Sunday, October 5, 2008

ATILIM GAZETESİ DE KAPATILDI!

marks (ESMER BİLGİ)- Türkiye'de hiçbir dönem yeşermeyen basın özgürlüğü, AKP iktidarıyla birlikte artık bir 'ütopya' olmaktan da çıktı.

 

Özgür Gündem gazetesinin kapatılmasının ardından Alternatif; daha sonra da Gelecek, Özgür Ülke ve Gerçek gazetelerinin yayınları henüz ilk baskılarında durdurulmuştu. Bugün ise 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 6. maddesini gerekçe göstererek, 'Ezilenlerin Sosyalist Alternatifi' sloganını kullanan Atılım gazetesinin 1 ay süreyle kapatılmasına karar verdi.

Atılım yetkilileri kapatmaya ilişkin yaptıkları açıklamada, 'devletin, gazetelerinin sosyalist yayın çizgilerini Abdülhamid dönemini andıran bir sansürle bastırmak istediğini' belirttiler.

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un 'gazetecilik dersi verdiğini', Başbakan Erdoğan'ın ise bazı gazeteleri boykot etme çağrısında bulunduğunu hatırlatan yetkililer, aynı zamanda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Konseyi olmak üzere tüm basın kuruluşlarını da göreve çağırdı. ''Bakalım Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Konseyi, basın özgürlüğüne dönük bu ihlali görecek ve tepki gösterecek mi?'' diye soran gazete yetkilileri, ''bu ülkede basın özgürlüğü, muhalif basının özgürlüğü kadardır. Sosyalist basın susturulamaz! Atılım susmadı, susmayacak!'' ifadelerini kullandılar.

Açıklamanın devamı şöyle:

''Yasallığı tartışmalı TMY’nin 6. Maddesi’ne dayandırılan mahkemenin sansür kararı şöyle: 'Ezilenlerin Sosyalist Alternatifi Atılım isimli gazetenin 04.10.2008 tarih ve 2008/ 41 (230) sayısının 8, 10, 13 sayfalarında yer alan yazılar nedeniyle, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 6/ son maddesi gereğince yayının 1 ay süre ile durdurulmasına ve 5817 sayılı Basın Kanunu'nun 25/2 maddesi gereğince gazetenini tamamının el konulmasına karar verilmiştir.'bolu express dtpliler katledilmeli

14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gazetemiz hakkında verdiği toplatma ve kapatma kararının gerekçelerinden biri, inkar ve imha tezkeresi. Mahkeme, Abdülhamit'i aratmamış, 'Kirli savaş tezkeresi Meclis'te gün sayıyor. İnkar ve imha siyasetinin uzatmalı tezkeresi 8 Ekim'de oylanacak' diyerek barış ve kardeşliği savunmayı suç saymış. Mahkeme, aynı sayfada yer alan 'İşkenceye kör bakan' haberini de beğenmemiş. DGM bozması mahkeme de, bakan gibi Cüneyt Ertüş'ün basının önünde kırılan kolunu görmemiş, görmek istememiş. Trajikomik ama gerçek. Kapatmaya gerekçe gösterilen 8. sayfamızda yer alan bir diğer haber; Alternatif, Gelecek ve Özgür Ülke gazetelerine dönük sansürdü.

Sansürü haberleştirmek, barış ve kardeşliği savunmak suç, ölüm listesi ifade özgürlüğü!

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı ve mahkemesi, DTP’lileri hedef gösteren 'Türk, işte karşında düşmanın, her şehit için DTP’li öldürülmeli' diyen Bolu Ekspres gazetesinin ırkçı köşe yazısını 'düşünce özgürlüğü' kapsamında değerlendirmişti.''

Atılım, son manşetinde dünya mali krizine dikkat çekerek, Marks'ın haklı çıktığını itiraf eden çevrelere “Marks hep haklıydı” cevabını vermişti.

DTP Fatih İlçe binasına silahlı saldırı

dtp kongre İSTANBUL / Bêzelê Jandarma Karakolu'na yapılan saldırının ardından dün gece DTP Fatih İlçe binası kurşunlandı.


