*13 ay sonra hazırlanan iddianamede, arıcıların gerillalarla birlikte çatışmalara katıldığı belirtilerek, müebbet hapis cezası istendi. Türk ‘adeleti’nin akıllara durgunluk veren uygulamaları bitmiyor. Erzincan kırsalında arı kovanları taşıdıkları esnada askerlerin açtığı ateş sonucu yaralanan 2 köylü, hastanede tedavi edilmediği gibi linç edilmek istendi. Bununla da yetinmeyen devlet her iki köylüyü tutuklandı. Köylüler hakkındaki iddianame 13 ay sonra hazırlandı. İddianamede gerillaların yaptığı eylemlerden sorumlu tutulan 2 köylü için müebbet hapis cezası istendi. Dersim’den Ordu’ya 18 Haziran 2007’de arı kovanları taşıyan Ahmet Belli ve Hasan Metin isimli iki arıcının yolunu kesen HPG’liler iki arıcıya araçlarıyla birlikte alıkoydu. Erzincan’a doğru yola çıkan kamyon kent girişinde askerlerce durdurulmak istenince çatışma çıktı ve çatışma esnasında Hasan Metin isimli arıcı yaralandı. Metin, kaldırıldığı Erzincan ve Erzurum Devlet hastanelerinde linç edilmek istendi. Trabzon devlet hastanesine kaldırılan Metin, burada da doktorlar tarafından ‘terörist’ denilerek tedavi edilmedi. Konuyla ilgili İHD’nin 30 Haziran 2007 tarihinde Trabzon Devlet Hastanesi’ndeki doktorlar hakkında “görevlerini kötüye kullandıkları” gerekçesiyle Trabzon Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusu ise Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından takipsizlikle sonuçlandırıldı. Trabzon Valisi ise, televizyonlarda canlı olarak gösterilen linç için “doktorlar görevini yapmıştır. Gereken tedavi yapılmıştır” şeklinde açıklama yaptı. Hasan Metin ve Ahmet Belli isimli iki arıcı Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. Bir süre Erzurum Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutulan iki arıcı daha sonra Gümüşhane E Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi. Gizlilik kararının alındığı soruşturmada iki arıcı 13 ay boyunca neyle suçlandıklarını bile öğrenemedi. İddianamenin geç hazırlanması ve dosyada verilen gizlilik kararı nedeniyle Metin ve Belli’nin avukatı Hüseyin Aygün konuyu Avrupa İnsan Mahkemesi’ne taşıdı. Hâla cezaevinde tutuklu bulunan Belli ve Metin hakkında 13 ay sonra hazırlanan iddianame ise tam bir skandal. Savcı Müebbet istedi Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal tarafından hazırlanan 22 sayfalık iddianamede Ahmet Belli ve Hasan Metin hakkında Erzincan ili girişinde çıkan çatışmada 6 güvenlik görevlisine yönelik adam öldürmeye teşebbüs suçundan TCK’nin 81. maddesi olan “kasten adam öldürmek”, TCK’nin 35/1. maddesi olan “suça teşebbüs” , TCK’nin 152. Maddesi olan “mala zarar vermek” , TCK’nin 314. Maddesi olan “silahlı örgüt kurmak ve yöneticisi olmak” ve TCK’nin 302. Maddesi olan “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” suçları nedeniyle müebbet hapis cezası istedi. Ceza arıcılara kesildi Fakat savcı hazırladığı iddianamede Metin ve Belli’nin bu suçu gerektirecek ne tür eylemler yaptığına dair hiçbir açıklamada bulunmuyor. Savcı Şanal, hazırladığı