’nde gelecek yanıtı bekliyoruz” dedi. Yeniden müfredat hazırlanmalı Fransa, İtalya ve Almanya’da Roj TV’ye destek gösterileri Türkiye'yi yöneten 50 kişi içinde Abdullah Öcalan’da var! Sivas'ta katledilenler Malatya'da Berlin'de anıldı Aleviler zorunlu din dersine tepkili MGK RAPORU:Türkleşme oranının en fazla Kürtler'de... Kürt kurumları ortak platform oluşturdu Kürd sorununa barışçıl çözüm çağrısı Le Monde'da tam sayfa… Barış ve Demokrasi Partisi kuruldu "Cemşid Bender’in vefatı Kürtler için büyük kayıptır’’ Kamuoyuna Ankara’daki kriz; Türk devletinin Kürdistan sorunundaki çözümsüzlüğünün bir neticesidir... “Asimilasyon insanlık suçudur!” Halepçe, Qamışlo, Beyazıt ve Gazi katliamları protesto edildi Gazi katliamı 5 bin kişi tarafından protesto edildi Vahşetin simge kızı 13 yıl sonra konuştu Alman bakan: Türkiye’nin Kürt politikası asimilasyondur Aleviler Alman elçiliğine çelenk bıraktı Bu kaosun asıl sebebi Türkiye'nin demokratikleşememesidir(Ropörtaj) |
Monday, August 25, 2008
Aleviler Oturarak Uyardı
KurdTime : Monday, August 25, 2008 0 Yorum
» Dernek yönetimini kadınlar devraldı
Almanya’nın Mönchengladbach kentinde faaliyet yürüten Welatê Roj Kürt-Alman Kültür Derneği’nin yeni yönetimine tamamen kadınlar seçildi.
Böylesi bir sonucun açığa çıkmasında bir önceki dönemde dernek başkanlığı da dahil olmak üzere yönetimde yer alan 3 kadının başarısı etkili oldu. Almanya’nın Mönchengladbach kentinde faaliyet yürüten Welatê Roj Kürt-Alman Kültür Derneği’nin yeni yönetimini kadınlar devraldı. Geçtiğimiz haftasonu dernek lokalinde 14’üncü olağan kongresini gerçekleştiren Welatê Roj Kürt-Alman Kültür Derneği’nin yönetimine tamamen kadınlar seçildi. Bir önceki dönemde dernek başkanlığı da dahil olmak üzere yönetimde yer alan üç kadının başarılı çalışmaları yönetimde kadın sayısının artmasında etkili oldu. |
KurdTime : Monday, August 25, 2008 0 Yorum
Askerden 'Köyü Boşaltın' Taraması
Burhan Peker adlı köylü: “Ne istiyorlar bizden? Bizden kendilerini sevmemizi istiyorlar. Üzerimize silah sıkarken nasıl onları sevelim?” İlgili Başlıklar » Tören Mizizex Köyü’nde » Kürt köyünde katliam Amed’in Lice İlçesi’ne bağlı Hedik Köyü’nün korucular ve özel timler tarafından silahla taranması üzerine aralarında insan hakları savunucuları ve DTP’li milletvekillerinin de bulunduğu heyet, iddiaları yerinde inceledi. İnceleme sonucunda uyarı yapılmadan yerleşim yerlerine ateş açıldığı tespit edildi. Lice’ye bağlı Hedik Köyü’nün, 22 Ağustos’ta korucular ve özel timler tarafından silahla tarandığı iddiaları üzerine aralarında milletvekilli ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin bulunduğu bir heyet oluşturuldu. DTP Diyarbakır Milletvekilleri Aysel Tuğuk, DTP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Av. Muharrem Erbey, DTP Diyarbakır İl Başkanı Necdet Atalay, Diyarbakır Tabipler Odası Başkanı Dr. A. Selçuk Mızraklı, Diyarbakır Barosu’ndan Avukat Rauf Çiçek, MAZLUMDER Diyarbakır Şube Başkanı Nesip Yıldırım ve Lice Belediye Başkanı Şehmus Bayhan’dan oluşan heyet, 30 haneli Hedik Köyü’nde incelemelerde bulundu. Evlerin etrafında onlarca mermi kovanı toplanan köyde can kaybı yaşanmazken; bir köylünün elini sıyıran kurşunla hafif yaralandığı bildirildi. Ayrıca köyün ortasında bulunan bir evin duvarına 3 kurşun isabet ettiği tespit edildi. Köylülerle görüşen heyet üyelerine verilen bilgilerde, 3 saat boyunca köyün tarandığı belirtildi. Tarama esnasında tarlalarda olduklarını belirten köylüler, silah atışları sırasında ellerini kaldırarak yüksek sesle sivil olduklarını belirtmelerine rağmen kendilerine ateş edilmeye devam edildiğini, bunun üzerine çocuklarıyla birlikte evlerine kaçmaya çalıştıklarını ifade etti. |
KurdTime : Monday, August 25, 2008 0 Yorum
Vahşet itirafları:“Özel harekâtçı polis PKK’lı bir kadının ölüsüne tecavüz etti...”