Edinilen bilgiye göre, dün gece saat 22.30 sıralarında 50 kişilik bir grup "Şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganlarını atarak DTP Fatih İlçe binası önünde toplandı. Küfürler savurarak bina önünde sloganlar atan grup bir süre sonra polis müdahalesiyle dağıldı. Polisin bina önünde güvenlik önlemi alırken bu sırada kimliği belirlenemeyen bir kişi silahla DTP İlçe binasına saldırdı. Binaya 5-6 el ateş eden saldırgan polis tarafından gözaltına alınırken, binanın alt katında bulunan evin camları kırıldı.
ANF NEWS AGENCY

 

Polis BDP ilçe binasının açılışını yasakladı

 

Rojaciwanlincgirisimi İZMİR / Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) Dikili'de kundaklanan ilçe binasının yarın gerçekleştirilecek açılışı, İl Emniyet Müdürlüğü tarafından yasaklandı.
Kundaklanan BDP Dikili İlçe binasının onarımdan geçirildikten sonra yarın gerçekleştirilmesi düşünülen açılışı, İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne takıldı. BDP İzmir İl Başkanı Ahmet Demiroğlu, İl Emniyet Müdür Yardımcısı tarafından telefonla arandığı ve açılış etkinliğinin yasaklanacağı bilgisini ilettiğini kaydetti. Demiroğlu, sadece telefonla bilgilendirildiklerini, ancak herhangi bir yazılı resmi bildirimin kendilerine henüz gönderilmediğini belirterek, yarın Dikili'de kitlesel olarak açılışı gerçekleştireceklerini söyledi.
DTP PM Üyesi Av. Mustafa Rollas, Altınova'da Kürtlere yönelik saldırıları, Kürtlerin ev ve işyerlerinin yakılıp yıkılmasını, DTP'nin Sarayköy İlçe binasının taşlanmasını, BDP'nin Dikili İlçe binasının kundaklanmasını engelleyemeyenlerin kundaklanan bir partinin ilçe binasını açmasını yasaklamasına tepki göstererek, bu tavrı kınadıklarını ifade etti.
ANF NEWS AGENCY

Metropollerdeki Kürtler tehlike altında

Kürt işçilere linc trabzonResimler arsivdir-Sozkonusu haberle ilgili degildir!  Rojaciwan / Balıkesir’in Altınova beldesinde olduğu gibi Kürtlere yönelik linç girişimleri Türkiye’nin birçok kentinde artması dikkat çekiyor. Ege, Trakya, Marmara ve Karadeniz’de Kürtlere yönelik son iki yılda onlarca saldırı yapıldı.


Bezele karakoluna HPG gerillaları tarafından eylem yapılması nedeniyle dün Türkiye’nin birçok kentinde Kürt karşıtı ırkçı gösteriler düzenlendi. ‘Kahrolsun Kürtler’ sloganlarının atıldığı gösterilerin önümüzdeki günlerde sürmesi bekleniyor. İşte dün yapılan gösterilerden bazıları şöyle:

bozuyuk-lincgirisimi-1 ANKARA / Ankara'da bir grup, Meclis önünde, Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki Bezele Jandarma Karakoluna düzenlenen eylemi bahane ederek gösteri düzenlendi.

TBMM'nin Dikmen kapısı önünde, saat 00.30 sıralarında, ellerinde Türk bayrakları ile toplanan yaklaşık bir grup, "Kahrolsun PKK", "PKK Meclisten defol", "Şehitler ölmez vatan bölünmez" şeklinde slogan attı. TBMM önünde yaklaşık bir saat bekleyen grup daha sonra dağıldı.


