Thursday, August 28, 2008

Talabani vasiyetinde “Barham Salih Cumhurbaşkanı olsun” dedi

 

Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani,  bu ayın ortasında ABD’de kalp ameliyatı oldu. Irak Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, sol dizindeki ağrı nedeniyle ABD’de Mayo Klinik hastanesine yatan Talabani’nin, yapılan tetkiklerde kalp kapakçıklarından birinde sorun bulunduğunun belirlendiği ve başarıyla ameliyat edildiği söylendi.

 Celal_Talabani_thumb[3]

Sağlık durumu gittikçe kötüleşen ve yaşı ilerleyen Irak Cumhurbaşkanı ve Kürdistan Yurseverler Birliği (KYB) lideri Celal Talabani’nin ABD‘ye gitmeden önce vasiyetnamesini yazdığını iddia edildi.
Hewlati Gazetesi’nin haberine göre, Talabani’nin ABD ziyareti öncesinde Kosret Resul Ali Talabani’den hem KYB hem de Irak Cumhurbaşkanlığı işlerini yürütmesi için bir komite kurulmasını talep etti ve bu komiteye Noşirvan Mustafa, eşi Hero Talabani, İbrahim Ahmet, Dr. Barham Salih ve kendisinin bulunacağı bir bileşimi önerdi.
Öneriyi kabul etmeyen Talabani bunun yerine KYB Genel Sekreterliği için Kosret Resul Ali’yi, Cumhurbaşkanlık için ise Dr. Barham Salih’i uygun gördü. Gazetenin haberinde aynı zamanda Talabani’nin ABD’ye gitmeden önce Mustafa’dan KYB’ye geri dönmesini talep ettiği de ifade edildi. 
Mustafa’nın yeniden KYB’ye döneceği iddia edilirken, KYB Polit Büro üyesi ve aynı zamanda Stratejik Araştırmalar Merkezi sorumlusu Ferit Esaserd’in görüşüne başvurulan haberde, Esaserd’in ortaya atılan iddiaların en güçlü ihtimaller arasında olduğunu belirttiği kaydedildi.
Ancak haberde Esaserd’in resmi olarak böyle bir durumdan haberi olmadığı da kaydedildi. Noşirvan Mustafa’ya yakın bir kaynak ise Mustafa’nın KYB’ye tekrar döneceğine ilişkin iddiaya yönelik, “Bu ihtimal güçlü bir ihtimaldir. Fakat böyle bir durumdan haberim yoktur” dediği ifade edildi.Taraf

Polis ve Doktordan (!) Kürde kimliksizlik İşkencesi

İşyerinden evine giderken polisler tarafından durdurulan ve önce sokak ortasında daha sonra karakolda işkence gördüğünü savunan Adem Deniz adlı vatandaş, İHD İstanbul Şubesi’ne başvuruda bulundu.

iskence_istanbul_deniz

Bitlis’in Hizan İlçesi’nden İstanbul’a göç ettirilen bir ailenin mensubu olan 18 yaşındaki Adem Deniz, İHD’ye başvurarak, hukuki yardım talebinde bulundu. Yeşil Kart başvurusu için kimliğini ailesine bıraktığını ve bundan dolayı üzerinde kimliğinin olmadığını söyleyen Deniz, başından geçenleri şöyle anlattı: “Geçen cuma günü çalıştığım tekstil atölyesinden arkadaşlarımla birlikte eve giderken polisler kimlik kontrolü yaptı. Üzerimde kimlik yoktu. Polislere kimliğimi Yeşil Kart başvurusu için aileme bıraktığımı söyledim. Ama bana ‘Hayır sen yalan atıyorsun. Siz pis yağmacılarsınız’ dedi. Ben de burada çalıştığımı ve hakaret etme hakkının olmadığını söyledim. Bunun üzerine beni vurmaya başladılar. O sırada yanımda bulunan arkadaşlarım olaya tepki gösterdi. Beni yere uzattılar. Polisin birinin ayakları yüzümdeydi diğeri ise bacaklarımı tutmuştu. Yanımdaki arkadaşların polise tepki göstermesiyle olay yerine iki ekip otosu daha geldi. Beni ve yanımda bulunan 3 arkadaşımı da alarak Kuştepe Polis Karakolu’na götürdüler.” Karakolda polisler tarafından tekme tokat karşılandıklarını ifade eden Deniz, “Ellerimiz ters kelepçeli halde karakola girdik. O sırada etrafta bulunan polisler küfür ederek vurmaya başladılar. Sanki karakol değil, cehennemdi. 4 saat karakolda kaldıktan sonra polisler bizi hastaneye götürdü.”
Doktor da doktormuş!
Hastanede karşılaştığı durumu anlatan Deniz, Türkiye’deki bazı doktorların da işkenceci polislerle işbirliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Deniz, şöyle devam etti: “Doktor ile aramızda on metre vardı ve doktor tamam sağlamdır deyip bizi yolladı. Daha sonra yine karakola gittik ve yine aynı muameleyle karşılaştık. Karakol komiseri bizi çağırdı. ‘Gelin sizi barıştıralım’ dedi. Biz de hayır kimseyle küsmedik diye karşılık verdik. Sabaha doğru savcılığa çıkarılmadan, bizi bıraktılar.”
İşkenceyi TİHV tespit etti
İHD aracılığıyla Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na giderek burada sağlık kontrolünden geçirilen Deniz’in sağ kulağının aldığı darbelerden dolayı delindiği, gözlerinde morarma ve kan toplama tespit edildi. Deniz, işkence yapan polisler hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. MEHMET CEVİZCİ/ DİHA/İSTANBUL YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

FKB : Iraklılar 140.Maddeyi Askerî Güçle Engellemek istiyor

Fuad Hüseyin DR.FUAD HÜSEYİN’DEN FEDERAL IRAK HÜKÜMETİNE SUÇLAMA
28-Aug-08 [18:15]PNA-Federal Kürdistan Bölgesi (FKB) Divanı Başkanı Dr.Fuad Hüseyin, Federal Irak hükümetini tek taraflı olarak karar çıkarmakla suçladı ve “Federal Kürdistan Bölge Hükümetiyle kordinasyon kurmaksızın Xaneqin’e askeri güç gönderdi” dedi.

