İnternetin gelişimi, tüm dünyada olduğu gibi Kürt müzik sektörünü de ciddi düzeyde etkiliyor. Korsan CD’ler, internet üzeri müziklerin kolayca indirilebilmesi, albüm satışlarını olumsuz etkiliyor.Albümleri satılamayan ve maddi zorluklarla boğuşan Kürt sanatçılar, ‘artık albüm yapamayacak duruma geldik’ diyorlar. Kökeni bin yıllara dayanan Kürt müziğinin ses sistemi; evrende var olan doğal sesler ve bunlara ait selen/doğuşkan seslerden oluşur. Kürt halkı yaşadığı baskılar, katliamlar ve asimilasyon politikalarına karşı kendi kültürünü yaşatarak günümüze kadar varlığını korudu. Kürt halkına yönelik politikalardan Kürt müziği de nasibini aldı. Günümüze kadar taşınan Kürt müziği varlığını dengbêjlere borçludur. Kürt halkının yaşadığı acılar, katliamlar dengbêjler tarafından bir sonraki nesillere aktarılarak, Kürt müziği günümüze taşırılmıştır. Kürt Özgürlük Mücadelesi’nin gelişmesinden sonra Kürt halkı kimliksel olarak kültürüne sahip çıkıp, kültürünü en çok da müzikle ifade etmeye başlamıştır. Kendi kimliğini sahiplenen Kürt halkı, sanatın her alanında bir arayış içerisine girerek, kültürünün derinliğini ortaya çıkarma mücadelesi de yürüttü. Kürt sanatında yaşanan arayış ve gelişmeler özellikle de müzikal alanda büyük bir gelişme yaşanmasına neden oldu. Kürt halkının mücadelesi ve medya dünyası ile Kürt sesleri de artık Kürtlere ve dünya kamuoyuna ulaşmaya başladı. Yıllar öncesine kadar çok az olan sanatçı sayısı günümüz itibari ile binlere vardı. Ambargo yetmedi korsan işbaşında Günümüzde teknolojik gelişmeler bir yandan sanatçıların çalışmalarına olumlu katkılar sunarken diğer yandan ise emeklerinin çalınmasına neden oluyor. Sanatçıların artmasıyla birlikte müzik albümlerinde de artış yaşanırken, teknolojinin gelişimiyle birlikte albümlerde yer alan şarkıların, hatta albümün tümünün internetten bedava indirilmesi mümkün olduğu için albüm satışlarında düşüş yaşanıyor. Yine albümlerin kopyalanarak korsan bir şekilde satışların yapılması da Kürt müzik piyasasını ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Kürt müzik piyasasını tehdit eden korsan satışlar ve internet aracılığıyla albümleri bedava indirerek albüm satışlarını engellemeye karşı hiçbir önlem alınmadığı gibi, henüz bu konuda herhangi bir çalışma da başlatılmış değil. Emekleri çalınan sanatçılar, artık albüm yaparken tereddüt yaşıyor. Kürt müziği yıllarca ağır bir ambargo altında kaldı. Asimile edilmek için her türlü yöntem uygulandı. Yıllarca televizyon ve radyolarda yeterince yer bulamadı. Bugün Kürt müziğinin dünyadaki bütün müzisyenlerin problemi olan korsan satışlar, mp3 ve internet ile başı dertte. Avrupa’da internetten telif haklarına aykırı olarak şarkı dosyası indiren insanlar hakkında yasal işlem başlatılırken, Kürt müzisyenler bu konuda uygulanan herhangi bir yaptırımda yer bulamıyor. Bir annenin heyecanı gibi Bir albüm yapmak büyük emek ve fedakarlık gerektiriyor. Bir sanatçı albümüne adeta bir çocuk gibi yaklaşıyor. Bir sanatçı albümünü hazırlarken önce albümde yer vereceği eserleri bir araya getiriyor. Eserleri beraber çalıştığı bestecilerin yardımı ya da kendi hazırladıkları besteler ile bir konsensüs sağlayarak bir araya getirmeye çalışıyor. Albümün ilk aşaması bu şekilde belirlendikten sonra, albümü yapacağı aranjör ve prodüksiyon şirketi ile anlaşıyor. Albümün yapmak için çalışmalara başlayan sanatçı önce albümün enstrümantellerini çalmak için aylarca stüdyo aşamasından geçiyor. Daha sonra eserlerin okunması için günler, haftalar bazen aylarca stüdyoya giriyor. Bu kadar yoğun bir tempo, stres altında çalışmasını yapan sanatçı, bir anne ya da bir babanın bebeğinin doğumunu beklerken yaşadığı heyecanı yaşıyor. Albümün piyasaya çıkması ile büyük bir mutluluk yaşayan sanatçı, bu aşamadan sonra albümün halka ulaşmasından sonra gelecek olumlu ya da olumsuz tepkileri beklemeye koyuluyor. Albüm satışı sanatçının müzik çalışmalarını finanse edebilmesi açısından önemli olduğu için albümleri korsan yüzünden satılmayan sanatçılar büyük maddi problemlerle karşı karşıya kalıyor. Yani bir anlamda bebek ölü doğuyor. Kürt müzik piyasasını tehdit eden korsana karşı Kürt sanatçılar ne düşünüyor, nasıl önlemler almayı düşünüyor, albüm satışı ile geçimini sağlayan prodüksiyonlar, müzik marketleri hangi sorunlarla karşı karşıya kalıyor, yine internetten korsan bir şekilde müzik indirenlerin neden böyle bir yöntemi seçtiği sorularını muhataplarına yönelttik. Firmalar bir bir kapanıyor Kemal Turgut (Devran müzik şirketi sahibi): İnternet ve Mp3’ler yüzünden şu ana kadar Avrupa’da müzik piyasası 30 milyar Euro zarar yaptı. Bugün genel olarak baktığımızda sadece Kürt müziğini değil dünya müziğini etkiliyor. Tabi ki Türkiye’deki müzik dünyasını daha fazla etkiliyor. Bunlara karşı gerekli önlemlerin alınamayışından dolayı insanlar rahat bir şekilde indirebiliyor. İnternet üzeri müzik indirme yabancılarda yüzde 40’lara varırken, bizde yüzde 90 ve 95’lere varıyor. Bugün Avrupa genelinde 7 araba ile albüm dağıtımı yapıyoruz. Bizden büyük bir şirket yok. Müzik şirketimizde albüm satışlarında şu an yüzde 95’lere kadar varan bir kayıp söz konusu. Bu zincirleme olan bir durum. Prodüksiyon şirketinden tutalım, sanatçısına, bu işi yapan müzik marketine kadar kayıp yaşanıyor. Hatta devletin de burada bir kaybı var. Çünkü sonuçta yüzde 19’lara varan vergi kaybı var. 20 yıldır yaptığım bu işte artık kilit noktaya gelindi. Bu sektörde dağıtımcısı, tüketicisi herkes zarar görüyor. Türkiye’de Unkapanı’na baktığımızda bu şirketlerin aşağı yukarı yüzde yetmişi gitmiş vaziyette. Geriye kalan yüzde otuz da sallantıda. Artık yaptığın işin giderlerini karşılayamıyorsun, önünde ışık göremiyorsun, sanatçıya bir şey veremiyorsun. Sanatçıya bir şey veremediğin zaman sanatı etkiliyor. Örneğin sanatçı sonuçta belli bir stüdyoda çalışmalarını yaparak sana getiriyor. Yaptığı masrafın geri dönüşü olmadığı zaman artık albüm yapma isteği kalmıyor. Şu anda Türkiye’de stüdyoların yüzde ellisi kapanmış durumda. Daha ucuz yollarla albüm yapmayı tercih etmeye başladılar. Tabii dinleyici bunu hak etti diyemeyiz, ama sonuçta bu yolu dinleyiciler seçtiler. Bu dinleyici vatandaşlarımız bedavadan albümleri indirdiklerinden dolayı sanatçılara bir şey dönmüyor. Şimdi single moda oldu. Sanatçılar, bir parça, iki, üç ya da dört parça ile single çıkarıyor. Bu da sektör için ucuza mal oluyor. Dağıtım şirketleri şu anda kendi paralarını toparlayamaz durumdalar. Müzik marketlerinin çoğu kapandı. Zor bir süreçten geçiyoruz. Son 8 yıl içinde bu noktaya geldik. Devlet bu konuyla yeterince ilgilenmedi. Caydırıcı cezai yöntemler uygulayamadılar. Milyonlarca ciro yapan müzik şirketleri kapandı. Burada devlet de zarar görüyor. Sonuçta yaptığın iş vergi karşılığında devlete gidiyordu. Bunu devlet de biliyor ama uygulama çok ağır gidiyor. Avrupa çapında devletlerin kaybı 20-30 milyar Doları buldu. Mp3 olayını ve müziklerin internetten indirilmesini yok etmek gerekiyor. Mp3 çalarları üreterek, onların satışından para kazanacağız derken, sektörün bu tarafına bakamadılar ve sonuçta onlarca şirket kapandı. Bu giderek daha da kalitesiz bir yapıya yol açacak. ‘Acaba prodüksiyonlar mı korsan?’ Beser Şahin (Sanatçı): Korsan günümüzde öyle bir aşamadaki, prodüksiyonlar korsanlara karşı yenik durumda. Ama şöyle bir soru işareti de var: Acaba korsanın kendisi prodüksiyonlar mı oluyor? Sözleşmeli çalışan, prodüksiyonlar ve sanatçılar arasında zaman zaman bu tür sorunlar gündeme gelmiştir ve bu anlamda yorumlar yoğun. Gerçekten insan anlam veremiyor neden korsana karşı başedilemiyor. İnternet ortamına karşı bazı programlardan bahsediliyor eğer bahsi edilen projeler gelişirse önüne geçilebilir. Yoksa hepimizi çok kötü etkiliyor. Yüzde seksen satışlarda etkilenme var. Avusturulya, Kanada gibi uzak ve zamanında ulaşılamayan yerleri baz alırsak herkes internet üzeri albümleri indirerek dinliyor. Günümüzde herkesin cebinde bir internet var. İstediği albüme istediği anda ulaşabiliyor. ‘Bir kültür sorunu’ Diyar (Sanatçı): Aslında bu korsan sadece Kürt müziği pazarında değil bütün dünyada bir sorun haline gelmiş durumda. Sanata olan saygı ve kültür sorunu ile bağlantılı bir durum. Avrupa’daki müzik sektöründe böyle olduğuna inanmıyorum. İnsanlar bir albümü dinlemek istediklerinde gider bir cd’yi alır ve dinler. Ama bizde ise tam tersi. Bir cd çok fazla pahalı da değil. Yetişkin bir insanın bir sigara parası. Orjinal bir cd’yi alıp dinleme bir kültür sorunudur diye düşünüyorum. Burada yaptığımız çalışmayı, örneğin ekonomik, kültür, emeğe saygı hepsini tek tek ele alırsak kişilik sorunu ortaya çıkıyor. Şöyle demek istemiyorum. Korsan dinleyenler kültürsüzdür demek istemiyorum. Bir örnek vereyim; stüdyoda albüm çalışması yaparken bir arkadaşım beni ziyaret etti. Bir günlük çalışmamıza tanıklık etti ve hayretler içinde kaldı. Sonra bana aynen şöyle dedi: ‘Ben sanıyordum ki siz sadece bir gün çalıp çıkıyorsunuz. Gördük ki aylarca süren bir çalışma.’ Sonra dedi ki ‘ben daha önce korsan bir şeyler almışım ama bu çalışmanızı gördükten sonra utanıyorum. Ben bu iş için bu kadar emek sarfedildiğini, bunun mutfağında bu kadar çalışıldığını bilmiyordum.’ Gerçekten bir albüm çalışmasına bakıldığında; stüdyo aşaması, bestesinden, demosundan, okuma aşaması, mix aşamasına kadar her parçayı bin defa dinliyoruz. Burada müthiş bir emek veriliyor. Ama insanlarımız bu emeği görmüyor. O yüzden korsanın önüne geçilemiyor. Bazı yaptırımlar olabilir. Toplumlarda bunun önüne ancak kültür seviyesi geliştirilerek geçilir. Biz prodükson firması değiliz, biz albümlerden öyle gelir falan da elde etmiyoruz. Albümlerimizden bize dönen bir gelir de yok. Firmalar albümü çıkarıyor. En çok zarar gören firmalar. Firmalar para kazanamayınca biz de albüm hazırlamakta zorlanıyoruz. Geçmişte birçok albümüm yüz bin satmıştı. ‘Gule Neçe’ albümünün yine beşyüzbin satışı oldu. Şimdiki albümler bu kadar satılmıyor. Firmalar kar yapamadıkları için albümleri hazırlamada finans sağlayamıyorlar. Eskiden hiç çekinmeden albümümüzün hazırlık aşamasında verdikleri finansal katkıyı şimdi sunmuyorlar. Bu da moral ve motivasyonumuzu etkiliyor. Ben bir daha albüm yapabileceğimi sanmıyorum. Son çıkan ‘Natirsim’ albümünde hastanelik oldum stresten. Albümü yaparken firmalardan istediğin desteği alamıyorsun. Borç para alıyorsun. Müzisyen stüdyoda kalıyor. Bir sürü sıkıntı. Finansal olarak gerçekten korkunç bir kaos yaşıyorsun. Sanatçıyı albüm hazırlığında ne firmalar anlıyor ne insanlar anlıyor. Normalde sanatçıların en moralli olduğu zaman albümü yaptığı zamandır. Benim en çok sinirlendiğim, stres yaşadığım dönemler albümü okuduğum zamanlardır. Nitekim şimdi albümü iki defa okumak zorunda kaldım. Avrupa’da on bin tane yapılan ilk baskıda çok kötü okudum. Bu da albüm yapımı aşamasında yaşadığım stresden kaynaklı. Şimdi yeniden okumak zorunda kaldık. Moralsizlik, stres kötü etkiliyor. Hem albüm hazırlıyoruz hem de cebimizden para veriyoruz. Sanatçılar bir taraftan kendi yaşamını idame etirmek için sahnede kalıyor. Sonuçta iddiamız, halkımızın kültürünün, direnişinin türkülerini yapabilmek, gücümüz kadarı ile bunları söyleyebilmek, halkımıza moral verebilmek, onların dertlerini paylaşmak. Şarkılarımızın dinleyiciye ulaşması her şeyden önemli tabii. SÜRECEK ERDAL ALIÇPINAR YENİ ÖZGÜR POLİTİKA |
0 Yorum:
Post a Comment