İZMİR / İzmir'in Kemalpaşa İlçesine bağlı Bağyurdu beldesinde de bir yürüyüş düzenlendi. Bağyurdu meydanında toplanan yaklaşık 300 kişi ve 50 araçlık konvoy ile Belde merkezinden ‘şehitler ölmez, vatan bölünmez', ‘Kürtler defol' slongaları atarak Bağyurdu Jandarma Karakolu'na kadar yürüdü.
Yine İzmir'in tarihi Kemeraltı Çarsı esnafı, dükkanlarına Türk bayrağı astı. Esnaf astığı bayrakları ölen askerlerin intikamı alınıncaya kadar indirmeyecekleri söylediler.

Öte yandan Tire Ticaret Odası tarafından bir açıklamada ise pazartesi günü ilçede bir gösteri düzenleneceği belirtildi.linc2

 
ESKİŞEHİR / Kentte yayınlanan yerel Haber 26 Gazetesi sahibi Ali Akyüz, gazetesinin
bulunduğu Ticaret Sarayı binasının girişine üzerine "Teröre lanet olsun. Güneydoğu'da 15 şehit daha. Hala uyuyanları uyandırma servisi" yazılı pankart astı.


İSTANBUL/ Kadıköy'de akşam saatlerinde toplanan bir grup bir gösteri düzenlendi. Aralarında askerlerin de bulunduğu gruptakiler pankart açıp çeşitli sloganlar attı. ‘Kürtlere Ölüm’ sloganı atan grup ellerinde Türk bayraklarıyla İstiklal Marşı'nı okuduktan sonra dağıldı.

SİNOP / Kentin Sakarya Caddesi'nde toplanan bazı dernek üyeleri caddeyi kısa süreli trafiğe kapattılar. Şehit ve Gazi Aileleri Yardımlaşma Derneği Sinop Şubesi kentte tüm iş yerlerini kepenk kapamaya ve tüm iş yerleri ve konutları bayraklarla donatmaya çağırdı. Gösteride PKK ve DTP aleyhine sloganlar atıldı.

 

ELAZIĞ / Bir grup ülkücü slogan atarak Gazi Caddesi boyunca yürüyüp, PTT Meydanı'na geldi. Burada yapılan basın açıklamasında, "Kürt Sorunu" adı altında PKK'nın meşrulaştırılmaya çalışıldığı iddia edilerek, "Suskunluğumuzu gafletimizden zannedenler, sabır duvarımızı zorlamaktadırlar. Ama eğer bu duvar yıkılırsa sel olacak öfkemizde, ihanet odakları ve onların yasal temsilcileri teker teker boğulacaklardır" denildi. Burada ‘Mehmet Ağar’ nerede sloganın atılması dikkat çekti.milliyetci_teror

 
BURSA / Türk Kamu-Sen Bursa İl Temsilciliği'ne bağlı bir grup kişi ellerinde Türk Bayraklarıyla gösteri yaptı. ‘Dişe diş, kana kan', ‘Mecliste terörist istemiyoruz', ‘Ya bu kanı durdurun, ya da millet durduracak' sloganları atıldı. Akşam saatlerinde ise Santral Garaj Semtinde toplanan yaklaşık 50 kişiden oluşan başka ülkücü grup gösteri düzenledi

 

ADANA / Dün akşam saatlerinde Toros Caddesi'ndeki Atatürkçü Düşünce Derneği şube binası önünde toplanan bir grup ‘Ne ABD ne AB tam bağımsız Türkiye', ‘Vatan sana canım feda', ‘Şehitlerin katili Amerika', `Adana uyuma şehidine sahip çık' sloganları attı.

 

EDİRNE / Edirne'de kendilerini ‘Türkiye Gençlik Birliği' üyesi olarak tanıtan bir  yaşları 15- 20 arasında değişik bir grup  düzenlediği gösteride ‘Kahrolsun Kürtler’ sloganını attı.


ADAPAZARI /  Kent meydanında dev bir Türk bayrağı asıldı. Bayrağı asan Mehbir Eryılmaz "Sakaryalı hala uyuyor" diyerek gösteri çağrısında bulundu. Bu arada kentteki Emniyet Müdürlüğü'nde izinler kaldırılırken, DTP binası da takibe alındı.
ANF NEWS AGENCY

Aktütün saldırısını ABD basını böyle yorumladı

Yeni Şafak Hakkari Şemdinli Aktütün Karakolu'na karşı PKK örgütü tarafından düzenlenen saldırı, ABD'li basında geniş yer buldu. Washington Post, PKK'nın kullandığı ağır silahlara dikkat çektiği haberinde “Irak merkezi hükümeti, Kürt yetkililerine baskı yapmadı” dedi. New York Times, saldırıyı, Dağlıca'dan sonra “en kanlı” saldırı olarak nitelendirirken Los Angeles Times, saldırının Türkiye için “moral bozucu darbe” oluşturduğunu öne sürdü.

newspapers WP: IRAK MERKEZİ HÜKÜMETİ, KÜRT YETKİLERİNE BASKI YAPMADI

Washington Post, “Türkiye, Irak'a baskı yapıyor” başlıklı haberinde, Aktütün'e saldıran PKK'lıların kullandığı ağır silahlara dikkat çekti.

Saldırı ardından Türkiye ve Irak'ta yapılan açıklamalara da yer veren gazete “Irak'ın iç sorunlarına yeni problemler katmak istemeyen merkez hükümet, Kuzey'deki PKK savaşçılarına karşı kampanya yürütülmesi için kamuoyu önünde Iraklı Kürt yetkililerine baskı yapmadı” görüşünü dile getirdi.

ABD'li gazete, “ABD, Kuzey Irak'taki asilerin yerinin daha iyi belirlenmesi amacıyla NATO müttefiki Türkiye ile istihbarat paylaşımını artırdı. Türkiye de, bu işbirliğinin daha etkin operasyonlara olanak sağladığını söyledi” diye yazdı.

NYT: TÜRK YETKİLİLERİ CEVAP VERİLMESİ İÇİN BASKI ALTINDA OLACAK

New York Times gazetesi de, İstanbul muhabiri Sabrina Tavernise imzalı haberinde Aktütün saldırısını, Dağlıca olayından sonra “en kanlı” saldırı olarak nitelendirdi. Gazete şu yorumu yaptı:

“Saldırı, son bir yılın en ciddi saldırıdır ve Türk yetkilileri, cevap verilmesi için baskı altında olacak. Bölgesel seçimler, Mart'ta yapılacak ve Türk yetkilileri, halka, saldırılar nedeniyle militanları cezalandırmak için yoğun çalışma yaptığını göstermek için çok uğraşacak.”

ABD'li gazete, Türkiye'nin ne gibi bir cevap vereceğini söylemek için erken olduğunu belirtirken de Türkiye'nin Kuzey Irak'ta  PKK'yı barındırdığı için Irak'ı suçladığını yazdı.

LA TIMES: TÜRKİYE İÇİN MORAL BOZUCU DARBE

ABD'nin büyük gazetelerinden Los Angeles Times ise, İstanbul kaynaklı haberinde sert çatışmaların, aylarca devam eden göreli sükünetten sonra meydana geldiğini belirterek saldırının, Türkiye tarafından ne ölçüde ciddiye alındığının bir göstergesi olarak Başbakan Erdoğan'ın yurt dışı gezisini yarıya kestiğini kaydetti.

Türk askerlerinin PKK'den çok daha iyi donatıldığını ve daha güçlü olduğunu belirten gazete, Aktütün saldırısının, "Asiler önemli bir propaganda zaferi, Türkiye için ise moral bozucu bir darbe oluşturduğu” iddiasında bulundu.

La Times ayrıca, çatışmaların zamanlanmasına dikkat çekerek çatışmaların TBMM'de Kuzey Irak'ta operasyon düzenleme yetkisinin uzatılmasına ilişkin görüşmelerin başlamasından hemen önce, Orgeneral İlker Başbuğ'un Genelkurmay Başkanı olarak görev başlamasından bir ay sonra meydana geldiğini yazdı.