Hüseyin konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Kürtlerin çıkartılan kararlardan haberdar olması gerektiğini söyledi.Hüseyin, Irak Genelkurmay Başkanı’nın Kürt olmasına rağmen çıkartılan karardan haberi olmadığını belirtti.irakasker982

Askeri kararın önemli ve hassas olduğunu söyleyen Hüseyin, hassas bir bölge ile ilgili askeri kararın kötü sonuçları doğurmaması için taraflar arasında kordinasyonun olması gerektiğini kaydetti.

FKB Divanı Başkanı Hüseyin, Irak ordusuna ait güçlerin Xaneqin ilçesine gönderilmesinin Kerkük ve koparılan bölgelerin statüsüne ilişkin Irak Daimi Anayasasında bulunan 140.maddenin uygulanmamasına yönelik olduğunu söyledi ve bu maddenin uygulanması konusunda acele edilmesi gerektiğini belirtti.

Kürdistan - XANEQİN’DE DURUM SAKİNLEŞTİ.
28-Aug-08 [17:40]

PNA-Xaneqin Kaymakamı Muhammed Mela Hasan, Irak askeri güçlerinin Xaneqin ilçesinden çekilmesinin ardından ilçede durumun tamamen sakinleştiğini söyledi.

Xaneqin_Kurdistan

Şerkulewsat gazetesinin bugünkü sayısına demeç veren Hasan, Irak güçlerinin Xaneqin’den çekilmesinin ardından ilçede yaşamın normale döndüğünü belirtti.

Irak askerlerinin Xaneqin’e gönderilmesi kararını eleştiren Hasan, “Xaneqin'e askeri gücün yerleştirilme girişimi ilçedeki istikrar ve güvenliğin bozulması amacı taşıyor” dedi. Hasan, mezhepsel ve taifi kavgayı amaçlayacak düşüncesinin olmaması durumunda Xaneqin İlçe Meclisi’nin Irak güvenlik güçleri ile birlikte terör örgütleri karşısında duracağını söyleyerek, “Ancak Irak askerlerinin Xaneqin’e gelişi terörle mücadele değildi. Belkide ilçeyi kontrol altına alma niyetini taşyordu ” dedi.

Başkan Barzani :Anayasanın İhlal Edilmesi Kabul edilemez”

Türkiye'nin harekât hedefi PKK'nin tasfiyesi, Güney Kürdistan'ın ise kontrolü

IRAK ASKERLERİ XANEQİN’DEN ÇEKİLİYOR

Irak güçleri Xaneqin’e girdi, Kürtler protesto etti

Kürtler adım adım geriliyor

Irak ordusu KDP ve YNK bürolarını bastı!

“Telebimiz reddedilirse, Irak bakanlıklarıyla ilişkilerimizi keseceğiz’’

Devletin Irak Türkmenleri üzerindeki planları ortaya çıktı

Crocker: “Amerika Hiçbir Şekilde Kürtlere Sırtını Dönmeyecek”

İşte Katliamların TSK ibareli 'GİZLİ' Belgesi

RUS KONSOLUS: “BİZ KÜRDİSTAN’A AYRI BİR ÖNEM VERİYORUZ’’

Crocker, “Erbil - Bağdat Sorunları, ‘anahtar Iraklılarda olacak şekilde’ çözülmeli”

Türk Ordusu Misket Bombaları ile Sivil Halka Zarar Veriyor

Şengal Katliamı bir başlangıçtı

Kerkük üzerinden nüfuz savaşı

Şii Lider Sistani: “KERKÜK’ÜN GELECEĞİNİ KERKÜK HALKI BELİRLEYECEK”

Türkiye, Irak’ı siyasi krizin eşiğine getirdi

Dr.MAHMUT OSMAN: ‘’IRAK’TAN KERKÜK’E GÜÇ KAYDIRMAK ARAPLAŞTIRMA ANLAMI TAŞIYOR’’

Kandil’den Kerkük mesajı:Sömürgeciler Kürtleri denetim altında bulundurmak için Kerkük’ü enegelliyorlar”

Türkiye, Saddam Hüseyin rejimininden sonra Kürtlerin bütün kazanımlarını azaltmak için her yolu deniyor

BAŞKAN BARZANİ: ‘’KERKÜK KONUSUNDA HİÇBİR ŞEKİLDE PAZARLIK YAPMAYACAĞIZ’’

BAŞKAN BARZANİ: “KERKÜK’ÜN BÜTÜN OLUŞUMLARI İÇİN ÇALIŞACAĞIZ’’

Kerkük’teki Patlamanın Faili İstanbul’da Kaçırıldı

Ankara Kerkük'ten memnun

Kerkük'ü bekleyen ciddi tehlike

Kerkük, Küdistan'a bağlanmadıkça ne Kürdistan özgürleşecek ne de Kürdler rahat yüzü görecektir!

Irkçı Arap aşiretlerinden Kerkük’te Kürtlere karşı sonsuza dek şavaşma kararı

Barzani: Artık yeter

TARAFLAR UZLAŞAMADI...KERKÜK TATİLDEN SONRAYA BIRAKILDI...

Musul’da 500 Kürde ait toplu mezar bulundu

Kürtlere Kerkük’te Türkiye, Irak ve Suudi Arabistan kuşatması!

Irak Dışişleri Bakanlığından, Türkiye’ye: Kerkük’e karışma

Türk hükümeti, Federe Kürdistan’ın içişlerine karışacağını “tehditlerle” teyit etti!