iddianamede Belli ve Metin’in araçlarının HPG’liler tarafından alıkonulduğunu ve çatışmada güvenlik güçlerine ateş edenlerin HPG’liler olduğunu belirtse de, cezayı arıcılara kesti. İddianamesinde söz konusu çatışma ile daha önce ve sonra HPG’nin Ordu, Erzincan, Gümüşhane, Giresun ve Dersim’de çıkan çatışmalarda yer aldığı iddia edilen ‘Yılmaz’ kod adlı İsmail Sürgeç ve ‘Kemal’ Kod adlı Ahmet Emin Eren isimli HPG’lilerin isimlerini Metin ve Belli ile birlikte anan Savcı Şanal, HPG’lilerin yaptığı eylemlerde sanki Belli ve Metin de yer alıyormuş gibi gösterdi. Tam bir skandal İddianameyi hukuk açısından bir skandal olarak nitelendiren Belli ve Metin’in avukatı Hüseyin Aygün ise, iddianamenin zorlama olduğunu söyledi. Müvekkillerinin adeta kurban seçildiğini belirten Aygün, “bütün deliller bu kişilerin örgüt ile bir ilişkisinin olmadığı yönünde. Bu kişilerin aracına el konulmuştur. Ama savcı kendi hazırladığı iddianamesinde dahi müvekkillerimin verilen cezayı gerektirecek ne yaptığına yer verememiş. Örgüt üyelerinin yaptığı eylemden sivil vatandaşı sorumlu tutmuş. Oysa ki suç ve ceza şahsidir. Bu kişiler başkalarının işlediği belirtilen suçlardan müebbet hapis cezasına çarptırılıyor. Bu bir skandaldır” dedi. RÜŞTÜ DEMİRKAYA/ DİHA/ERZURUM YENİ ÖZGÜR POLİTİKA
» SKANDAL : El Kirine 4.5 Ay Hapis! » Polisler: Her polis için 10 Kürdü öldüreceğiz » Panzerle öldürmeyi unutturmak istiyorlar » Dövülen S.A.'ya 'polis dövdü' suçlaması » 1992 Newroz’unda Devlet Güçlerince Katledilen 54 Kişi Anıldı » Polis, “Pis Kürtler, Düzeni Bozuyorsunuz. Hepiniz Teröristsiniz” » Türk Polisi, veresiye meşrubat vermeyen esnafa saldırdı! » Gözaltındaki DTP İlçe Başkanı hastaneye kaldırıldı » İşkence : Vicdani retçi Bal'a Askeri Cezaevi'nde linç girişimi » ‘İsviçre Kürtleri Türk sayıyor’ » Irkçı-milliyetçi saldırgan gruplar, polis eşliğinde, » Bornova da bir ayda 2. işkence : Mardinli Kürt'tür Vurun ulan vurun! » Karakolda şahitlere de işkence : 'Siz Kürtler ölmezsiniz, köpeksiniz size bir şey olmaz' » Polis'ten neştercilere çay ikramı... » Cizreli çocuklara cezaevinde işkence » Penisine ip bağlanarak odanın içinde gezdirilen Aslan'a 'suçunu itiraf etmesi' istendi. » Newroz kutlamaları sırasında terör estiren Van Emniyet Müdürü'ne Vali takdirname verdi *Fotograflar Arsivdir. |
Wednesday, August 27, 2008
2 köylü askerlerin açtığı ateşle yaralandı, Hastanede linç edilmek istendi, tutuklandı!
Yasak olmayan Kürtçenin hali!
Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde tutuklu ve hükümlülere, Kürtçe konuştukları için hücre cezası verildi. Edinilen bilgelere göre, Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde PKK davasından hükümlü Murat Aslan, Aram Akyüz telefonda aileleri ile Kürtçe konuştukları için 15’er gün hücre cezasına çarptırıldı. Yaklaşık iki aydır Kürtçe konuşma ve Sayın Öcalan dilekçelerinden dolayı PKK’li tutsakların görüşe çıkartılmadıkları öğrenildi. Kırıkkale Cezaevi’nde PKK davasından hükümlü 44 kişi bulunduyor.