Bergama’da Kürt karşıtı ırkçı gösteri

 Kürt karşıtı ırkçı gösteri ANF İzmir'in Bergama İlçesi'nde 60 kişilik bir motosikletli grup Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı mahallede bayrak ve küfürlü sloganlarla tur attı.
HPG'nin Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nde Aktütün (Bêzelê) Karakolu'na yönelik saldırısının ardından 15 askerin ölmesiyle batı illerinde Kürtlere yönelik ırkçı saldırılar ve linç kültürü arttı.

İzmir'in birçok semtinde yürüyüşler düzenleyen gruplar, Kürtler ve DTP hakkında küfürlü sloganlar attı. Gece geç saatlerde Bergama'nın Atatürk Mahallesi'nde bir araya gelen 60 kişilik motosikletli grup, küfürlü sloganlarla Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde tur attı. Aliağa, Dikili ve Bornova'da da çeşitli gruplar sloganlarla Kürt karşıtı gösteri düzenledi.

Mücadele için yüksek teknolojiden çok yüksek politika lazım

Yeni bir akıl, yeni bir siyaset lazım / Murat Yetkin- Radikal

Aktütün karakolu öyle bir zamanda saldırıya uğradı ki, yalnızca tepki duymak değil artık buradan nereye gittiğimizi görmek için iyice anlamak gerekiyor.
Önce zamanlama açısından bakalım. Zamanlamada da önceliği iç politikaya verelim.
1- Hükümet bayram öncesinde kalan yolsuzluk iddiaları tartışmalarının gölgesinde küresel ekonomik krizin Türkiye’ye etkilerinin ortaya çıkmasından endişe duyulan bir haftaya hazırlanıyordu.
2- Bu saldırı öncesi hükümetin önünde PKK ve genel olarak Kürt ayrılıkçılığı ile mücadelede önemli bir hafta zaten vardı. 8 Ekim’de Meclis’te Irak’taki PKK varlığıyla bir yıl daha sınır ötesi mücadele için tezkere görüşülecekti. Ertesi gün de bir ay önce Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un katılımıyla yapılan terörle mücadele toplantısının devamı yapılacaktı. Bu toplantıda Terörle Mücadele Yasası’nda asker ve polisin talepleri doğrultusunda sıkılaştırıcı değişiklikler de konuşulacaktı.
PKK bu eylemi dış politikada Irak ve Irak Kürt bölgesine ilişkin bazı gelişmelerle raslantı olması zor şekilde eşzamanlı uyguladı.
1- Türkiye’nin de bastırmasıyla 2007’de referandumun yapılmaması ardından, yerel yönetimler yasası (Kürtler tarafından bir kez veto edilmesi ardından ABD’nin devreye girmesiyle) Kerkük dışında bırakılarak onaylandı; hem de PKK saldırısının yapıldığı 3 Ekim’de.
2- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü, geçtiğimiz günlerde Nev York’taki görüşmesinde Bağdat’a davet eden Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, bunun bir ölçüde kuzeydeki Kürdistan Bölgesel Yönetimi lideri Mesud Barzani’yi Türkiye ile PKK’ya karşı daha yakın işbirliğine ikna etmesinden geçtiğini biliyordu.
3- Yine 3 Ekim’de ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı John Negroponte Bağdat’a gelmişti. ABD Büyükelçisi Ryan Crocker ile amaçları hem Kerkük üzerine Irak Kürtlerinde ortaya çıkan rahatsızlığı gidermek üzere konuşmalar yapmaktı. Bağdat ve Kerkük’te Şiiler ve Türkmenler dahil etnik grupların temsilcileriyle konuştuktan sonra Talabani’nin bayram tatilini geçirdiği Süleymaniye’ye gittiler. Bu da PKK saldısırına ilişkin Ankara’nın dikketini çeken bir zamanlama rastlantısı oldu.
Belki de bu nedenle Ankara PKK saldırısından dolayı öfkesini Bağdat’a yöneltti; ültimatom verdi. Cumhurbaşkanı Gül’ün adını vermeden tepki gösterdiği ‘yardım ve yatakçıların’ bu saldırıya özel adresi ise Bağdat, ama daha çok Barzani’nin bulunduğu Erbil idi. (İçerideki tepki adresi ise PKK ile arasına mesafe koymayan DTP olarak yorumlandı.)
Ankara, yapılabilecek bütün sembolik öfke dışavurumunu yaptı. Başbakan Erdoğan Türkmenistan’da iken gezisinin Moğolistan ayağını iptal edip döndü. Genelkurmay Başkanı Başbuğ ile (Türkmenistan’dayken) yaptıkları telefon görüşmesinde zaten Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nun olağanüstü toplanması kararını almışlardı; Ankara’ya dönüşün de o toplantıya katıldı. O arada Cumhurbaşkanı birkaç ülkeyi kapsayan dış gezisinin ilk ayağı olan Fransa’yı iptal ettiğini ikan ederek, Genelkurmay’ı ziyaret etti. İlk yarım saat kadarı Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız’ın da katılımıyla olmak üzere, Başbuğ ile bir saat kadar görüştü. Muhalefet cephesinde CHP lideri Deniz Baykal ve MHP lideri Devlet Bahçeli tepki verip alınacak daha sert önlemler için hükümete çağrıda bulundular.
Ama PKK’nın 15 askerin şehit olmasına, ikisi ağır 20’sinin yaralanmasına, ikisinin kaybına, yani Türkçesiyle neredeyse bir bölüğün etkisiz hale getirilmesine yol açan eylemiyle kendisini kanlı bir şekilde hatırlatmasına neden olan Aktütün karakolu baskını başka şeyleri de gösterdi:
1- İstihbarat alıp kamplara sınır ötesi harekât  tek başına çözüm değildir, 2- Kapsamlı ve kararlı yeni bir akıl ve siyaset gerekir, 3- Yıllardır bu konuyu gündeme getiren Erdoğan ve Başbuğ isterler ve cesur liderlik gösterirlerse bu yeni adımı atabilecek isimlerdir, 4- Konunun bu hafta Meclis’te görüşülecek olması bir fırsat sayılmalıdır.
Dün saldırı üzerine konuşurken Radikal Haber Koordinatörü Ertuğrul Mavioğlu çok güzel bir cümle kurdu; sizinle de paylaşıyorum: Mücadele için yüksek teknolojiden çok yüksek politika lazım. Artık o yüksek politikayı görmenin zamanı. Bu yangın Ankara’da söndürülmeli. Aksi halde Anadolu’ya sıçrama emareleri göstermeye başladı.

Bitirin artık bu savaşı...

Ahmet Altan- Taraf

Bu ülke çocuklarının hesabını sormaz.

Hiç sormadı.

Şimdi Türk çocuklarıyla Kürt çocukları diye ayrılıp karşı karşıya gelenler ölüyor.

Eskiden sağcı solcu diye ayrılıp karşı karşıya gelen çocuklar ölüyordu.

Neredeyse kırk yıldan beri çeşitli sıfatlarla tanımlanan çocukların ölümünü seyrediyoruz.

Hangisinin hesabı soruldu?

Kim hesap verdi?

Onları kışkırtanlar, ölüme yollayanlar, öldürtenler bir defa ortaya çıkarıldı mı?

Bu ülkede çocuklar genç yaşlarında ölmek için doğuyorlar sanki.

O kadar doğal karşılanıyor ki ölümleri...

Kimse şaşırmıyor.

Bana öyle geliyor ki üzülmüyor bile kimse.

Acı değil öfke duyuyoruz, kurtarmak değil intikam almak istiyoruz.

Eğer “karşı taraftan” daha fazla çocuk ölürse insanların içleri yatışacak gibi.

Bakın on beş çocuğun öldüğü aynı karakolda Mayıs ayında altı çocuk daha ölmüştü.

Kimse, o çocukların ölümünün hesabını sordu mu?

Dağlıca baskınının hesabını soran oldu mu?

Mayıs ayındaki Aktütün baskınına sansür geldi.