Kerkük = Kürt sorunu

BAŞKAN BARZANİ: ‘’DIŞ GÜÇLERİN AJANDASI KERKÜK’TE BAŞARIYA ULAŞMAZ’’

KERKÜK İL MECLİSİNİN TALEBİ İÇİN UYGUN BİR YOL SUNULACAK

Barzani ile röportaj

BAŞKAN BAZRANİ: ‘’ DIŞ GÜÇLERİN KERKÜK’TEKI AMAÇLARINA HİÇBİR ŞEKİLDE YOL VERMEYECEĞİZ’’

“140.MADDE ÖLDÜ DİYENLER IRAK’IN PARÇA PARÇA OLMASINA TAHAMMÜL ETSİNLER’’

Hişyar Zebari’nin ağzından Irak

BAŞBAKAN NEÇİRVAN BARZANİ: MALİKİ 140.MADDENİN UYGULANMASINDAN YANA’’

KERKUKİ : ''DE MİSTURA , RAPORUNDAKİ HATALARI İTİRAF ETTİ''

‘’KÜRDİSTAN HALKININ 140.MADDENİN UYGULANMASINI İSTEMESİ TABİİ BİR HAKTIR’’

IRAK PARLAMENTO BAŞKAN YARDIMCISI TAYFUR: ''TÜRKİYE İÇ İŞLERİMİZE KARŞIYOR''

BAŞKAN BARZANİ VE BUSH TELEFONLA GÖRÜŞTÜ: YEREL SEÇİM YASASI DEĞERLENDİRİLDİ

Emir Türkiye’den geldi

BAŞBAKAN BARZANİ İLE PARLAMENTO BAŞKANI MÜFTÜ BİR ARAYA GELDİ: ''DE MİSTURA RAPORU KAYGI VERİCİ..."

BM'nin Kerkük raporuna Güney Kürdistan Parlamentosundan ret

Kerkük'te seçim var referandum yok

KÜRDİSTAN İTTİFAK LİSTESİ, BM'NİN 140. MADDE İLE İLGİLİ ÖNERİLERİNİ GÖRÜŞMEK ÜZERE TOPLANIYOR.

DR.MAHMUT OSMAN: "BM'NİN 140.MADDE KONUSUNDAKİ ÖNERİLERİ OLUMSUZ"

KERKÜKLÜLER KARARI ‘’KÜRDİSTAN BÖLGE YÖNETİMİNE BAĞLANMAK İSTİYORUZ’’

'Kerkük Kürtlerin yüreğidir'

YNK : Türkmen Cephesi 4 Kürdü öldürdü

'Ergenekon'un avukatı' Baykal'ın açıklamaları ve ITC saldırısı failleri gösteriyor

Kerkük'te İran, Türkiye, Suudia Arabistan'ın anti-Kürt ittifakı ve ITC parmağı

KERKUK ,ERBiL’DEN SONRA SÜLEYMANİYE’DE  BÜYÜK PROTESTO

KÜRDİSTAN BÖLGE BAŞKANLIĞI’NDAN İNTİHAR SALDIRISINA KARŞI SERT KINAMA...

ERGENEKON IRAK FELLUCE’YE NE GÔNDERDI?

İsyan çağrısından sivil katliama

ITC , ‘’HALKA ATEŞ AÇIN’’ TALİMATI VERDİ...

Sağlık Bakanı: Kerkük'te 25 kişi öldü, 180 kişi yaralandı

BAŞKAN BARZANİ: “BA’S REJİMİNDEN ÖNCE KÜRDİSTAN BAĞIMSIZ BİR DEVLETTİ, ANCAK KÜRDİSTAN PARLAMENTOSU IRAKLI KARDEŞLERLE YAŞAMAYA KARAR VERDİ”

Önümüzdeki dönem içerisinde Kürd-Sünni ittifakı yaşanabilir.

BAŞKAN BARZANİ: ‘’KERKÜK KONUSUNDA HİÇKİMSENİN ATEŞLE OYNAMASINI İSTEMİYORUZ’’

2008 yılında koparılan bölgelerin tekrar Kürdistan Bölgesi’ne bağlanmasını temenni ediyoruz. Başarı Kürdistan halkı ve hükümetinindir

Kürdistan Bölgesi’ndeki son gelişmeler, Türkiye’nin bombardımanları, 140.madde ve Kürdistan Bölgesi sınırları ile Irak sınırlarının korunması

140.MADDE...

İHSAN:Irak daimi anayasasının 140. Maddesinin uygulanması için kurulan Yüksek Komisyonun ileriye yönelik olumlu adımlar attığını'' söyledi.

Kerkük ve diğer koparılmış bölgelerinin durumunun anayasada öngörülen şekilde normale dönüştürülmesi

Kürd İttifakı:'Referandumun 2-3 ay için ertelenmesi sorun teşkil etmiyor'

Katliamcı devletler Kerkuk referandumunu erteletti!

Şengal Katliamı: 500 ölü, 400 yaralı

Kerkük referandumunun yapılması için süreç hızlandı

KERKÜK BİR KÜRT KENTİDİR

ABD PKK'ye karşı FKÖ planına sarıldı

ABD'nin Kürt sorununda inisiyatifi ele geçirmek ve İran karşıtı cepheye Türkiye'yi dahil etmek amacıyla PKK'ye karşı, 1982'de FKÖ'ye yönelik uyguladığı planı devreye koyduğu belirtiliyor

ABD'den FKÖ planı
Türkiye'yle tasfiye konsepti konusunda anlaşan ABD'nin, Şubat 2008'deki Zap operasyonu sırasında olduğu gibi önümüzdeki sonbaharda yapılması beklenen olası sınırötesi kara harekatında da PKK'ye yönelik planları bulunduğu kaydediliyor. ABD'nin PKK'ye 1982'de Filistin Kurtuluş Örgütü'ne yönelik geliştirdiği tasfiye planını dayattığı belirtiliyor. ABD'nin hem PKK'yi kontrol altına alarak Kürt sorununda inisiyatifi tamamen ele geçirmeye, hem de Türkiye'ye destek vererek ve tampon bölgenin oluşmasını sağlayarak İran konusunda bölgede cephe oluşturmaya çalıştığı ifade ediliyor.