Kürtçe yasağıyla gündeme gelen cezaevlerinden sonra inşaat şantiyelerinde de Kürtçe konuşmak yasaklandı. DİHA’dan Sertaç Kayar’ın haberine göre, Van, Diyarbakır ve Bitlis gibi Kürt illerinden İstanbul’a gelen 20 inşaat işçisi, Kürtçe konuştukları ve Hayat TV izledikleri gerekçesiyle işten çıkarıldıklarını söyledi. Bahçelievler’de, belediyeye ait Yenibosna Spor Kompleksi inşaatını yapan Hisar İnşaat Şirketi tarafından işten çıkarılan işçilerden Mustafa Akyüz, şirketin 3 aylık çalışma sözü verdiğini; ancak 10 gün sonra işten çıkarıldıklarını ifade etti. Şantiyede Kürtçe konuşmanın ve Hayat TV’yi izlemenin şirket yetkilileri tarafından yasaklandığını belirten Akyüz, şunları söyledi: “Arkadaşlarla akşam şantiyede Hayat TV’nin haberleri izliyorduk. Emekli komiser olan Ahmet adındaki şirket yetkilisi içeri girerek televizyonu kapattı. Daha sonra hakaret ederek ‘Burada Hayat TV izlemeyeceksiniz. Kürtçe konuşmayacaksınız. Türkiye’de yaşayan herkes Türk’tür ve ne mutlu Türküm diyecek. Eğer demeyen varsa Irak’a gitsin’ dedi. 150 Türk işçi vardı. Sesimizi çıkarsaydık bizi linç edeceklerdi. Zaten amaçları da tahrik edip, linç etmekti. Ekmeğimiz için duymamazlıktan geldik. Ancak biz kardeşiz dedikçe onlar üzerimize geliyor, saldırıyorlar. Kardeşliği kabul etmiyorlar.” Kaldıkları çadırların kaldırıldığını belirten Akyüz, yevmiyelerinin eksik verildiğini, zorla kağıt imzalatıldığını ve imzalamayanlara yevmiyelerinin verilmediğini söyledi. Akyüz şunları ifade etti: “Sürekli baskı altındaydık. Bazen sivil polisler işçi kıyafeti giyerek şantiyede dolaşıyordu. Haberlerde operasyonda asker ölümleri çıktığında Kürtlere hakaret ediyorlardı.” Haksız yere işçiler, İHD İstanbul Şubesi’ne başvurdu.
İzmir’in Menemen İlçesi’nde otomobilinde Kürtçe müzik dinleyen Hacı İtek, iki sivil polisin çağırdığı trafik polislerinin hiçbir gerekçe göstermeden kendisine para cezası verdiğini söyledi. DİHA’dan Hacı Güneş’in haberine göre, Hacı İtek adlı vatandaş, 17 Ağustos günü Koyundere’den Menemen’e doğru otomobiliyle seyir halinde iken Renault 19 marka beyaz renkli bir arabayla takip edildi. Kendisini takip eden araçtan el kol hareketleriyle küfür ve hakaretlere uğrayan İtek, daha sonra aynı araç tarafından durduruldu. Araçtaki kişiler kendilerini sivil polis olarak tanıttı ve ehliyet ile ruhsatını istedi. Ancak Hacı İtek, trafik polisi olmadıklarını ve ehliyet ile ruhsatını vermeyeceğini söyledi. Bunun üzerine sivil polisler, trafik polisini çağırdı. Olay yerine gelen ve Aliağa Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı trafik polisleri, hiçbir gerekçe göstermeden Hacı İtek’e 55 YTL para cezası verdi. Ruhsatı ve ehliyeti olmasına karşın kendisine ceza verilmesini yolda Kürtçe müzik dinlemesine bağladığını belirten İtek, “Ben herhangi bir trafik kuralını ihlal etmedim. Bu keyfi bir uygulamadır. İtek, İHD İzmir Şubesi’ne başvuruda