Dağlıca’nın konuşulması mahkeme kararıyla engellendi.

Halbuki Dağlıca baskını için de, Aktütün baskını için de Meclis komisyonları kurulmalıydı, araştırılmalıydı, çocukların ölümünden sorumlu olanlar ortaya çıkarılmalıydı.

Bunlar yapılmadı.

Bu çocukların ölümünden onların komutanları sorumlu.

Bir ülkede karakollar bu kadar kolay basılıyorsa, o ülkede askeri bir sorun var demektir.

Hatayı yapan kim?

Komutanlardan başka kim olabilir?

Bakın çok garip bir durum var.

Bu çocukları koruyamayan, gerekli önlemleri almayan, yapılan hataların hesabını vermeyen, eksiklikleri gidermeyen komutanlar...

Aynı zamanda savaşın devamını da en çok isteyen insanlar.

Bu savaşı bitirebilecek her demokratik ve barışçı adıma karşı çıkıyorlar.

Emekli komutanlar da “daha başka askerler de ölür” diye demeçler veriyorlar.

Niye sürdürmek istiyorsunuz peki bu savaşı?

Daha fazla çocuk ölsün diye mi?

Bugünkü savaşı kimse kazanamaz.

Kazananı olmayacak bu savaşın.

Sadece çocuklar ölecek.

Ne PKK bir karakolu basıp on beş çocuğu öldürdü diye Kürtlerin sorunu biter...

Ne askeri birlikler PKK’lıları öldürdü diye Türkiye’ye huzur gelir.

Yıllardanberi sürüyor savaş.

Ne oldu?

Söyleyin bana ne oldu?

Kimse kazanabildi mi?

Hayır.

Bu savaşın bitmesi lazım.

Bu ülkenin Kürt vatandaşlarının kendilerini güvende ve özgür hissedecekleri demokratik bir ortamın yaratılması, dağdaki çocukların evlerine dönebilmelerinin sağlanması lazım.

Bu ülke kanıyor.

Hiçbir anlamı olmayan, hiçbir anlamlı sonuca varmayacak bir savaş yüzünden kanıyor.

Üstelik şimdi tehlike daha da büyüyor.

Ege kasabaları, Kürt mahalleleri Türk mahalleleri diye bölünüyor.

Ortalıkta bayraklar dolaşıyor.

Çatışmalar yaşanıyor.

Bir kıvılcımla bütün bölge patlayacak sanki.

Birilerinin böyle bir patlamanın yaşanmasını istediğini de tahmin etmek zor değil.

Maraş’ı, Sivas’ı unutmayın.

Burası özgürleşmesin, demokratikleşmesin, bu gizli askeri yönetim bitmesin diye binlerce insanın ölümüne hiç aldırmayacak birileri var.

Her gün yirmi çocuğun öldüğü günlerde kimsenin kılı kıpırdadı mı?

Darbenin planlarını yaptılar sadece, “biraz daha çocuk ölsün de ortam iyice darbeye hazır olsun” diye beklediler.

Bugün de beklerler.

İnsanları kışkırtırlar.

Öldürtürler.

Hükümetin ve parlamentonun bu savaşı bitirmek üzere duruma el koymasının gerektiği zamanlardayız.

Onlara Ege bölgesinden çok daha ayrıntılı bilgiler geliyordur.

Tehlikeyi bizden daha iyi görüyorlardır.

Çocukların ölümüne aldırmıyorlarsa, kendi geleceklerine aldırsınlar.

Bu ateş bir kıvılcımla bütün Türkiye’ye yayılırsa, onların geleceği de yanacak.

Bu savaşı durdurun artık.

Ölen çocuklarla mutluluğu bulamaz bir ülke.

O çocukları kurtarın.

Öfkeyi unutup acıyı hissedin artık, intikamı bırakıp kurtarmayı isteyin ne olur.

O çocukları da, ülkeyi de, kendinizi de kurtarın.

Durdurun bu Allahın belası savaşı. Yorum