turkey bomb kudistan

Türkiye'nin hesaplarının yanısıra ABD'nin de PKK'ye yönelik önemli hesapları bulunduğu, bu hesaplarını ise PKK'ye karşı Türkiye'ye destek vererek hayata geçirmeye çalıştığı bildiriliyor. Uzmanlar, özellikle FKÖ'ye karşı hayata geçirilen plana dikkat çekiyor. ABD, bugün Hizbullah'ın denetiminde bulunan Güney Lübnan'ı kontrol altında tutan FKÖ'ye karşı İsrail'le birlikte 1982'de kapsamlı bir işgal harekatı başlattı. İşgal sonrasında FKÖ örgütlenmesi büyük oranda tasfiye edilirken, uzun yıllar Suriye'nin bölgede sınırlandırılması amacıyla 'güvenli bölge' adıyla Güney Lübnan'da tampon bölge oluşturdu ve FKÖ karargahı ise Beyrut'u terk ederek Tunus'a yerleşmek zorunda kaldı. Gücü sınırlandırılan FKÖ'nün pazarlık gücü büyük oranda düşerken, yönetim kadrosu ise daha sonra 1993'te Oslo süreciyle başlayan ve hala süren barış süreçleriyle oyalandı. Böylece Filistin sorunu FKÖ'nün inisiyatifinden çıktı ve büyük oranda bölgede söz sahibi olmak isteyen güçlerin elinde bir koz olarak kaldı. Uzmanlar, ABD'nin PKK'ye de benzer bir etkisizleştirme planını dayattığına dikkat çekiyor. Buna göre ABD, Güney'de PKK'nin darbe almasını, Türkiye'nin bir tampon bölge oluşturmasını, PKK'nin Kandil gibi, hem Türkiye'den uzak ve Bölge illeriyle büyük oranda irtibatının kesilebileceği, hem de daha rahat kontrol altına alınabileceği bir alanda sınırlandırılmasını istiyor. Böylece İran, Türkiye ve Suriye'de büyük etkisi olan PKK'nin kontrol altına alınmış hali, Kürt sorununda inisiyatifin tamamen ABD'nin eline geçmesini sağlayacak.
bush-erdogan[1]
Öte yandan İran meselesi de ABD açısından önemli bir bölgesel hesap konusunu oluşturuyor. Uzmanlar, ABD'nin ön gördüğü bir biçimde İran'ı kuşatma planı kapsamında Türkiye'yi de devreye sokmak istediğini ifade ediyor. ABD'nin, PKK'yi 'ortak düşman' ilan ederek Türkiye, Güney Kürdistan ve Irak ittifakını bu karşıtlık üzerinden oluşturmayı ve böylece İran'a karşı Ortadoğu'da güçlü bir cephe geliştirmeyi hedeflediği belirtiliyor. Uzmanlara göre, zaten ABD'nin kontrolünde olan Güney Kürdistan ve Irak'la birlikte hareket etmesi için de PKK'ye karşı Türkiye'ye destek veriliyor. Öte yandan ABD'nin PKK'nin bulunduğu Medya Savunma Alanları'na orta vadede Türkiye'yi yerleştirmeyi ve burada İran'a karşı tampon bir bölgeyi oluşturmayı amaçladığı ve bu nedenle tampon bölge planını savunduğu da kaydediliyor.
Nuri Fırat

“PKK militanlarını tek tek helikopterden alevlerin içine attılar”

askeri_operasyon '10 Mayıs 1994 günü 3 PKK gerillası ile cobra helikopterine bindirildim. Öğleden önce 11 sularıydı. Köylüler toprağı temizlemek için otları yakıyordu, her yer alev alevdi. Önce Abdurrahman'ı attılar alevlerin arasına, bize zorla izlettiler. Sonra Zelal ve Bermal'in elbiselerini yırtıp, bedenlerine dokundular. Bu kez önce Bermal'i, sonra Zelal'i ittiler...'

Bu sözler 1994 yılında gözaltına alınan T.P'ye ait. Tutulduğu okuldan kaçan T.P, yaşadıklarını İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne (HRW) anlattı. HRW anlatılanlar üzerine şikayette bulundu. Ancak aradan geçen 14 yılda hiçbir işlem yapılmadı.
Diyarbakırlı T.P, 2 Mayıs 1994'te askerler tarafından gözaltına alındı. Önceden devlet hastanesi olarak kullanılan ancak gayri resmi karakol görevi gören binaya götürüldü. Burada işkence gördü, parası gaspedildi. Daha sonra Lice'ye üç kilometre mesafedeki Jandarma Garnizonu'na yollandı. T.P, jandarmada bir jandarma subayı ve kod adı Cudi olan eski bir PKK gerillası itirafçı tarafından şiddet uygulanarak sorguya çekildi. T.P'den PKK'li olan kardeşi K. hakkında bilgi almaya çalışıyorlardı. İşkenceler sürerken hakkında yakalama kararı çıkarıldı ve bu dönemde soruşturma merkezi olarak kullanılan Lice Yatılı Bölge Okulu'na gönderildi. İşkence burada da devam etti. Tutukluluğunun üçüncü gününde, yanına üç kişiyi bıraktılar. İki kadın, bir erkekti. T.P, sürüklenerek odasına getirilen kişilerin önce ölü olduğunu sandı: 'Onları ilk gördüğümde ölü sandım. Fakat dokunduğum zaman gözlerini açtılar. Üçünü de öyle kötü dövmüşlerdi ki neredeyse bilinçsizdiler.' asker-ceset_uzerinde_Arsiv
Tek tek alevlerin içine attılar
T.P. dehşet verici olayı HRW'ye şöyle anlattı: 'Odaya getirilenler 30 yaşında Abdurrahman, 21 yaşında Zelal ve 23 yaşında Bermal'di. Üçü de PKK gerillasıydı. Günlerce süren işkencenin ardından 10 Mayıs 1994'te öğleden önce saat 11.00 sularında ben ve üç PKK'li helikoptere bindirildik. Helikopterde, bir uzman çavuş ve üç er de bulunuyordu. Köylüler topraklarını temizlemek için otları ateşe vermiş, tarlalar alev alev yanıyordu. Tutsaklar helikopterin sol köşesinde oturuyorlardı. Uzman çavuş ise ön sağ tarafta, helikopterin kapısına yakındı. Yanan tarlaların üzerine geldiğimizde, uzman çavuş, önce Abdurrahman'ı zorla kapının önüne sürükledi. 'Öteki dünyada bana yer ayır' diyerek, alevlerin arasına attı. Erler ise iki kadın PKK'li ile bana onun düşüşünü gösterdi. Uzman Çavuş, Bermal isimli gerillayı yanına alıp giysilerini çıkarmasını istedi. Bermal, buna karşı çıktı. Bermal'in elbiselerini zorla yırttı. Çıplak vücudunu elledi ve aşağılayıcı cinsel sözler sarf ederek onu kapıdan itti. Bakmak çok dehşet vericiydi, gözlerimi kapadım. Nasılsa öldürülecektim. Uzman Çavuş, Bermal'den sonra bu kez Zelal'i yanına aldı. Onun da elbiselerini soydu. Az sonra öleceğini bilmesine karşın onu aşağılamak için elinden geleni yapıyordu. Sonra onu da alevlerin içine attı. Hepsini aşağı düşerken tek tek izledi.'
Yaşadıklarını HRW'ye anlattı
Sorguda da T.P'ye hep silahların saklandığı yeri sormuşlardı, bu olaydan sonra T.P, silahların yerini göstereceğini söyleyince onu öldürmekten vazgeçip yeniden Lice'ye döndüler. T.P, konduğu yatılı okuldan kaçmayı başardı. İstanbul'da yaşamaya başlayan ve halen kaçak olan T.P, tanık olduğu olayları 1995 yılında İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne anlattı. Örgüt, bu dehşet verici tanıklığı 'Silah Projesi' ile yayımladı. Raporda, savcılara da bir çağrı vardı: 'Bu iddianın araştırılıp, doğruysa faillerinin soruşturulması ve yargılanmasını, başka bu tür iddialar varsa onların da aydınlığa kavuşturulmasını bekliyoruz.' İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün şikayeti ve tanık anlatımlarına karşın, helikopterden insan atma iddiaları ile ilgili hiçbir işlem yapılmadı. Sümenaltı edilen olaylar 13 yıldır açığa kavuşturulmayı bekliyor.ANF-AMSTERDAMhpg_sehit_derik

