Alman Sol Parti, Roj TV yasağıyla ilgili Federal İçişleri Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle 22 sorudan oluşan bir önerge sundu. Önergede, Roj TV yasağı ve Almanya-Türkiye ekonomik ilişkileri ile ABD’nin etkisi sorgulanıyor. Almanya’daki Roj TV yasağı Alman Hükümeti’ne soruldu. Sol Parti milletvekilleri Ulla Jelpke, Hüseyin Aydın, Wolfgang Gehrcke ve Norman Paech tarafından hazırlanıp, Sol Parti Meclis Grubu adına Dr. Gregor Gysi ve Oskar Lafontaine tarafından sunulan önerge 22 sorudan oluşuyor. Önergenin önümüzdeki günlerde Federal İçişleri Bakanlığı tarafından yanıtlanması bekleniyor. Türk ve Irak makamları ile ‘Anti-PKK Komisyonu’nu kurmuş olan ABD hükümetinin Roj TV’nin yasaklanması için Avrupa üzerinde baskı kurduğunu belirten milletvekilleri, özellikle 5 Kasım 2007’de Türk Başbakanı Recep T. Erdoğan ile ABD Devlet Başkanı George W. Bush arasında yapılan görüşmeden sonra somut adımların atıldığına dikkat çekiyorlar. Önergede konuyla ilgili şu örnek veriliyor: “ABD Dışişleri Bakanlığı’ndaki terörle mücadele şubesinin koordinatör vekili Şubat 2008’de Ankara’ya gerçekleştirmiş olduğu bir ziyaretinde Roj TV’yi de ‘terörizmin cirit ucu’ olarak isimlendirmişti.” Ardından Mayıs ayında VİKO şirketine baskının gerçekleştirildiğini, bu çerçevede çok sayıda çalışan ve gazetecinin evinin de basıldığını hatırlatan Sol Parti, Almanya’da bulunan KabelBW şirketinin Ocak ayında Roj TV’nin izlenmesini engellediğine vurgu yapıyor: “Şirket sözcüsü bunun için hukuki bir kararın bulunmadığını, ‘bazı yerlerden bu yönde talimat’ verildiğini açıklamıştı. Yapılacak denizaltı projesi için 2,5 milyar Euroluk ihalenin 22 Temmuz günü Almanya’ya verilmesinin tesadüfi olmadığı gibi, Almanya Federal İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble geçtiğimiz günlerde Türkiye ile olan siyasi çıkarlar gereği Roj TV’yi yasakladıklarını bizzat itiraf etti.” Hukuksal yanı yok Soru önergesini hazırlayan milletvekillerden Hüseyin Aydın “Yasak kararının hiçbir hukuksal yanı yok” dedi. Konuyla ilgili görüştüğümüz Aydın, 4-6 hafta içinde önergelerine yazılı cevabın verilmesini beklediklerini söyledi. Aydın, “Gizli servis örgütleri Almanya’da yayın yapan bütün yabancı kökenli medya kuruluşlarını mı izliyorlar, yoksa bu yaklaşım sadece Kürtlere yönelik mi” diye sordu. ►Türk hükümeti veya Türk güvenlik ve adli makamları Alman hükümetine Roj TV’nin faaliyetlerini Almanya’da yasaklaması yönünde ne tür taleplerde bulundu? Amerikan hükümet makamları veya farklı Amerikan makamlar bu yönde ne tür müdahalelerde bulundular? ►Alman makamları Roj TV yasağının hazırlık sürecinde yabancı hükümet makamları ve adli kurumlar ile ne tür bir işbirliği veya danışma içine girdiler? (Özellikle Türk, Amerikan, Danimarkalı, Belçikalı makamlar) ►Alman hükümeti 2007 yılının başlarında Amerikan ve Türk makamlar tarafından kurulan ‘Anti-PKK-Koordinasyonu’nun faaliyetlerine katıldı mı? a) Eğer katıldıysa, hangi şekilde? b) ABD ve Türkiye Dışişleri, Adalet ve Maliye Bakanlık uzmanları kaç ortak toplantı gerçekleştirdiler? Bunlar AB’nin hangi ülkesinde yapıldı? c) Bunların kaçı Almanya’da gerçekleştirildi? d) Tartışmalarda veya alınan kararlarda hangi konular işlendi? e) Bu toplantılara Federal Anayasayı Koruma Örgütü ve/veya Federal Haber Alma Teşkilatı ve/veya Federal Göç ve Mülteciler Dairesi’nden temsilciler de katıldılar mı? Kim