bulunarak, hukuki yardım talebinde bulundu. HABER MERKEZİ YENİ ÖZGÜR POLİTİKA İstanbul'da belediyeye ait inşaatta çalışan 20 işçi Kürtçe konuştukları için işten atıldı Anadilde Eğitim, Ve Yerel Hizmetler Kürtçe Yapılmalı Kürt Kültür Festivali engellenmeye çalışılıyor Devletten basına 'Kürt terimleri' genelgesi ‘Asıl eğitim evde başlar. Çocuklarınızla Kürtçe konuşun, Kürt kültürünü yaşatın' Parklara Kürtçe çiçek isimlerinin verilmesi bile yasaklandı TBMM’de Kürtçe tahammülsüzlüğü Almanya, Kürt televizyonu Roj TV’yi yasakladı 'Kürtçe gazetenin basılması, dağıtılması, okunması sürekli engellenmekte Marmara Bölgesi’nde Kürtlere yönelik halk ihlalleriyle birlikte linç girişimleri de arttı Kürd sorununa barışçıl çözüm çağrısı Le Monde'da tam sayfa… 'Türkçe dışında telefonda konuşmak yasak' “Asimilasyon insanlık suçudur!” Akp'den Kürtçe tahammülsüzlügü `Kürtlere soykırım uygulanıyor, BM aracı olsun' BELGE: KART KURT, TARK TURK DA OLABİLİR İHD 2007 Yılı Raporu: İşkence arttı! |
KurdTime : Wednesday, August 27, 2008 0 Yorum
TOPAL OSMAN’DAN ERGENEKONA
Topal Osman ile Ergenekon’un ne alakası var ?.. Bu sorunun yanıtını alabilmemiz içi, ya Giresun’da görevli iken, büyük bir hayranlık duyduğu Topal Osman’ın heykelini yaptıran Veli Küçük’le, Teşkilat-i Mahsusa ve Jitem - Ergenekon ‘akrabalığı’ üzerine uzun ve duygusal bir tarih sohbeti kurmak ya da Topal Osman’ın hayat hikayesine bir göz atmak lazım. Sizi bilemem ama ben Topal Osman’ın hayat hikayesine göz atmayı seçiyorum !.. Önce bir yanlışı düzeltelim.‘Mustafa Kemal’in muhafızı Laz Osman’ olarak da bilinen Topal Osman, Lazcanın Le’sini bile bilmezdi; Lazların binlerce yıldır yaşadıkları coğrafyaya yaklaşık 250 km. uzaklıktaki Giresun’lu Topal Osman, büyük olasılıkla, Fatih’in 1461 yılında Trabzon’la birlikte Giresun, Tirebolu, Görele ve Bedreme kalelerini ele geçirdikten sonra bölgeye yerleştirdiği yüz bin civarındaki Çepnilerdendir. Topal Osman, birinci savaş yıllarında Karadeniz’de oldukça yaygın olan eşkıya gruplarından birinin reisidir. Onu meşhur eden ilk vukuatı,Giresun’da topladığı yüz kişilik bir eşkıya grubu ile Trabzon hapishanesini basması ve kaçırdığı yüz elli mahkumu çetesine katmasıdır. Bir yandan eşkıyalığın icaplarına uygun ‘işler’le uğraşan Topal Osman, diğer yandan, Enver Paşa tarafından İttihat ve Terakki Cemiyeti bünyesinde Artık, Teşkilat-ı Mahsusa gibi ürkütücü bir gizli teşkilatla organik ilişkisini de Daha sonra, Rum teşkilatlanmasının tasfiyesinde, Karadeniz’in bu gözü kara çetecisinden yararlanabileceğini anlayan Padişah Vahdettin, işlediği sayısız yağma, soygun ve cinayetlerle birlikte, Ermeni Tehciri’nde gerçekleştirdiği katliamlardan dolayı Topal Osman hakkında verilmiş bulunan tevkif kararını kaldırır. Mustafa Kemal’in Topal Osman’la ilişkisi ise, ancak pragmatik siyasetin ‘kuralsızlığı’ ile açıklanabiliir; Karadeniz’deki Rum başkaldırısının tasfiyesi için bir çare arayan Mustafa Kemal, ‘ Rum meselesini çözmek’ amacıyla, zaten Rumların canını ve malını almakla meşgul olan Topal Osman’la ilişki kurmuştur. Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktıktan hemen sonra Havza’da Topal Osman’la görüştüğünü, Teşkilat-ı Mahsusa’nın son reisi olarak bilinen Hüsamettin Ertürk’ten öğreniyoruz. Hasan İzzettin Dinamo, ‘Kutsal İsyan II.’de bu görüşmeye değinmektedir. Karadeniz’deki ‘Pontus belasının ortadan kaldırılması işi’ni üstlenen Topal Osman’ın Mustafa Kemal’e verdiği yanıt şöyledir ; “Siz merak etmeyinPaşam. Bu Pontus Rumlarına öyle bir tütsü vereceğim ki, hepsi mağaralarda eşek arısı gibi boğulacaklar.” Hiç kuşku yok ki, Topal Osman, Mustafa Kemal’e verdiği sözü ‘layıkıyla’ yerine getirmiş; binlerce Rum öldürmüş ve bu arada, korkup kaçan, ülke değiştiren Rumların mallarına el koyup, yakın geçmişte balıkçılık ve kahvecilik yaparak geçinmeye çalışırken, Karadeniz’in en büyük zenginlerinden ‘Osman Ağa’ olmayı da başarmıştır!.. Topal Osman Ağanın ‘şansı’ yaver gitmektedir ; Büyük Millet Meclisi, Topal Osman’ı, ‘ Mustafa Kemal’in Muhafız Alayı Komutanlığı’ vazifesiyle Ankara’ya davet etmiştir..Topal Osman, artık Mustafa Kemal’in en yakın adamıdır… Mustafa Kemal’in Topal Osman gibi ‘tehlikeli’ birini yanına almasıyla ilgili pek çok yorum yapılmıştır. Yaygın görüş, Meclis içinde ve dışında oluşan muhaliflerin tasfiye edilmesi için kendine çok sadık ve o ölçüde ‘iş bitirici’ birine duyulan ihtiyaç, şeklindedir. Gerçekten de bu görüşü doğrulayan bir dizi bilinen olay vardır. Bunlardan ikisi, üzerinde en çok durulan olaylardandır. Birincisi, Anadolu’daki mücadeleye katılmak üzere yola çıkan Mustafa Suphi ve yoldaşlarının Trabzon’da katledilmeleri; ikincisi, Mecliste Mustafa Kemal’in en etkili muhalifi olarak bilinen Lazistan Mebusu Ali Şükrü’nün ‘ortadan kaldırılması’dır.. 1921 yılı başında Türkiye Komünist Partisi, ‘Anadolu Ayaklanması’ olarak nitelenen mücadeleye katılmaya karar vermiş ve bu kararını Mustafa Kemal’e bildirmişti.. Mustafa Kemal, TKP’lilerin Anadolu’ya gelmelerini ve mücadeleye katılmalarını çök tehlikeli bir gelişme olarak değerlendirmiş ve vakit geçirmeden ‘lazım gelen önlemleri’ almıştır.. Mustafa Suphi, Ethem Nejat ve diğer TKP’liler Kars’ta, halkın büyük tezahüratıyla karşılandılar. Ama, ondan sonra halkın tepkisi değişti!.. Yol boyunca ‘bazı gruplar’ın saldırıları ile karşılaşmaya başladılar. Durumu ‘değerlendiren’ yetkililer TKP’lileri Batum üzerinden Bakü’ya geri yollamak ‘amacıyla’ Trabzon’a götürdüler. Trabzon’da kayıkçı kahyalığı yapan Yahya Kaptan ve adamlarının provakatif saldırısına maruz kaldılar. Bu trajik olayın faillerinden Yahya Kaptan’ın akıbeti ise bellidir; katliamdan kısa bir süre sonra ‘birileri’ Yahya Kaptan’ın işini bitirmiştir!.. Şimdi, Lazistan Mebusu Ali Şükrü olayına geçebiliriz. 