 

İnfaz edilen iki gerillanın kimlikleri açıklandı
15:43
HPG, Mardin'deki bir çatışma sırasında esir düştükten sonra infaz edilen iki gerillanın kimlik bilgilerini açıkladı.
HPG Basın İrtibat Merkezi (BİM) '23 Ağustos günü Mardin'e (Mêrdîn) bağlı Derik (Dêrika Çiyayê Mazî) kırsalında Türk ordusu tarafından başlatılan bir operasyonda çıkan çatışma sonucunda 2 HPG gerillamız son mermilerine kadar çatışarak yaralı bir şekilde esir düşmüştür. Yaralı olarak esir düşen 2 gerillamız, Türk ordusu tarafından katledilerek şehit düşürülmüştür' dedi.
İki gerillanın kimlik bilgileri şöyle:
1988 Derik / Mardin doğumlu, 2006 Nusaybin katılımlı, Latif Gap kod adlı Mehmet Dölek
1978 Bismil / Diyarbakır doğumlu, 1999 İstanbul katılımlı, Kawa Kalan kod adlı Mehmet Mustafa Tangüner
BEHDİNAN -ANF

Sanatçı Brader Türkiye’de gözaltına alındı

brader-nuce Aktüel Bakış Hollanda’dan İstanbul’a gelen Kürt sanatçı Brader Musiki Atatürk havalanında uçaktan iner inmez gözaltına alındı.
Avrupa’da yaşayan ve Türkiye’ye konser vermek için gelen sanatçı Brader’in Diyarbakır Savcılığı’nın emri ile gözaltına alındığı bildirildi
Kürt sanatçı Brader Musiki, şimdiye kadar on civarında albüm çıkardı, sayısız konser verdi, turnelere çıktı. Diyarbakır Festivali ve Newroz kutlamalarına da katılan Brader’in bu organizasyonlar nedeniyle gözaltına alındığı belirtildi.
Brader’in albümlerini yayımlayan Aydın Müzik sahibi prodüktor Nurettin Kaban’dan aldığımız bilgiye göre 27 Ağustos’ta saat 16 civarında Brader gözaltına alındı.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza’nın aldığı tutuklama kararından dolayı halen İstanbul Atatürk Havaalanı Polis Karakolunda tutulan Brader Musiki’nin savcılığa çıkarılması bekleniliyor.
1958 yılında Mardin’in Musika köyünde dünya gelen Brader Musiki’nın babası yörenin tanınan dengbêjlerindendi. Dengbêjlerin divanlarında büyüyen Brader, ilkin babasının bastonunu alıp ağzına götürdü, saz gibi ses çıkardı, bir süre sonra ayakkabılarını bir çerçiye vererek ondan bir kaval satın aldı ve müzik serüveni başladı. Büyük abisinin sazını alıp çalmaya başlayan Brader o günden bugüne sazıyla ve sözüyle müzikal yaşam içinde.
12 Eylül döneminde yurt dışına çıkmak zorunda kalan Brader Musiki, 1986 yılından bu yana ise Hollanda’da yaşıyor.
Brader Musiki müzikal çalışmaları dışında oyunculuk da yapıyor. Medya TV’de yayımlanan  “Dengê Defê” ile “Kolanên xerîbiyê” dizileri, yine “De Jonge Die Niet Mer Praaten” ile “Van Godlos” dizilerde rol aldı.
Brader Musiki’nin 8’i Aydın Müzik etiketiyle, biri Çağdaş Muzîk diğeri Dersan Muzik etiketiyle toplam 10 albümü Türkiye’de yayımlandı. Brader Musiki’nin albümlerinden bazıları şunlar:  "Maçek bide min", "Rengvano", "Xeftvano", "Siwiro", "Evdalê zeynikê", "Pepûlê", "Çemê reynê", "Harûnê min". Anf

Asker Ohal Buyurdu, Akp Alkışladı!