Astsubayın dehşet itirafları Taraf Gazetesi Eski Astsubay Kasım Çakan, Doğu ve Güneydoğu’da görev yaptığı sırada şahit olduğu faili meçhul cinayetleri bir kitapta topladı. Çakan’ın kitabının ihbar kabul edilmesini isteyen yayıncısı Mehdi Tanrıkulu, cinayetlerde adı geçen asker ve polislerin yargılanması için suç duyurusunda bulundu. Ancak Çakan ve yayıncısı Tanrıkulu hakkında dava açıldı. CESEDE TECAVÜZ • 7. Mekanize Tugayı 1. Mekanize Taburu’nda görevliydik. 27 mayıs 1994 günü sabah saat 09.20 civarı askeri yol devriyesine PKK tarafından pusu atıldı. Sekiz asker ve bir astsubay hayatını kaybetti. Bir kadın ve bir erkek PKK’lı da hayatını kaybetmiş ve cesetleri de vadide kalmıştı. Ertesi gün çatışma bölgesine özel harekat birlikleri girdi. Arkasından da bizim askeri birlikler. Yanlarına geldiğimizde, özel harekât polisleri iki ölünün başındaydılar. Erkeğin vücudu isabet eden mermilerle parçalanmış; kadınsa kafasından vurulmuştu. Benim tim yanlarına gittiği zaman büyükçe bir taşın arkasında Adanalı polis Ramazan duruyordu. Bizim Bölük Komutanı Yüzbaşı Mehmet Özpolat sordu; ‘ne yapıyorsun’ diye. Polis Ramazan bağırdı; ‘Gelme Ben ölen teröristi hallediyorum’. Yüzbaşı, “Ne demek, aptal olma, ölüye yapılır mı’ dedi. Yüzbaşı, ‘Olamaz, sizler kafayı yemişsiniz, bu kadar aptallık olmaz’ dedi. Kendimi kaybettim. Ramazan’a küfrettim. Ramazan tabancasını çekerek yüzbaşıya hücum etti. Tam o sırada ben tüfeğin emniyetini açarak havaya doğru iki el ateş ettim. Bir Ergenekon cephaneliği daha çıktı ‘Botlarımızın içi kan doluyordu’ Sivas'ta Ölenler, Yaralananlar, Kurtulanlar... Beytüşşebap Katliamı: Aileler Katliamcıların isimlerini biliyoruz Bir askerden vahşet itirafları Facebook'da ırkçı örgütlenmeler Türk Polisi, veresiye meşrubat vermeyen esnafa saldırdı! KCK, PKK ve KJB'den 15 Ağustos açıklaması AKP'den işkence ye büyük tolerans Vahşete karşı bir direniş ruhu: 14 Temmuz 1982 Küllenmeyen yangın: Sivas Katliamı 1925 KÜRDİSTAN HAREKETİNİ ANMA PANELİNE ENGELLEME Polis, 12 yaşındaki çocuğun yüzüne sıcak su döktü..“Oğluma bunu yapanlar insan olamaz” BEDIUZZAMAN SAİD’İ KURDÎ: KÜRTLERİN GANDİSİ CDK, Kürtlere saldırıları Hitler dönemine benzetti Aydın Dere Tarih bizden ne istiyor? Tarihe Kazınmış Belgeler; Kürt Soykırımları Kayıp yakınlarını fişlediler : Önce öldür, sonra fişle! KÜRTLER İN ELİNE TUTUŞTURULMUŞ YENİ TOPİTOP ŞEKERİ YAHUDi DÜŞMANLIĞI Halepçe, Qamışlo, Beyazıt ve Gazi katliamları protesto edildi KCK, katliam yıldönümünde Suriye Baas rejimini kınadı Vahşetin simge kızı 13 yıl sonra konuştu İşte suç örgütü değil denilen TSK'nin vukuatları Güçlükonak’ta 11 Kürt Öldürüldü [15 Ocak 1996] Beytüşşebap Katliamı: Aileler Katliamcıların isimlerini biliyoruz Beytüşşebap için Ankara’da düğmeye basıldı 'Askerler, hamile kadınların karnını deşiyorlardı' |
‘PKK Ayrı, Kürt Sorunu Ayrı’ Fikri Gerçeği Yansıtmamakta
PKK’dan önce de sorun vardı/ SEBAHATTİN TOPÇUOĞLU* -TARAF Güneş Murat Tezcür tarafından kaleme alınan ve bu sayfada 18.08.2008 tarihinde yayımlanan ‘PKK neden silah bırakmıyor’ başlıklı makale, genelde Kürt sorununun özelde ise PKK meselesinin ne kadar yanlış algılandığının ve yorumlandığının tipik bir örneğini oluşturmaktadır. Kürt sorunu sosyolojik olarak tanımlanmadıkça ne PKK’nin silaha sarılışı ne de silahı bırakması anlaşılabilir. Tezcür makalesinde Kürt sorununa ve PKK’yi ortaya çıkaran sosyolojik olgulara değinmemektedir. Fakat devletin bu sorunu hangi yöntemlerle çözmesi gerektiği konusunda çok yönlü fikir üretmektedir. Bu bakımdan Tezcür’ün makalesi içerik olarak bilimsel olmaktan ziyade, daha çok devlet diliyle yazılmış stratejik bir rapor niteliğindedir. Oysa bir bilim adamının görevi resmi ideoloji çerçevesinde düşünce üretmek olmamalıdır. Böyle bir yaklaşım, kökleri derin olan ve son çeyrek yüzyılda on binlerce insanın hayatına mal olan Kürt sorununun doğru algılanmamasına ve yanlış yorumlanmasına yol açar. Bu da, yaşanan sorunun kısa ve orta vadede çözümüne hizmet etmez. TEK SORUN ÖRGÜTE KATILIM DEĞİL Tezcür örgüte katılımların Öcalan’ın yakalanmasından veya teslim edilmesinden sonra da yoğun bir şekilde devam ettiğinin altını çizmektedir. Temel sorunun da buradan kaynaklandığına vurgu yapmaktadır. Bundan dolayı da PKK’nin etkisinin azaltılması için öncelikle katılımların engellenmesi gerektiğini savunmaktadır. Fakat katılımların neden aralıksız devam ettiğini açıklamamaktadır. Açıktır ki, insanlar karınlarını doyurmak veya dağda temiz hava almak için örgüte katılmıyorlar. Bu, devletin 85 yıllık inkâr ve asimilasyon siyasetinin bir ürünüdür. Devlet, Kürt sorununa yaklaşımını değiştirmedikçe, Kürtlerin temel anayasal hakları kabul edilmedikçe, ne Kürt sorununun çözümü mümkündür ne de PKK’nin silah bırakması gerçekçi bir yaklaşımdır. KÜRT SORUNU PKK’DAN AYRILMAZ Tezcür’ün ‘PKK ayrı, Kürt sorunu ayrı’ fikri gerçeği yansıtmamaktadır. Siyasi partiler, siyasetçiler ve bazı aydınlar tarafından dile getirilen bu tez, sosyolojik olgulardan uzak bir tezdir. PKK ve Kürt sorununu birbirinden ayrı ele almak mümkün değildir. Burada belirtilmesi gereken önemli bir husus şudur: Kürt sorununun tanımı kişiye, yazara, düşünüre, aydına, akademisyene ve bilim insanına göre değişebiliyor. Birileri bu sorunu devletin mantığıyla iş, aş, istihdam, güvenlik ve ‘terör’ sorunu olarak algılarken, birileri