23 Nisan 1920’de açılan ilk Büyük Millet Meclisi’nde iki grup vardır. Birinci grubu Mustafa Kemal, ikinci grubu ise Ali Şükrü yönetmektedir. Ali Şükrü, etkili bir siyasi muhalif ve aynı zamanda gazetecidir, Tan gazetesinin sahibidir. Özellikle, İnönü başkanlığında sürdürülen Lozan görüşmelerindeki başarısızlıklar üzerine yaptığı konuşmalar ve yayınlarla Mustafa Kemal’in canını fena halde sıkmaya başlayan Lazistan Mebusu Ali Şükrü, bir Meclis toplantısında, TKP’lilerin Trabzon’da katledilmeleri ile ilgili görüşmeleri ve telgrafları deşifre edip, Mustafa Suphi ve yoldaşlarının Mustafa Kemal ‘in emri ile Topal Osman ve adamı Yahya Kaptan tarafından katledildiğini ispatlayınca, kendi sonunu hazırlamış oldu; Meclisi karıştıran bu olaydan kısa bir süre sonra Ali Şükrü ortadan kayboldu !.. Cesedi üç gün sonra Ankara’da, Mühye köyünde bulundu ve yapılan araştırma sonucunda, Ali Şükrü’nün Topal Osman tarafından kaçırılıp öldürüldüğü anlaşıldı. Bunun üzerine Meclis, Topal Osman’ın tutuklanmasına ve idam edilmesine karar verir. Tutuklanacağını haber alan ve ihanete uğradığını düşünen Topal Osman, çetesiyle Ankara’nın altını üstüne getirip kendisine sahip çıkmayan Mustafa Kemal’in peşine düşer. Sonuç; Mustafa Kemal’in emri ile Topal Osman öldürülür. Topal Osman’ı öldüren İsmail Hakkı’dır ve tıpkı ‘işi bitince’ öldürülen Jitem kurucusu Cem Ersever’in en yakın adamlarından biri tarafından öldürülmesi gibi, ‘ işi biten’ Topal Osman da bir zamanlar en yakın adamlarından biri olan nizami ordu kıta komutanı İsmail Hakkı tarafından öldürülmüştür. Ve hikaye, devam etmektedir… Sadık Varer www.enternasyonalle.com Aktüel Bakış |
KurdTime : Wednesday, August 27, 2008 0 Yorum
Kürt Kültür Festivali engellenmeye çalışılıyor
Başkan Barzani :Anayasanın İhlal Edilmesi Kabul edilemez”
KurdTime : Wednesday, August 27, 2008 0 Yorum
Anadilde Eğitim, Ve Yerel Hizmetler Kürtçe Yapılmalı
KurdTime : Wednesday, August 27, 2008 0 Yorum
Obama Kürt devletini kurdurur
KurdTime : Wednesday, August 27, 2008 0 Yorum
Türkiye'nin harekât hedefi PKK'nin tasfiyesi, Güney Kürdistan'ın ise kontrolü
97 konsepti aranıyor
IRAK ASKERLERİ XANEQİN’DEN ÇEKİLİYOR Irak güçleri Xaneqin’e girdi, Kürtler protesto etti Irak ordusu KDP ve YNK bürolarını bastı! “Telebimiz reddedilirse, Irak bakanlıklarıyla ilişkilerimizi keseceğiz’’ Devletin Irak Türkmenleri üzerindeki planları ortaya çıktı Crocker: “Amerika Hiçbir Şekilde Kürtlere Sırtını Dönmeyecek” İşte Katliamların TSK ibareli 'GİZLİ' Belgesi RUS KONSOLUS: “BİZ KÜRDİSTAN’A AYRI BİR ÖNEM VERİYORUZ’’ Crocker, “Erbil - Bağdat Sorunları, ‘anahtar Iraklılarda olacak şekilde’ çözülmeli” Türk Ordusu Misket Bombaları ile Sivil Halka Zarar Veriyor Şengal Katliamı bir başlangıçtı Şii Lider Sistani: “KERKÜK’ÜN GELECEĞİNİ KERKÜK HALKI BELİRLEYECEK” Türkiye, Irak’ı siyasi krizin eşiğine getirdi Dr.MAHMUT OSMAN: ‘’IRAK’TAN KERKÜK’E GÜÇ KAYDIRMAK ARAPLAŞTIRMA ANLAMI TAŞIYOR’’ BAŞKAN BARZANİ: ‘’KERKÜK KONUSUNDA HİÇBİR ŞEKİLDE PAZARLIK YAPMAYACAĞIZ’’ BAŞKAN BARZANİ: “KERKÜK’ÜN BÜTÜN OLUŞUMLARI İÇİN ÇALIŞACAĞIZ’’ Kerkük’teki Patlamanın Faili İstanbul’da Kaçırıldı Kerkük'ü bekleyen ciddi tehlike Kerkük, Küdistan'a bağlanmadıkça ne Kürdistan özgürleşecek ne de Kürdler rahat yüzü görecektir! Irkçı Arap aşiretlerinden Kerkük’te Kürtlere karşı sonsuza dek şavaşma kararı TARAFLAR UZLAŞAMADI...KERKÜK TATİLDEN SONRAYA BIRAKILDI... Musul’da 500 Kürde ait toplu mezar bulundu Kürtlere Kerkük’te Türkiye, Irak ve Suudi Arabistan kuşatması! Irak Dışişleri Bakanlığından, Türkiye’ye: Kerkük’e karışma Türk hükümeti, Federe Kürdistan’ın içişlerine karışacağını “tehditlerle” teyit etti! BAŞKAN BARZANİ: ‘’DIŞ GÜÇLERİN AJANDASI KERKÜK’TE BAŞARIYA ULAŞMAZ’’ KERKÜK İL MECLİSİNİN TALEBİ İÇİN UYGUN BİR YOL SUNULACAK BAŞKAN BAZRANİ: ‘’ DIŞ GÜÇLERİN KERKÜK’TEKI AMAÇLARINA HİÇBİR ŞEKİLDE YOL VERMEYECEĞİZ’’ “140.MADDE ÖLDÜ DİYENLER IRAK’IN PARÇA PARÇA OLMASINA TAHAMMÜL ETSİNLER’’ Hişyar Zebari’nin ağzından Irak BAŞBAKAN NEÇİRVAN BARZANİ: MALİKİ 140.MADDENİN UYGULANMASINDAN YANA’’ KERKUKİ : ''DE MİSTURA , RAPORUNDAKİ HATALARI İTİRAF ETTİ'' ‘’KÜRDİSTAN HALKININ 140.MADDENİN UYGULANMASINI İSTEMESİ TABİİ BİR HAKTIR’’ IRAK PARLAMENTO BAŞKAN YARDIMCISI TAYFUR: ''TÜRKİYE İÇ İŞLERİMİZE KARŞIYOR'' BAŞKAN BARZANİ VE BUSH TELEFONLA GÖRÜŞTÜ: YEREL SEÇİM YASASI DEĞERLENDİRİLDİ BAŞBAKAN BARZANİ İLE PARLAMENTO BAŞKANI MÜFTÜ BİR ARAYA GELDİ: ''DE MİSTURA RAPORU KAYGI VERİCİ..." BM'nin Kerkük raporuna Güney Kürdistan Parlamentosundan ret Kerkük'te seçim var referandum yok KÜRDİSTAN İTTİFAK LİSTESİ, BM'NİN 140. MADDE İLE İLGİLİ ÖNERİLERİNİ GÖRÜŞMEK ÜZERE TOPLANIYOR. DR.MAHMUT OSMAN: "BM'NİN 140.MADDE KONUSUNDAKİ ÖNERİLERİ OLUMSUZ" KERKÜKLÜLER KARARI ‘’KÜRDİSTAN BÖLGE YÖNETİMİNE BAĞLANMAK İSTİYORUZ’’ YNK : Türkmen Cephesi 4 Kürdü öldürdü 'Ergenekon'un avukatı' Baykal'ın açıklamaları ve ITC saldırısı failleri gösteriyor Kerkük'te İran, Türkiye, Suudia Arabistan'ın anti-Kürt ittifakı ve ITC parmağı KERKUK ,ERBiL’DEN SONRA SÜLEYMANİYE’DE BÜYÜK PROTESTO KÜRDİSTAN BÖLGE BAŞKANLIĞI’NDAN İNTİHAR SALDIRISINA KARŞI SERT KINAMA... ERGENEKON IRAK FELLUCE’YE NE GÔNDERDI? İsyan çağrısından sivil katliama ITC , ‘’HALKA ATEŞ AÇIN’’ TALİMATI VERDİ... Sağlık Bakanı: Kerkük'te 25 kişi öldü, 180 kişi yaralandı Önümüzdeki dönem içerisinde Kürd-Sünni ittifakı yaşanabilir. BAŞKAN BARZANİ: ‘’KERKÜK KONUSUNDA HİÇKİMSENİN ATEŞLE OYNAMASINI İSTEMİYORUZ’’ Kerkük ve diğer koparılmış bölgelerinin durumunun anayasada öngörülen şekilde normale dönüştürülmesi Kürd İttifakı:'Referandumun 2-3 ay için ertelenmesi sorun teşkil etmiyor' Katliamcı devletler Kerkuk referandumunu erteletti! Şengal Katliamı: 500 ölü, 400 yaralı |
İstanbul'da belediyeye ait inşaatta çalışan 20 işçi Kürtçe konuştukları için işten atıldı
Şantiyede de yasak ABDURRAHMAN GÖK |