kosaner_gul_erdogan_ohal Ohal'i buyurdu


Yeni Kara Kuvvetleri Komutanı Işık Koşaner, Büyükanıt ve Başbuğ'u aratmadı. Koşaner, OHAL'in geri getirilmesi yönünde açıklamalarda bulundu
AB sürecinde hak ve özgürlüklerle ilgili yasaların 'terör' yokmuşçasına hazırlandığını ileri süren Koşaner, 'Belli bölgelerde, belirli sürelerle ve yasalarda belirtilecek yetkili makamlarca uygulamaya konulacak tedbirleri içeren yasa tekliflerinin bir an önce sonuçlandırılması terörle mücadeleye büyük katkılar sağlayacaktır' dedi.
Koşaner'in bu talebi, Kürt sorununda şiddet politikasında ısrar eden askerin yeniden OHAL'i istediği şeklinde yorumlandı. Bu arada Şırnak, Hakkari, Siirt ve Mardin'in bazı bölgelerinde 'güvenlik bölgesi' adıyla zaten OHAL hayata geçirilmişti. Koşaner, ayrıca 'münferit' diyerek Ergenekon davasına bir kez daha sınır çizmiş oldu.

2 köylü askerlerin açtığı ateşle yaralandı, Hastanede linç edilmek istendi, tutuklandı!

Türkiye'nin harekât hedefi PKK'nin tasfiyesi, Güney Kürdistan'ın ise kontrolü

'Gaffar Okkan'ı JİTEM öldürdü'

'Şemdinli'yle geldi 'Ergenekon'la gidiyor

Mardin'de Sağ Yakalanan iki Gerilla Kurşuna Dizildi

Başbakan’a Hedik sorusu : ‘Köylerine geri dönmek isteyenlere gözdağı verilmek mi istendi?’

Askerden 'Köyü Boşaltın' Taraması

Vahşet itirafları:“Özel harekâtçı polis PKK’lı bir kadının ölüsüne tecavüz etti...”

Koşaner OHAL'i buyurdu
TSK'de yeni dönem görev devir-teslim törenlerinde yapılan konuşmalar yeni ekibin uygulamalarının yönünü gösteriyor. Gelenin gideni aratmayacağı bir döneme girildiğini düşündüren ilk konuşma Jandarma Genel Komutanlığı'nda yapılan devir teslim töreninde yapıldı. Tören sırasında konuşan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, PKK ile mücadele adına hak ve özgürlüklerin kısıtlamasını talep ederek OHAL yetkilerini istedi, DTP'yi hedef gösterdi. Yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği doğrultusunda yapılan yasal değişikliklerin kişi hak ve hürriyetlerini genişlettiğini ancak kolluk güçlerinin PKK ile mücadelede elini zayıflattığını ileri süren Koşaner, isim vermeden DTP'nin bu özgürlükleri istismar ettiğini belirterek, yasaların 'terör' yokmuş gibi hazırlanmasını anlayamadıklarını söyledi. 'Terör', insan haklarını tehdit ediyorsa, hak ve özgürlüklerle ilgili dengenin yeniden kurulması gerektiğini savunan Koşaner, güvenliğin özgürlüklere tercih edilmesi gerektiğini savunan geleneksel zihniyetin temsilciliğini yaparken, TSK bünyesindeki Ergenekon'u 'münferit' sayarak davanın sınırlarını hatırlattı.cudi gabar
Soruşturma kışladan içeri giremez Emekli askerlerin tutuklandığı Ergenekon davası sürecindeki tartışmalardan rahatsızlığını açıklıkla belirten Koşaner, TSK bünyesindeki bu örgütlenmeyi 'münferit' sayarak hem TSK'yi aklayan, hem de ilgili soruşturmanın TSK içerisine ilerlemesini engelleyen bir dil kullandı. 'Münferit olayların bazı çevrelerce teşkilatın tümüne teşmil edilerek teşkilatın suçlu gibi gösterilmesi ve hayali senaryolar üretilerek bu yüce kurumun bütünü ile hedef alınması; canları ve kanları pahasına emniyetin, asayişin ve halkımızın güvenliğinin sağlanmasına çalışan jandarma teşkilatımızın güzide mensuplarını derinden yaralamakta ve rencide etmektedir' diyen Koşaner'in TSK değil de 'jandarma' terimini kullanması ise dikkat çekti. Konuşmasında O da son dönemlerdeki bildiriler gibi 'Ergenekon soruşturması kışla içine giremez' dedi. Özel Harp Dairesi'nin de önemli adamlarından olan ve Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda Kurmay Başkanlığı'na kadar değişik düzeylerde görevler yürüten, istihbarat çalışmalarında da yer alan Koşaner'in adı, Ergenekon operasyonları çerçevesinde tutuklananlarla da anılmıştı.

Kürt sorununda şiddeti adres gösterdi

 jitem-asker PKK ile mücadele adına özgürlükleri sınırlandıracak yeni düzenlemeler talep etmesiyle dikkat çeken Koşaner'in OHAL yetkilerini hatırlatan talepleri Kürt sorununda her şeyin sil baştan olabileceği kaygısı uyandırdı. Konuşmasında belli bölgeleri, belli süreleri içerecek yasaklama ve uygulamalardan bahsetmesi ise bir yılı aşkındır uygulanan 'Özel Güvenlikli Bölgeler' uygulamasının derinleştirilmesi olarak yorumlandı. Koşaner konuşmasında gönlündeki OHAL için gerekçelerini şu biçimde ifade etti: 'AB uyum sürecinde gerçekleştirilen yasal düzenlemeler sonucunda, jandarma görev alanını ilgilendiren konularda; önceki yasalarda suç olarak belirtilen bazı eylemlerin suç kapsamından çıkarıldığı, bazı eylemlere uygulanan cezalarda indirime gidildiği, kişi hak ve hürriyetlerinin kapsamının genişletildiği görülmektedir. Demokrasi ve kişi hakları açısından olumlu olan bu mevzuat değişiklikleri, teröre karşı mücadele ve bu mücadele kapsamında yürütülen istihbarat faaliyetlerine yeni düzenlemeler getirmiş, özellikle de suç ve suçluyu kontrolde ve gerekli önleyici tedbirlerin alınmasında kolluk güçlerinin yetkilerini geçmiş dönemlere nazaran bir ölçüde kısıtlamıştır. Bölücü terör örgütü ve legal uzantıları, bu gelişmeden de güç alarak, faaliyetlerini artırmış, yasal değişikliklerle gelen özgürlükleri istismar edercesine serbesti kazanmıştır. Ancak sanki ülkemizde hiç terör yokmuş gibi düzenlenen yasaların, teröre karşı mücadelede kolluk kuvvetlerinin bilhassa önleyici faaliyetlerinde yetersiz kaldığı ve etkin ve süratli görev yapılmasını geciktirdiği bir gerçektir. Terör insan haklarını tehdit ediyorsa hak ve özgürlükler ile alınacak tedbirler arasındaki dengenin tekrar değerlendirilmesine ihtiyaç var demektir. Belli bölgelerde, belirli sürelerle ve yasalarda belirtilecek yetkili makamlarca, sadece ihtiyaç duyulması halinde uygulamaya konulacak tedbirleri içeren yasa değişiklik tekliflerinin bu bakış açısıyla bir an önce sonuçlandırılması teröre karşı yürütülen mücadeleye büyük katkılar sağlayacaktır.' Koşaner'in talep ve söylemleri Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ'un yaptığı konuşmaları hatırlattı. Büyükanıt ve Başbuğ, PKK ile savaşta tanınan özgürlüklerin kendileri için zorlayıcı olduğunu ve yeni yetkilere ihtiyaç duyduklarını söyledikten bir süre sonra Bölge'de 'Özel Güvenlik Bölgesi' uygulamasına geçilmiş, bu bölgelerde fiili OHAL uygulanarak tampon oluşturma süreci başlamıştı. ANKARA www.gundemonline.org

RUSYA: İLK SORUMLU TÜRKİYE OLUR

NATO

Karadeniz kaynıyor

Rusya gözünü kararttı: ABD'ye askeri yanıt veririz

Rusya’nın Gürcistan’daki ayrılıkçı bölgeleri tanıması Karadeniz’de tansiyonu yükseltti. Dokuz gemiye ek olarak sekiz NATO gemisinin daha Karadeniz’e gideceği iddia edildi. Rusya, bölgedeki NATO gemilerini yakın takibe aldı. Üç Rus gemisi Gürcistan sınırındaki Abhazya’nın başkenti Sukhumi’ye demirledi

BENZER HABERLER

YORUM - Kafkasya savaşları ve Kürtler

Barışseverler alanlara çıkıyor

Taymaz: Türkiye sadece silah satmadı, Gürcistan'ın saldırı kapasitesini de geliştirdi

Abhazya Milletvekili Soner Gogua: Gürcüleri Türkiye cesaretlendirdi

YORUM - Kafkas kökenlileri tutarlı olmaya davet ediyoruz

Gürcistan, savaşa Türkiye ve ABD tarafından hazırlandı, Türk savaş gemisi Batum`da…

İran dilli bir halk olan Osetinler Kürtlerin ırk kardeşleridir

Gürcü subayların üniformaları bile TSK’dan

KARASIN: GÜNEYE OSETYA’DA 2 BİNDEN FAZLA KİŞİ ÖLDÜ

'NATO, ABD ve Türkiye hazırladı'Güney Osetya ve Abhazya için

Kafkasya'da savaş başladı

YORUM - Abant Platformu ve sömürgeci tezlerin yeni versiyonları

YORUM - Belçika dağılırken Kürdistan ne olacak?

Bağımsız Kürt Devletleri

Erbil’e konsolosluk akını

Fransız Albay Türk işgalini değerlendirdi

Göç mağduru Rusya Kürtleri

Susan George: ABD için Avrupa'nın önemi kalmadı

NYT: ‘’BAĞIMSIZ KÜRT DEVLETİ KURULACAK: 20 BİN ABD ASKERİ BAĞIMSIZ KÜRT DEVLETİNİ KORUYACAK’’

Törende, Başbakan Neçirvan Barzani, Rusya bayrağını kendisi göndere çekti.

Kürt bilim adamından petrolde yeni buluş

Ayrılamazlar, çünkü Türkler , Kürtler ve İranlıların yeni sınırların çizilmesinde anlaşmaları imkânsız.

TÜRKİYE'DE 50'Yİ AŞKIN DEMOKRATİK KURUM KUNDAKLANDI

JIRINOVSKI’DEN TURKİYE’YE SERT TEPKİ: ‘’TÜRKİYE’YE 21.YÜZ YILDA BAĞIMSIZ BİR ÜLKENİN TOPRAKLARINA GİRİLMEMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLEMEMİZ GEREKİYOR’’

RUSYA ULUSLARARASI ŞURA KOMİSYONU: ‘’OPERASYONLAR TÜRKİYE, SURİYE VE İRAN KÜRTLERİNİ AYAKLANDIRIR; BİR KAÇ DEVLET KURULABİLİR’’

RUSYA PARLEMANTO BAŞKANI YARDIMCISI: ‘’BÜYÜK KÜRDİSTAN HARİTASINI KENDİ ELLERİMLE ÇİZDİM ANCAK PENTAGON ONU BENDEN ÇALDI’’

ABD, Avrupa, Rusya ve Arap Birliginden Turkey'e uyarı

Komeleyê Jîyanêweyê Kurdistan

Sovyet Kürtlerinin Büyük Özlemi: Kızıl Kürdistan

SORUMLU TÜRKİYE OLUR

Karadeniz’e giren NATO savaş gemilerini yakından izleyen Moskova, Boğazlardan geçiş izni verildiği için Türkiye’ye fatura kesti.

Rusya Genelkurmay Başkan Yardımcısı General Nogovitsin, "Karadeniz savaş gemisi kaynıyor. Montrö Antlaşması’na göre azami süre olan 21 günün dolmasını bekliyoruz. NATO gemileri Karadeniz’den çıkmazsa, bunun sorumlusu Türkiye olur" dedi.

NATO ülkelerine ait savaş gemilerinin birbiri ardına Karadeniz’e girişini ilk defa "Güvenliğine ciddi tehdit" olarak tanımlayan Rusya, 1936 Montrö Antlaşması’nın ihlal edilmemesi konusunda Türkiye’yi uyardı.

Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bir dizi NATO ülkesi savaş gemisinin bölgedeki faaliyetlerini değerlendiren Rusya Genelkurmay Başkan Yardımcısı General Anatoliy Nogovitsin şöyle konuştu: "Karadeniz savaş gemisi kaynıyor. 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi uyarınca Karadeniz’e kıyısı bulunmayan yabancı bir ülke, Karadeniz’e toplam 45 bin tonu geçmeyecek askeri gemi sokabilir. Bu gemilerin burada bulunma süreleri 21 günü geçmemeli. NATO savaş gemilerinin amacından haklı olarak şüphelenen Rusya, Karadeniz Donanması üzerinden yabancı deniz araçlarını askeri kurallara göre takibe başlamıştır." Nogovitsin, üç haftalık sürenin dolmasını beklediklerini belirterek, "21 günün sonunda NATO savaş gemileri burada kalmaya devam ederse, ilk sorumlunun Türkiye olacağını hatırlatmak isterim" diye konuştu.

RUSYA’NIN dünyaya meydan okuyarak, Gürcistan sınırları içerisindeki Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanımasının ardından ortaya çıkan gerilim katlanarak devam ediyor. Beyaz Saray açıklamasında “ Rusya’nın bölgeleri tanıması büyük hata. Karar çok dar görüşlü” dedi. Rusya Genelkurmay Başkan Yardımcısı Anatoliy Nogovitsin önceki günkü basın toplantısında NATO gemilerinin Gürcistan’a sadece insani yardım yaptığına dair kuşkularının olduğunu ve Karadeniz’deki NATO savaş gemilerinin kendilerini endişelendirdiğini söyledi. NATO’ya ait 9 geminin Karadeniz’de olduğunu ve yakın bir zamanda 8 geminin daha geleceğini ifade eden Nogovitsin, gemileri takibe aldıklarını ve Montrö Antlaşması’na göre bölgede Karadeniz’e kıyıdaş olmayan ülkelerin gemilerinin tonajının 45 bin tonu aşamayacağını hatırlattı.

Rus amiral gemisi Abhazya’da

21 Ağustos-10 Eylül arası yapılacak NATO tatbikatı için Romanya’nın Köstence Limanı ve Bulgaristan’ın Varna Limanı’nda birer İspanyol, Alman ve Polonya ile 4 Türk savaş gemisi bulunuyor. İki ABD gemisi de insani yardım için Gürcistan’da demirli. Üç gün önce Boğazlar’ı geçerek Karadeniz’e açılan ve Gürcistan’a yardım malzemesi götürdüğü belirtilen Amerikan Dallas sahil güvenlik gemisi, önceden belirlendiği gibi Poti limanına değil, Batum’a demirledi. Pentagon’un emriyle gerçekleşen bu rota değişikliğinin nedeni Rus birliklerinden sadece 80 kilometre uzaklıkta bulunan limanın mayınlı olma ihtimali. Rusya, artan tansiyon nedeniyle Karadeniz Donanması’nın amiral gemisi Moskova ile iki savaş gemisini Abhazya’nın başkenti Sohum’a demirledi.

NATO: Kararını acilen geri çek

Rusya’nın ayrılıkçı bölgeleri resmen tanımasına dünyadan tepkiler gelmeye devam ediyor. NATO Konseyi, Rusya’nın Gürcistan’dan tek yanlı olarak bağımsızlığını ilan eden Abhazya ve Güney Osetya’yı tanımasını kınayan bir açıklama yaptı. İttifak üyesi 26 ülkenin daimi temsilcilerinden oluşan Konsey, Rusya’ya kararından vazgeçme çağrısında bulundu. NATO Konseyi, Rusya’nın son haftalardaki tavırlarının Kafkaslar’da barış ve istikrarın korunmasına yönelik söz ve yükümlülüklerine gölge düşürdüğü mesajını verirken ittifakın, Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne ve hükümranlığına tam destek verdiğini bildirdi. Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili, Rusya’nın tek yanlı olarak ve şiddete başvurarak Avrupa’nın sınırlarını değiştirdiğini söyledi. Rusya’yı ülke bütünlüğünü bölmekle suçlayarak Moskova’daki 14 diplomatını geri çekti.

Moldova ve Kırım sırada olabilir

İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband, Rusya’nın “saldırganlığına” karşı koalisyon oluşturmak için görüşmelerde bulunmak üzere Ukrayna’ya gitti. Milliband, “Yeni bir Soğuk Savaş istemiyoruz” diye konuştu. Rusya’ya belki de en ilginç karşılık Batı yanlısı Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko’dan geldi. Yuşçenko, Rusya’nın Kırım’da Ukrayna’dan kiraladığı askeri üssün kirasını artırabileceklerini söyledi. Her yıl ülkeye 98 milyon dolar veren Rusya da bunun antlaşmalara uygun olmadığını söyledi. Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Koucher de “Kırım, Ukrayna ve Moldova’da Rusya’nın hedefi olabilir”dedi.

Medvedev: Silah kullanabiliriz

Karadeniz’de sıcak saatler yaşanırken, Rusya Devlet Başkanı Dimitry Medvedev, ABD’nin Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ne kurmaya hazırlandığı füze kalkanı projesi için sert konuştu. Medvedev, Rus Ria Novotsi ajansına “ABD’nin Avrupa’nın ortasında Rus sınırına yakın yerde füzesavar sistemi kurmasına karşı gerekli askeri yanıtı verebiliriz” dedi. Medvedev, İngiliz Financial Times gazetesindeki makalesinde “Rusya’nın uyarılarını göz ardı ederek Kosova’nın Sırbistan’dan yasa dışı bağımsızlık ilanını alelacele tanıdılar. Uluslararası ilişkilerde birine başka, diğerine başka kural uygulayamayız. Çatışmanın sorumlusu Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili’dir. Sadece bir deli böylesi bir kumara girişebilirdi. Güney Osetya’da sivillleri uykusunda öldürürken acaba Rusya’nın böyle bir durum karşısında boş boş seyredeceğini mi düşündü” diye yazdı.