katıldı? f) Bu konuda hangi Alman makamına ne tür görevler verildi? g) Federal hükümet bu toplantılarda hangi düzeyde Almanya’da siyasi faaliyet yürüten Kürtlere cezai takip uygulanacağı yönünde somut vaatlerde bulundu? h) Bu görüşmelere dayalı olarak Federal Savcılık, Federal Kriminal Dairesi veya savcılıklar tarafından ne tür uygulamalara gidildi? ►Anti-PKK-Koordinasyonu’nun toplantılarında Kürt medya kuruluşlarına (gazeteler, haber programları, televizyonlar) karşı yasaklar kararlaştırıldı veya konuşuldu mu? VİKO şirketi, Mesopotamien Broadcast A/S şirketi ve Roj TV yasağı bu çerçevede mi kararlaştırıldı? Federal hükümet Kürt kurumlarını yasaklamayı düşünüyor mu? Eğer evetse, hangilerini? ►Federal hükümet Roj TV yasağını farklı AB ülkelerine de yayma girişimlerine sahip mi? Veya Alman makamlarının bu tür girişimleri var mı? ►Federal hükümet KabelBW şirketinin ‘özel makamlardan talimat’ aldığını biliyor mu? ►Federal hükümet hangi gerçeklere dayalı Roj TV nedeniyle ‘Federal Almanya Cumhuriyeti’nin mühim çıkarlarının’ tehdit edildiği sonucuna vardı? ►Federal hükümet ‘barışçıl ortak yaşamın’ tehdit edildiğini hangi somut olaylarla belgeleyebilir? ►Federal hükümet Roj TV üzeri belli aralıklarla Kürt temsilciler tarafından yayılan barış mesajları ve bu televizyon üzeri ‘siyasi hedefler uğruna şiddete başvurma’ propagandasının yapıldığı yönündeki iddialar arasında bir çelişki görebiliyor mu? ►Federal hükümete göre Roj TV Almanya’da yaşayan Kürt vatandaşların ülkelerindeki gelişmelerle ilgili bilgi alma, siyasi olarak kendilerini geliştirme ve kültürel açıdan nasıl bir anlama sahiptir? ►Federal hükümetin elinde bulunan bilgilere göre Roj TV Almanya’da, Avrupa’da, Türkiye, Ortadoğu ve dünya çapında kaç izleyiciye sahiptir? ►Roj TV A/S ve VİKO televizyon şirketinin Almanya’da bulunan kaç çalışanı yasak kararı nedeniyle işsiz kaldılar? ►Yasak nedeniyle somut olarak mali ve maddi hangi değerlere el konuldu? ►Roj TV’nin kamuya açık mekanlarda (örneğin lokanta ve kültür derneklerinde) izlenmesi yasak mı? ►Mesopotamia Broadcast A/S tarafından Roj TV için hazırlanan programlar da yasak mı? ►Roj TV’ye ajanslar tarafından haber servisinin yapılması da yasak mı? ►Almanya’da bulunan şirket ve kişilerin Roj TV’ye reklam vermesi de yasak mı? ►Almanya’da yaşayan yurttaşların Roj TV’deki programlara katılımı veya demeç vermesi yasak mı? ►Almanya’da izlenilebilecek başka hangi Kürtçe televizyonlar var? Bu televizyonlar hangi grupların sorumluluğunda? Federal hükümet o televizyonların siyasi çizgisini nasıl değerlendiriyor? ►Almanya, Türkiye ve Ortadoğu’da yaşayan Kürt kökenli yurttaşlar hangi medya araçları ile Kürt partilerin görüşleri ve Kürt şahsiyetlerin barış için önerileri hakkında bilgi alabilirler? ►Federal hükümet Roj TV yasağının kaldırılmasını olanaklı görüyor mu? ►Alman istihbaratı Kürt medyasının yanısıra Almanya’daki Türk medyasını da izliyor mu? Eğer izleniyorsa, özellikle Kürtler ve Ermeniler ile Aleviler, Êzidîler, Yahudiler ve Hıristiyanlar gibi dini azınlıklara karşı ‘halklar arası dostluk fikrine karşı’ ne tür ihlaller tespit edildi? Türk ordusunun ‘silahlı mücadelesinin göklere çıkarılması’ yönünde ne tür bilgilere ulaşıldı? ►Alman hükümetinin gözünde Almlanya’daki Türk medya kuruluşlarına karşı yasak uygulamaları ne kadar gerekli? ERDAL ALIÇPINAR/ KÖLN YENİ ÖZGÜR POLİTİKA |
0 Yorum:
Post a Comment