de sorunun eşitlik, özgürlük ve ‘ulusal’ bir sorun olduğunu savunmaktadır. Bu bakımdan kişinin Kürt sorununa hangi pencereden baktığı önem kazanmaktadır. Fakat belirtmek gerekir ki Kürtler genelde Kürt sorununu bir ‘terör’ sorunu olarak değil, aksine ‘ulusal’ bir sorun olarak ele almaktadırlar. Bu bakımdan PKK, Kürt özgürlük hareketinin öncü gücü olarak değerlendirilmektedir. Böyle düşünen Kürtlerin sayısı azımsanmayacak düzeyde fazladır. Bir bakıma PKK Kürtler tarafından ulusal kimliğin ve kültürel hakların tanınmasında devlet karşısında yegâne güç olarak algılanmakta ve meşru bir güç olarak kabul edilmektedir. Son otuz yıla damgasını vuran bu çatışma her iki taraftan on binlerce insanın canına mal olmuştur. İnsanların yurtlarından sürülmesi, mal ve topraklarını kaybetmeleri meselenin başka bir boyutudur. Bu bakımdan PKK ve Kürt sorununu bir birinden ayırmak maddenin tabiatına terstir. Her biri madalyonun diğer yüzüdür. Kürt sorununu ortaya çıkaran temel olgu cumhuriyet sisteminin katı ‘ulus-devlet’ anlayışıdır. Osmanlı’nın yıkımı üzerine inşa edilen cumhuriyet Fransız ‘ulus-devlet’ modelini benimsemiştir. Katı merkeziyetçi olan bu devlet sistemi günümüzde anlamını yitirmiş olsa da, Türkiye bu modelden halen vazgeçmiş değildir. Cumhuriyetin kurulmasında önemli bir rol oynayan Kürtler, akabinde katı merkeziyetçi ‘ulus-devlet’ modelinin kurbanı olmuşlardır. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte heterojen olan toplum yapısı homojenleştirilmeye çalışılmıştır. Devlet homojenleştirme projesinde büyük ölçüde başarılı olmuştur. Fakat Kürtleri tamamen bu proje çerçevesinde asimile edip eritememiştir. Temel sorun da burada yatmaktadır zaten. Sayıları sadece Türkiye’de tahminen 15-20 milyon olan Kürtler temel haklarının anayasal garanti altına alınmasını talep etmektedirler. Fakat bu talep, devlet tarafından katı bir politikayla baskı altında tutulmaktadır. Kürt sorunu PKK olmadan da vardı. PKK’yi ortaya çıkaran temel olgu, devletin Kürtlere karşı uyguladığı inkâr ve asimilasyon politikasıdır. PKK’nin silah bırakmasını talep ederken devletin devam eden inkâr ve asimilasyon politikasının son bulmasını ve bununla birlikte Kürtlerin sosyal, siyasal ve kültürel haklarının tanınmasını talep etmeyen bir anlayışın sorunun çözümünde başarılı olma şansı yoktur. * Hamburg Üniversitesi Doktora Öğrencisi / shevbi@yahoo.de |
KurdTime : Monday, August 25, 2008 0 Yorum
Etiketler : Gerilla
Aslolan İşkenceye Toleransmış
İşkenceye sıfır tolerans” sloganıyla işe başlayan AKP iktidarının son iki yılında, adliyelere dört bin 662 işkence başvurusu geldi. 10 bin 886 polis, jandarma ve diğer kamu görevlisi işkenceyle suçlandı. Ancak sadece 614 olayda, bin 223 polis, jandarma ve diğer kamu görevlisi hakkında işkence davası açıldı. » İşkencedeki artış endişe verici : 32 kişi polis tarafından öldürüldü » SKANDAL : El Kirine 4.5 Ay Hapis! » Polisler: Her polis için 10 Kürdü öldüreceğiz » Panzerle öldürmeyi unutturmak istiyorlar » Dövülen S.A.'ya 'polis dövdü' suçlaması » 1992 Newroz’unda Devlet Güçlerince Katledilen 54 Kişi Anıldı » Polis, “Pis Kürtler, Düzeni Bozuyorsunuz. Hepiniz Teröristsiniz” » Türk Polisi, veresiye meşrubat vermeyen esnafa saldırdı! » Gözaltındaki DTP İlçe Başkanı hastaneye kaldırıldı » İşkence : Vicdani retçi Bal'a Askeri Cezaevi'nde linç girişimi » ‘İsviçre Kürtleri Türk sayıyor’ » Irkçı-milliyetçi saldırgan gruplar, polis eşliğinde, » Bornova da bir ayda 2. işkence : Mardinli Kürt'tür Vurun ulan vurun! » Karakolda şahitlere de işkence : 'Siz Kürtler ölmezsiniz, köpeksiniz size bir şey olmaz' » Polis'ten neştercilere çay ikramı... » Cizreli çocuklara cezaevinde işkence » Penisine ip bağlanarak odanın içinde gezdirilen Aslan'a 'suçunu itiraf etmesi' istendi. » Newroz kutlamaları sırasında terör estiren Van Emniyet Müdürü'ne Vali takdirname verdi |
DTP'li Belediyeye Polis Baskını
Batman Belediyesi, bugün saat 19.00 sıralarında, Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Kaçakçılık ve organize Suçlar Şube Müdürlüğü mensubu 20 kişilik bir polis ekibi tarafından basıldı. Belediye'deki nöbetçi personelin bildirmesi üzerine Belediye'ye gelen DTP'li başkan Hüseyin Kalkan ve DTP Batman Milletvekili Bengi Yıldız ile avukatları polislerle görüşerek arama izni olmadan makamlık ve diğer odaları açmayacağını polise bildirdi. Bunun üzerine yaklaşık 15 polis, belediye hizmet binasında beklerken diğer polisler ise arama izni için nöbetçi mahkemeye başvurdu. Polisler, mahkemeden aldıkları izinle, saat 19.30 sıralarında belediyeye tekrar gelerek başkan Hüseyin Kalkan'ın makamı başta olmak üzere Danışmanı Nesim Turhan ve Özel Kalem Müdürlüğü'nde geniş çaplı arama başlattı. Polisler, belediyede aramanın yanısıra belediye meclis üyelerinin aldığı tüm kararları da gözden geçiriyor. Batman Belediye Başkan Danışmanı gözaltına alındı ANF-BATMAN / Batman Belediyesi'ne baskın düzenleyen polisler, Belediye Başkan Danışmanı Nesim Turhan'ı gözaltına aldı. Batman Belediyesi'ne akşam saatlerinde baskın düzenleyen polisler, Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan'ın bürosunda arama yaptıktan sonra Belediye Başkan Danışmanı Nesim Turhan'ı gözaltına aldı.www.Kurdistan-Post.org » ‘Asıl eğitim evde başlar. Çocuklarınızla Kürtçe konuşun, Kürt kültürünü yaşatın' » SKANDAL : El Kirine 4.5 Ay Hapis! » Polisler: Her polis için 10 Kürdü öldüreceğiz » Panzerle öldürmeyi unutturmak istiyorlar » Dövülen S.A.'ya 'polis dövdü' suçlaması » 1992 Newroz’unda Devlet Güçlerince Katledilen 54 Kişi Anıldı » Polis, “Pis Kürtler, Düzeni Bozuyorsunuz. Hepiniz Teröristsiniz” » Türk Polisi, veresiye meşrubat vermeyen esnafa saldırdı! » Gözaltındaki DTP İlçe Başkanı hastaneye kaldırıldı » İşkence : Vicdani retçi Bal'a Askeri Cezaevi'nde linç girişimi » ‘İsviçre Kürtleri Türk sayıyor’ » Irkçı-milliyetçi saldırgan gruplar, polis eşliğinde, » Bornova da bir ayda 2. işkence : Mardinli Kürt'tür Vurun ulan vurun! » Karakolda şahitlere de işkence : 'Siz Kürtler ölmezsiniz, köpeksiniz size bir şey olmaz' » Polis'ten neştercilere çay ikramı... » Cizreli çocuklara cezaevinde işkence » Penisine ip bağlanarak odanın içinde gezdirilen Aslan'a 'suçunu itiraf etmesi' istendi. » Newroz kutlamaları sırasında terör estiren Van Emniyet Müdürü'ne Vali takdirname verdi |
KurdTime : Monday, August 25, 2008 0 Yorum
Sigaracıların gizlediği öldüren sır
KurdTime : Monday, August 25, 2008 0 Yorum
Etiketler : Hayat
Ahmet Türk'ten ilginç açıklamalar
Ahmet Türk: Kürt sorununda devlet de değişmeli biz de DTP Genel Başkanı Ahmet Türk; "Gerçekçi olmak lazım, biz ütopyamızla bir dünya kuramayız. Bunu arkadaşlarımıza da anlatmaya çalıştım, siz gerçekçi olmadığınızda toplumsal realiteyi görmediğinizde Türkiye'nin hassasiyetlerini bilerek siyaset yapmadığınızda hayal kırıklığına uğrarsınız. Bazı arkadaşların söylemleri bize umutla bakan kişilerin umutlarını kırıyor, o çıkışlar çözüme hizmet etmiyor. Geçmişte, şahin olup da tüyü dökülen kuşlara dönenleri çok gördük" diyor. MEHMET GÜNDEM
Empati... Birlikte yaşamak için en kestirme yol anlamak. Anlamak için ise ilk adım anlamaya çalışmak olmalı. Türkiye, birbirini anlamaya çalışma eylemine yabancı, empati yeteneği gelişmemiş, bencil ve dayatmacı kesimlerle dolu. Herkes ötekinden üstün ve ayrıcalıklı olduğunu farzederek söze başlıyor. Herkes herkesten kurtarıyor ülkeyi. Fakat bütün bu sahte kurtarıcılıklar bizi daha da dibe çekiyor, terörün kucağına itiyor. Bu terör kimi zaman PKK, kimi zaman Hizbullah, kimi zamanda Ergenekon marifetiyle vuruyor bizi. Bu ülke doğusundan batısına bir terör mağdurudur. Acı, gözyaşı, tabut ve bayrak hemen hemen her semte birkaç kere uğramıştır. Kürt ya da Türk acı hepimizi eşitliyor. Kürt sorunu ne Kürtlerin ne de bir bölgenin sorunudur, Kürt sorunu Kürtlerin olduğu kadar Türklerin ve Türkiye'nin sorunudur. Bu sorun karşısında sahici bir çözüm için Türk-Kürt herkes el ele vermeli. Artık anlayalım, birbirimizi anlamadan, yaklaşmadan, el ele vermeden, gönül birliği yapmadan artık hiçbir sorunu çözemeyiz... * * * PKK'ya yakın bir televizyonda, Batılıların 'AKP bölgede sizden daha fazla oy aldı' sorusuna cevap veremediğinizi söylediniz. Peki kendinize cevabınız var mı? O sözleri halka bir sesleniş olarak değerlendirmek lazım. Yani bir itiraf değil... AK Parti'nin bölgede bizden fazla oy almasını bir şekilde izah edebiliriz, bağımsız adaylarla girdik, biz bir misyon partisiyiz, iktidar olmamızı zaten kimse beklemi-yordu... Bölge halkı CHP ve MHP'yi iktidar alternatifi olarak görmedi, AK Parti'yi statükocu anlayışın dışında değerlendirdi, çözüme katkısı olacağını düşündü. Şimdi ne değişti? AK Parti, çözüm yolunda beklenen adımları atmadı. Bugün Kürtler büyük hayal kırıklığı yaşıyorlar. Bu tür söylemlerle halkı motive etmeye mi çalışıyorsunuz? Biraz öyle. DTP, Kürt sorunun çözümü için bedel ödeyen bir parti ama bölgede birinci parti olmadan eli hep zayıf kalacak, çözüme gerekli katkıyı yapamayacak. Kürtlerin mücadelesinin, dünyayı görerek ve çağı değerlendirerek dönüşmesi gerektiğini de söylediniz. Silahlı çatışmayla sorunların çözülmeyeceğini görüyoruz, geçmişte oldu ama günümüzde ne kadar haklı olursanız olun silahla destek bulmak çok zor. PKK'ya da tavır mı bu sözler? Bu mesajı iki tarafa da veriyoruz. Silah bir hak arama yöntemi olmaktan çıkmalı, diğer yandan devlet sopayla Kürtleri susturmaktan vazgeçmeli. Ülkenin en önemli sorunu Kürt sorunudur, bu sorun çözülmeden Türkiye gerekli değişim ve dönüşümü de yapamaz. DTP ne Türkiye partisi olabildi ne de bütün Kürtlerin partisi... Bizim bütün Kürtlerin partisi olma anlayışımız yok. Biz misyon partisiyiz... NEREDE HATA YAPTIK DİYORUZ Nerede hata yaptık diyor musunuz? İnsanız, tabii ki soruyoruz, Kürt demokrasi güçlerinin kendisini dönüştürmesi gerekiyor, bu konuda bir arayış da var ama bu değişimin gerçekleşmesi ve demokratik siyasetin etkili olabilmesi için devletin de Kürt sorununu demokratik yöntemlerle çözme niyetini ortaya koyması şart. Kürtlerde silahla çözme inancı kayboldu mu? Silahlı mücadele daha 10 yıl sürse de sonuç alınamayacağını herkes görmeye başladı. Öyleyse neden sonuca gidilemiyor? Biz bunu devletten bekliyoruz, sorunu çözme yöntemini değiştirdiğini görmemiz lazım. 70 yıllık statükocu mantıkla hiçbir sorun çözülmüyor. Dünya değişiyorsa Türkiye de değişmek zorunda ama statükocu kesim kendi iktidarını korumaya yönelik bir kapanma içinde. DTP Eşbaşkanlığı'ndan ayrılmanız İmralı darbesi olarak görüldü. Meclis'e bağımsız girmiştik, parti ile grup arasında bir diyalog oluşturma ihtiyacı vardı, biz de anlaşarak ayrıldık. Güvercinler-şahinler tartışması ılımlı kesimin tasfiyesi olarak algılandı. Durum biraz büyütüldü, insanlar farklı düşünebilir, bu bir zenginlik olarak görülmeli. Bu farklı tartışmalardan net bir siyasi çizgi üretebildiniz mi? Arkadaşlarla aramızda ideolojik bir fark yok ama siyasette farklı tutumlar olabilir, bu konuda rahat hareket ediyoruz. Bizim partimiz lider partisi değil. Siz güvercin misiniz, şahin mi? Ben diyalogun sorunların çözümüne katkı sunacağına inanıyorum. Çözüm istiyorsak bu süreçte herkesin uzlaşı ortamının sağlanmasına katkısı olmalı. Hiç mi sorun yok? İsim vermeyeyim ama bazı arkadaşların söylemleri, bize umutla bakan kişilerin umutlarını kırıyor. Bunlar sorunun çözümünde olumlu havayı ortadan kaldırıyor. TÜYSÜZ KALAN ŞAHİNLER GÖRDÜK Devletin üst katlarında, sizin DTP Genel Başkanı olmanıza olumlu bakıldığına dair haberler çıktı. Uzun süredir siyasetin içindeyim sorunların çözümü konusundaki yaklaşımım biliniyor, gerçekçi olmak lazım, biz ütopyamızla bir dünya yaratamıyoruz. Bunu arkadaşlarımıza da anlatmaya çalıştım, siz toplumsal realiteyi görmediğinizde Türkiye'nin hassasiyetlerini bilerek siyaset yapmadığınızda hayal kırıklığına uğrarsınız. Geçmişte, şahin olup da tüyü dökülen kuşlara dönenleri çok gördük. Biz Kürt hak ve özgürlükleri mücadelesinde gerekirse şahin, gerekirse güvercin oluruz. Kimse kimseden daha çok şahin ve daha çok güvercin değildir. DTP, PKK ile arasına mesafe koysun çağrısını çok duyduk, fakat bunun bir ölçüde olduğunu ve daha ilerisinin olmayacağını düşünüyorum... Kürt sorununa çözüm bekleyen bir halk var. Bu yüzden PKK da halk içinde etkili. PKK'yı kınayın diyorlar, peki ben bunu dediğim zaman halk üzerinde tesirim ne olur, Kürtleri, hatta PKK'yı ikna şansım var mı... DTP ile PKK arasında organik bir bağ varmış gibi bakıyorlar, DTP'lileri muhatap almayı PKK'ya taviz gibi görüyorlar ki bu doğru değil. Devlet siz adam yerine koymuyor mu? Hayır, parlamentoya geldik, dışlandık. Sizin adam yerine koymadığınız temsilcilerin halka vereceği mesajların ne anlamı olabilir! Bize, "Devlet sizi kucakladı mı ki gelip bunu söylüyorsun" derler. Sorunu çözmek için ortak aklı geliştirmek şart. Bunun için herkesle görüşmek istiyoruz ama bize kapılar kapalı. Meclis'te siyaset üretirken İmralı'nın açıklamalarından etkileniyor musunuz? Tabii ki bazı doğrular var, ben de söylerim İmralı da söyler. Bazı söylemler barışa olanak sağlarsa ben kulağımı niye kapatayım. İmralı'daki adam PKK'nın kurucusu, halkın üzerinde de etkisi var. Son dönemdeki açıklamalarını devletin de görmesi lazım. KİMSE YOKKEN TOKALAŞIYORLAR Meclis'te Bahçeli ile tokalaşmanız büyük ilgi görmüştü. Diyalog neden sürmedi? Türkiye'de demokrasi her zaman vesayet altında olduğundan siyasetçi yeni bir adım attığında nasıl tepki görürüm endişesini yaşıyor. Sayın Başbakan kimsenin olmadığı bir havalananında gelip nasılsınız diye elini uzatır, Baykal da öyle ama Meclis'in içinde selam bile vermez. AK Parti'nin gündeme getirdiği bir iki konuda memnuniyetimizi dile getirdik, hemen "bölücülerle şeriatçılar bir araya geldi" dediler oysa ne onlar şeriatçı ne de biz bölücüyüz. ERGENEKON ÖRGÜTÜ KÜRT SORUNUNDAN BESLENDİ Ergenekon sizin için ne anlam ifade ediyor? Ergenekon'un yakalanmasını Kürtler hayati bir konu olarak görüyor. Biz Ergenekon'un kaynağına inilmesini istiyoruz. Ergenekon'un kaynağı Kürt sorunudur, bu örgütün geliştiği, beslendiği, büyüdüğü yer Kürt coğrafyasıdır. Kürt coğrafyasında yaşanan olayların Türk halkı tarafından bilinmesi, bizleri karşı karşıya getiren mantığın ortaya çıkması açısından çok önemli. Ne gibi? Kürt işadamlarını öldürenlerin ortaya çıkarılmasını, faili meçhullerin çözülmesini istiyoruz. 1990'lı yıllarda Muş'ta beş kişi gözaltına alındı. Gözaltına alındıklarını vali ve alay komutanı kabul etti. Beş kişi Murat nehrinin kenarında infaz edildi. Bunlar faili meçhul olarak kayda geçti. Bunlar ortaya çıkarılmazsa, Ergenekon davası sonuçsuz kalır. Ergenekon sanığı Levent Ersöz'le ilgili bir iddianız var. Evet, dönemin Şırnak Jandarma Alay Komutanı HADEP'li Serdar Tanış'ın ailesine telefon açıyor; "Oğlunuz HADEP ilçe başkanlığı yaparsa onu öldürürüz" diyor. Serdar Ankara'ya geldi anlattı, ben de "O zaman bir müddet bekleyin, partiyi kurmayın" dedim. Aradan bir ay geçmedi Serdar kayboldu. Serdar Tanış'la Ebubekir Yıldız arkadaşları tarafından Silopi Jandarma Komutanlığı'nın kapısına kadar götürülüyorlar. İçeri giriyorlar fakat aradan yıllar geçti hâlâ haber yok. O gün alay komutanı olan kişi bugün Ergenekon davasında sanık olan Levent Ersöz. Bölgede faili meçhul cinayetleri işleyen subayların Ergenekon'la bağlantıları var. Ergenekon Kürt halkına bu kadar zarar vermişken, siz tepki vermekte biraz geç kalmadınız mı? Halkımız da tepki gösterdi; "Bu kadar büyük fırsatı niye iyi değerlendirmiyorsunuz" dediler. Nereye varacağıyla ilgili hepimizin kuşkuları vardı. Susurluk'u, Şemdinli'yi yaşadık, suçüstü yakalanmasına rağmen hükümet bir başçavuşu bile cezalandıracak refleksi gösteremedi. Şimdi ne oldu da generaller içeri alındı... Bu hükümetin karar verdiği bir şey değil. Ergenekon'un siyasi boyutuna bakın, İP, milliyetçi sol ve Avrasya grubu. Türkiye'yi Batı'dan koparmaya çalışıyorlar. Devletin en üst düzeyindeki isimlere suikast planları yapılmış. Yani Ergenekon, devleti de hedef alıyor. Ergenekon'un üzerine gidilsin kararını devlet verdi. Bizim kafamızda hâlâ sorular var; Kürt coğrafyasında işlenen cinayetler ortaya çıkmazsa demokratikleşme olmaz. Biz bu konuya olayın mağdur tarafı olarak müdahil olacağız. CHP HEPİMİZİ ÜRKÜTÜYOR Öteki partilerin Ergenekon'a yaklaşımını nasıl buldunuz? Dürüst konuşmak lazım, şu ana kadar MHP'nin bu kesimlerle bağlantısını ortaya çıkaracak bir şey yok. CHP? Sayın Baykal'la uzun süre birlikte çalıştık, parti içinde en ufak bir tartışmaya bile taraf olmaktan korkar. Böyle birinin Ergenekon'a bu kadar sahip çıkması beni endişelendiriyor, kuşkulandırıyor, acaba Baykal'la Ergenekon arasında ilişki mi var diyorum. Niye kuyruk olduğunu anlayamadım. Eğer CHP Türkiye'nin demokratikleşmesine katkı yapsaydı Ergenekon bu kadar büyüyemezdi. CHP'nin her açıklaması beni, savcıları, devleti, hükümeti ürkütüyor. Bu açıklamalar, Ergenekoncuları cesaretlendirir. İktidarı Ergenekon'la mücadelede yalnız bırakmamak lazım. Bu devletin şeffaflaşması için bir fırsattır. Ergenekon sadece savcıların işi değil. Siyasi partilerin bir bütün olarak Ergenekon'un karşısında durmaları gerekir. Çünkü demokratik sistemi, siyaseti ve parlamentoyu yok etmeye dönük bir yapı bu. İddianamede Ergenekon PKK-Hizbullah bağlantısından da söz ediliyor. PKK ile Ergenekon arasında ilişki var demek zor. Geçmişte PKK'nın içinde yer almış sonra itirafçı olmuş ve kullanılmış birçok kişi görebiliriz. Sızmalar olabilir ya da farkında olmadan kullanılmış olabilir. PKK'yı devletin kurdurttuğu da söyleniyor. İnanmıyorum, devlet kurdurduysa durdurabilir. PKK devletin Kürtleri inkar ettiği bir süreçte ortaya çıktı. 80 darbesiyle Diyarbakır'da yapılan işkenceler, gözaltılar çığ gibi büyüttü PKK'yı. DTP kapatılacak mı? Geçmişte de birçok siyasi partimiz kapatıldı ama Türkiye'de yeni bir süreç başladı gibi. Kapatılmaması gerekir diyorum. Kapatılırsa... Demokratik siyaseti sürdürme kararındayız ama yeni bir travma köprülerin yıkıldığı bir noktaya götürebilir insanları ve bu çok tehlikelidir. Partinin kapatılması PKK'yı öne çıkarır mı? Kapatılma, sorunun çözümsüzlüğü olarak halka yansır ve bu da umudun adresini değiştirebilir. ÖZAL, ÇÖZÜM İÇİN ADIM ATINCA ÖLDÜ Siz Özal'la vefatından önce konuştunuz, onun ani ölümü suikast iddialarını gündeme getirdi, Kürt sorununa yaklaşım tarzı da bu bağlamda gündeme geldi. Bir gün beni çağırdı yanına oturttu, zabıt tutan sekreterini dışarı çıkardı. Ne söyledi size? Şahinlik gerekirse herkesten şahinim ama bu işin böyle çözülmeyeceğini görüyorum. Allah'tan başka kimseden korkmuyorum, Süleyman Bey gibi de korkak değilim, Kürt sorununu çözecek formülü bulmamız gerekir. Af çıkaralım, herkesten bir dilekçe alıp kapalı zarfa koyalım beş yıl suç işlemediği takdirde zarflar ortadan kaldırılsın dedi. O dönemde bir ateşkes tartışması vardı, biz Şam'a gitmeyi düşünüyorduk, size gidin ya da gitmeyin demiyorum ama giderseniz yanınıza başka partilerden de isimler alın dedi. Biz de öyle yaptık ama kimse gelmedi. Biz Şam'a gittiğimizde Özal'ın öldüğünü öğrendik. Uykuda bile marş okudum Sizin PKK'lı olduğunuz bir dönem var mı? Ben bir Kürdüm ve nasibimizi aldık. 12 Eylül sonrası Diyarbakır Cezaevi'ne girdim. Her gün Tanrı'ya; "canımı al da beni bu işkenceden kurtar" diye yalvarıyordum. Ölüm bile elimize geçmiyordu Cezaevinde neler yaşadınız? Beni 200 askerin arasına çırılçıplak getirip copla dövdüler. Tuvaletlerde pislik yediriyorlar, 24 saat işkence yapıyorlardı. Dayaktan her yerimiz simsiyahtı. Bir gün adam copunu kaldırmış "Atatürk'ün annesinin adı ne" diye sordu, bildiğim halde söyleyemedim, aklım copa takılmıştı. Gece baskın yapılıyor, dayakla marş okutuluyordu, korkudan 56 tane marş ezberledim. Birçok insan cezaevinde gözümüzün önünde öldürüldü, yüzbaşı doktora bağırarak, "rapora ranzadan düşme yaz" diyordu. Bir asteğmen doktoru gözlerimle gördüm, insanlığımdan utanıyorum diye ağlıyordu. Bunlar sizde nasıl bir travma oluşturdu? Cezaevinden çıktıktan sonra köyüme gittim, şafakta uyanıyordum köyün etrafı panzerle sarıldı diye. Evimde bile geceleri uykuda ayağa kalkıp marş okuyordum dayak korkusundan. 'TÜRK'TEN RAHATSIZ DEĞİLİM Kürt aydını Tarık Ziya Ekinci, DTP'nin kitle partisi olabilmesi için bir Türk'ün Kürtlere öncülük yapması gerektiğini söylemişti. Geçmişte aramızda Türk arkadaşlarımız vardı ama olmadı... Soyadınızın Türk olması yetmiyor mu? Ben Kürt'üm. Türk soyadını biz seçmedik, nüfus memuru öyle uygun görmüş. Türk'ten hiç rahatsız oldunuz mu? Hayır. TAŞ KOYSAK SEÇİLİR MANTIĞI YOK Yerel seçimlerin sizin için referandum olacağını söylediniz. Bizim için önemli bir sınav, mevcut durumumuzu ikiye katlamayı hedefliyoruz. Bu seçimlerde halkın benimsediği isimler olacak, "taş koysak seçilir" mantığı yok. Diyarbakır herkes için önemli hale geldi. Diyarbakır'ı kazanmamız halkımızın siyasetimizi benimsediği anlamına geliyor. Kaybederseniz, siyasetiniz benimsenmemiş mi olacak? Böyle bir ihtimal düşünmüyoruz ama tabi ki kendimizi gözden geçirmek zorundayız. yeni şafak |
KurdTime : Monday, August 25, 2008 0 Yorum
Etiketler : Röportaj
Kürt kolasına vize yok
Türk Patent Enstitüsü (TPE) Kürt kolasına vize vermedi. ‘Cola Kurda’ isimli gazlı içecek için TPE’ye üç kez marka başvurusunda bulunuldu. Sonuncusu 2007 yılında yapılan patent başvuruları yapılan incelemelerin ardından TPE’den döndü.
2003 yılında Akıl Gıda Sanayi ve Ticaret LTD. tarafından yapılan marka başvurusu, 2004 yılında Ahmet Doğan, 2007 yılında da Hacı Ramazan Aslan isimli vatandaş tarafından tekrarlandı. Marka başvurusunda bulunan Şanlıurfalı Hacı Ramazan Aslan, ‘Cola Kurda’ ismini verdiği ürünü için PKK’nın da kullandığı sarı, kırmızı, yeşil renkleri ve örgütün amblemini çağrıştıran yıldızlı bir amblemi seçti. TPE her üç başvuruyu da, “kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı” olduğu gerekçesiyle reddetti.
IRAK’TA SATIŞI BAŞLADI Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Irak’ın kuzeyindeki Kürt grupların kurduğu ve Türkiye’nin büyük tepkisini çeken ‘Kürdistan Havayolları’ uçaklarında da tüketildiği ifade edilen Cola Kurda’nın Irak piyasasında satışa sunulduğu belirtiliyor. ‘Cola Kurda’ ibareli başvuruların “kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı” gerekçesiyle reddedildiğini söyleyen Türk Patent Enstitüsü yetkilileri, marka tescil başvurusunun temel amacının resmiyette ticari faaliyet olarak göründüğünü belirttiler. TPE yetkilileri, marka tescil başvurularının incelenirken, tescili istenen markanın ‘kamu düzeni ve genel ahlaka’ aykırı olup olmadığı hususunun dikkate alındığını, söz konusu başvurularda da bu hükme aykırılığın tespit edildiğini ifade ettiler.
TALİMAT ALMANYA’DAN ‘Cola Kurda’nın üretiminde, merkezi Almanya’da bulunan ve Kürt Ekonomi Kongresi’nin (KARSAZ) üyelerine Kürt markaları yaratılması yönünde çağrıda bulunmasının etkili olduğu belirtiliyor. KARSAZ ayrıca kolanın yanında tekstil ve gıda gibi sektörlerde de Kürt markalarının yaratılması için girişimlerde bulunuyor. Ahmet Doğan isimli vatandaşın 2004 yılında TPE’ye yaptığı ‘Cola Kurda’ isimli marka tescilinde hizmet alanı olarak gazlı içeceğin yanı sıra tekstili göstermesi de dikkat çekmişti.
Kürt birası da sarı-kırmızı-yeşil! Tütün ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu’na Kürt birası Roj Beer için de başvuruda bulunulmuş ve müracaat dosyasını inceleyen kurum, “markanın Kürtçe olması, terör örgütünün sarı- kırmızı-yeşil renklerinin kullanılması, ‘bir yudum özgürlük’ sloganının Zazaca da yazılması, belli bir kitleyi hedef alan mahiyetinde tereddüt olması” gibi nedenlerle bakanlıktan konunun ‘’emniyet ve İçişleri nezdinde değerlendirilmesi’’ isteğinde bulunmuştu.hurriyet
‘Asıl eğitim evde başlar. Çocuklarınızla Kürtçe konuşun, Kürt kültürünü yaşatın' |
KurdTime : Monday, August 25, 2008 0 Yorum
Etiketler : Zaza
Kürdistan - ŞAMPİYON HEWLERSPOR
25-Aug-08 [12:45] PNA-Arshad A.Abdurrahman: Irak Futbol Birinci Lig’de şampiyon Hewler Spor oldu. Geçen sezon lig şampiyonu Başkent Hewler Spor böylece tarihinde üst üste 2. Şampiyonluğa ulaşmayı başardı. Hewler Spor Irak Futbol Birinci Ligi final elemelerinden şampiyon olarak çıkan üst üste ikinci kez şampiyon oldu. Geniş güvenlik önlemleri üst seviyede tutulan final maçında Hewler Sporun karşısında Bağdat'ın güçlü ekibi Zewra yer aldı. Hewlerspor, dün akşam Bağdat’taki Şaab stadında karşılaştığı rakibi Zewra Spor’u 1-0 yendi. Normal süresi golsüz berabere sonuçlanan karşılaşma uzatmanın 8. dakikasında Ahmet Salihi’n attığı golle Hewler Spor 1-0 öne geçti. uzatmaların 8.dakikasında attığı ve 1-0 öne geçtiği golde, Hewler Spor’un forvet oyuncusu Salih, adeta şov yaptı. Hewler Spor, Bağdat’taki Şaab stadını dolduran seyircisinin de desteğiyle, bu sonucu maçın bitiş düdüğüne kadar koruyarak şampiyonluk kupasına ulaşan taraf oldu. Karşılaşmayı, yaklaşık 65 bin seyirci izlerken maç sonrası statta görülmeye değer bir sevinç vardı. Hewler Spor maç sonrası şampiyonluk kupasını, düzenlenen törenle teslim aldı. Bu arada başkent Hewler’de taraftarlar şehir turu atarak şampiyonluk sevincini doyasıya yaşıyor. Hewler Spor geçen sene de başkent Hewler'deki Franso Hariri Stadı'nda Bağdat'ın güçlü ekiplerinden Kuwwel Cewwiye ile yaptığı final maçını 1-0 kazanarak şampiyonluğunu ilan etmişti. HEWLER SPORT KÜRDİSTAN 2010 VIVA DÜNYA KUPASINA EV SAHİPLİĞİ YAPACAK Kürdistan Dünya Dördüncüsü! “Viva Dünya Kupası Padania’’nın” KÜRDİSTAN VE SEMİLAND BERABERE KALDI Türk Tümen Komutanı'ndan Gever halkına hakaret! Diyarbakır Türkiye Folklor yarışmasında birinci oldu KÜRDİSTAN MİLLİ FUTBOL TAKIMI İLK ANTRENMANINI YAPTI Genelkurmay’dan sonra bu da AKP'nin eylem planı |
KurdTime : Monday, August 25, 2008 0 Yorum
Etiketler : Spor
Kürtler adım adım geriliyor
Kürtlerin ikinci 'AŞ BETALI'
Güney Kürdistan, ikinci Cezayir anlaşmasıyla yüz yüzedir. Bugünden bunun işaretlerini görmek mümkündür. Irak merkezi hükümetinin yerel seçimler kanunuyla başlatmış olduğu süreç hızla devam etmektedir. Yasa cumhurbaşkanı tarafında veto edilmesine rağmen Irak hükümeti tarafından yasa pratikleştiriliyor. Veto edilen 24 maddenin alt başlıklarından bir tanesi de, Kerkük'teki güvenlik ve asayişin Irak askerlerine devredilmesi ve peşmerge güçlerinin Kerkük'ten çıkarılmasıydı. Irak ordusu KDP ve YNK bürolarını bastı! “Telebimiz reddedilirse, Irak bakanlıklarıyla ilişkilerimizi keseceğiz’’ Devletin Irak Türkmenleri üzerindeki planları ortaya çıktı Crocker: “Amerika Hiçbir Şekilde Kürtlere Sırtını Dönmeyecek” İşte Katliamların TSK ibareli 'GİZLİ' Belgesi RUS KONSOLUS: “BİZ KÜRDİSTAN’A AYRI BİR ÖNEM VERİYORUZ’’ Crocker, “Erbil - Bağdat Sorunları, ‘anahtar Iraklılarda olacak şekilde’ çözülmeli” Türk Ordusu Misket Bombaları ile Sivil Halka Zarar Veriyor Şengal Katliamı bir başlangıçtı Şii Lider Sistani: “KERKÜK’ÜN GELECEĞİNİ KERKÜK HALKI BELİRLEYECEK” Türkiye, Irak’ı siyasi krizin eşiğine getirdi Dr.MAHMUT OSMAN: ‘’IRAK’TAN KERKÜK’E GÜÇ KAYDIRMAK ARAPLAŞTIRMA ANLAMI TAŞIYOR’’ BAŞKAN BARZANİ: ‘’KERKÜK KONUSUNDA HİÇBİR ŞEKİLDE PAZARLIK YAPMAYACAĞIZ’’ BAŞKAN BARZANİ: “KERKÜK’ÜN BÜTÜN OLUŞUMLARI İÇİN ÇALIŞACAĞIZ’’ Kerkük’teki Patlamanın Faili İstanbul’da Kaçırıldı Kerkük'ü bekleyen ciddi tehlike Kerkük, Küdistan'a bağlanmadıkça ne Kürdistan özgürleşecek ne de Kürdler rahat yüzü görecektir! Irkçı Arap aşiretlerinden Kerkük’te Kürtlere karşı sonsuza dek şavaşma kararı TARAFLAR UZLAŞAMADI...KERKÜK TATİLDEN SONRAYA BIRAKILDI... Musul’da 500 Kürde ait toplu mezar bulundu Kürtlere Kerkük’te Türkiye, Irak ve Suudi Arabistan kuşatması! Irak Dışişleri Bakanlığından, Türkiye’ye: Kerkük’e karışma Türk hükümeti, Federe Kürdistan’ın içişlerine karışacağını “tehditlerle” teyit etti! BAŞKAN BARZANİ: ‘’DIŞ GÜÇLERİN AJANDASI KERKÜK’TE BAŞARIYA ULAŞMAZ’’ KERKÜK İL MECLİSİNİN TALEBİ İÇİN UYGUN BİR YOL SUNULACAK BAŞKAN BAZRANİ: ‘’ DIŞ GÜÇLERİN KERKÜK’TEKI AMAÇLARINA HİÇBİR ŞEKİLDE YOL VERMEYECEĞİZ’’ “140.MADDE ÖLDÜ DİYENLER IRAK’IN PARÇA PARÇA OLMASINA TAHAMMÜL ETSİNLER’’ Hişyar Zebari’nin ağzından Irak BAŞBAKAN NEÇİRVAN BARZANİ: MALİKİ 140.MADDENİN UYGULANMASINDAN YANA’’ KERKUKİ : ''DE MİSTURA , RAPORUNDAKİ HATALARI İTİRAF ETTİ'' ‘’KÜRDİSTAN HALKININ 140.MADDENİN UYGULANMASINI İSTEMESİ TABİİ BİR HAKTIR’’ IRAK PARLAMENTO BAŞKAN YARDIMCISI TAYFUR: ''TÜRKİYE İÇ İŞLERİMİZE KARŞIYOR'' BAŞKAN BARZANİ VE BUSH TELEFONLA GÖRÜŞTÜ: YEREL SEÇİM YASASI DEĞERLENDİRİLDİ BAŞBAKAN BARZANİ İLE PARLAMENTO BAŞKANI MÜFTÜ BİR ARAYA GELDİ: ''DE MİSTURA RAPORU KAYGI VERİCİ..." BM'nin Kerkük raporuna Güney Kürdistan Parlamentosundan ret Kerkük'te seçim var referandum yok KÜRDİSTAN İTTİFAK LİSTESİ, BM'NİN 140. MADDE İLE İLGİLİ ÖNERİLERİNİ GÖRÜŞMEK ÜZERE TOPLANIYOR. DR.MAHMUT OSMAN: "BM'NİN 140.MADDE KONUSUNDAKİ ÖNERİLERİ OLUMSUZ" KERKÜKLÜLER KARARI ‘’KÜRDİSTAN BÖLGE YÖNETİMİNE BAĞLANMAK İSTİYORUZ’’ YNK : Türkmen Cephesi 4 Kürdü öldürdü 'Ergenekon'un avukatı' Baykal'ın açıklamaları ve ITC saldırısı failleri gösteriyor Kerkük'te İran, Türkiye, Suudia Arabistan'ın anti-Kürt ittifakı ve ITC parmağı KERKUK ,ERBiL’DEN SONRA SÜLEYMANİYE’DE BÜYÜK PROTESTO KÜRDİSTAN BÖLGE BAŞKANLIĞI’NDAN İNTİHAR SALDIRISINA KARŞI SERT KINAMA... ERGENEKON IRAK FELLUCE’YE NE GÔNDERDI? İsyan çağrısından sivil katliama ITC , ‘’HALKA ATEŞ AÇIN’’ TALİMATI VERDİ... Sağlık Bakanı: Kerkük'te 25 kişi öldü, 180 kişi yaralandı Önümüzdeki dönem içerisinde Kürd-Sünni ittifakı yaşanabilir. BAŞKAN BARZANİ: ‘’KERKÜK KONUSUNDA HİÇKİMSENİN ATEŞLE OYNAMASINI İSTEMİYORUZ’’ Kerkük ve diğer koparılmış bölgelerinin durumunun anayasada öngörülen şekilde normale dönüştürülmesi Kürd İttifakı:'Referandumun 2-3 ay için ertelenmesi sorun teşkil etmiyor' Katliamcı devletler Kerkuk referandumunu erteletti! Şengal Katliamı: 500 ölü, 400 yaralı |
KurdTime : Monday, August 25, 2008 1 Yorum
Etiketler : Kerkük