Thursday, October 9, 2008

Kandil Dağı'nı bombalamak

M.Salih Erol – www.kurdistan-post.org Tarih: 10 Eylül 2008 Çarşamba

 

Aslında herkes, herşeyi söyledi. Bu tarz konularda yazılmış veya yazılacak yazılar birbirinin tekrarıdır. Buna, isimleri kocaman olan adamlar da, benim gibi kendi ahvalinde ufaktan ufaktan yol alan kalem erbabları da dahildir. Çünkü aklın yolu bir.

O yüzden...

Okuyucu açısından böylesi yazıları okumak, sonucunu `iki kere iki dört eder` den daha net bildiğimiz bilindik bir filmi milyon defa izlemek gibi heyecansızdır ve adrenalini azdırmayan bir mevzuya bile bile katlanmaktır.

Yazıyı yazan için de öyle;

Sen otur, yazı yazacam diye milyon tane harfin canını al, bir ton saat yükü kadar zaman harca, sağa-sola sataş ve yazdıklarının ömrü şişesinin kapağı açılmış bir gazozun ömründen daha kısa olsun. Aradan yıllar geçtikten sonra, dur şu yazımı bulup yeniden yayımlayayım, diye bir lüksünüz olamaz. Çünkü, böylesi yazılar rüzgârlı bir günde harmandaki samanı yele vermeye benzer.

Şu an okumakta olduğunuz bu yazı da onlardan biri…

Ve der ki;

Bu kirli savaş, canımıza, malımıza ve insanlığımıza düşman!

Diyarbakır’dan kalkan jetler, Kandil Dağı’na yine bombalar boşaltıyor. Zalim bir adamın adalet duygusuna benzeyen dağların acımasız merhametine sığınmış Kürt çocuklarını vurmaya çalışıyorlar.

Oysaki...

Gerilla’nın, kapısının önünde arabası olan, son teknoloji ile donatılmış aparmanları yok dağda.

Yine...

Nergiz, dağ lalesi, ayırık otu, karamuk, yaban gülü ve berfine zehir koklatıyorlar, koyun ve keçilerin aşlarına zehir katıyorlar. Tilkilerin, ceylanların, kelebeklerin, yılanların, karıncaların yaşam alanlarını tahrip ediyorlar.

Yine...

“Tüyü bitmemiş yetim hakkı” dedikleri ve normalde yol, aş, su olması gereken insan emeğini ihtiraslar uğruna heba ediyorlar.

 

Oysa ki...

Diyarbakır Jet Üssü, bir çivi atölyesine hasret Kürt topraklarında yüzlerce fabrika eder.

Bir jet uçağının Kandil Dağı’nı bombalaması Mardin’in bilmem ne köyünde bir okul eder, bir okul da cehalet karanlığının bağrına atılmış beyaz bir çizik.

Bir uçağın Diyarbakır’dan kalkıp Kandil’e gitmesi Kürt dilinde yazılabilecek milyon tane ders kitabı demek...

Ama bunlar olmayacak.

Diyarbakır’dan kalkan jetler Kandil’i bombalıyor...

Bilinsin ki...

Dağların çılgın merhametine sığınmış Kürt isyancılarının anaları, her uçak kalkışında o tertemiz yüreklerini istemeye istemeye düşmanlık illetine teslim ediyorlar. Anaları savaş da taraf olmuş toplumların ise acıya teslim olmaları kaçınılmazdır.

Bilinsin ki...

Bu kirli savaşın tarihinde ne uçak, ne mayın, ne mermi, ne havan ve ne de postal çözüme bir katkı sunmadı ve sunmaz da! bombebaran_thumb[2]

Bilinsin ki...

Savaş tüccarlarından başkasına faydası olmayan jetlerin havalanması gittikçe azalan “fakir lokması”nı bölmekten öteye birşeye yaramayacak!

 

Bilinsin ki...

Jetlerin her defasında havalanması gittikçe derinleşen Kürt-Türk çatışmasına tarifi imkansız bir sızı eklemektedir.

Ve bilinsin ki...

Barut biter, ama asi bir isyancının her tarafı haklılık kokan, mazlum davası bitmez!

M.Salih Erol salihmehmet_1@hotmail.com

0 Yorum: