Taraf’ın “Mayınlı araziye önce siviller girsin” manşetine o emri veren Şırnak Tümen Komutanı Tümgeneral Ahmet Yavuz’dan mektuplu cevap geldi: Verdiğim emre bugün de imza atarım. Yavuz 2007’deki yazılı talimatında “Mayınların yoğun olarak kullanıldığı yollar sivil araç trafiği başladıktan sonra kullanılmalı, bölgelere çoban ve göçerler kullanıldıktan sonra girilmelidir” emrini vermişti. Manşet üzerine doğrudan Taraf’ın sahibi Başar Arslan’a mektup gönderip emri verdiğini kabul eden Yavuz “Ama bu o anlama gelmez. Sizin bahsettiğiniz gibi siviller hedef alınmamıştır” dedi. Taraf’ın haberinde yasak anti-personel mayınların kullanılması da eleştirilmişti. Yavuz mektubunda bahsedilen Claymore mayınının Ottawa Antlaşmasına aykırı olmadığını söylüyor ve bunda haklı Şırnak Tümen Komutanı Tümgeneral Ahmet Yavuz, Taraf’ta 1 eylülde manşetten yayımlanan “Mayınlı araziye önce siviller girsin” haberiyle ilgili gazetemize bir mektup gönderdi. Kendisinden emin bir şekilde mektupta haber için, “Doğruluğu yüzde sıfır bir” ifadesi kullanan Tümgeneral Yavuz, mayınlı araziye önce göçer ve çobanları göndermediğini savundu. Yavuz, bunu vurgulamak için de “Alınan hiçbir tedbir, hiçbir koşul altında, sizin bahsettiğiniz gibi sivilleri hedef almamıştır. Alamaz da!” dedi. NE OLMUŞTU • Yavuz’un itiraz ettiği haberde, PKK’nın döşediği mayınlarda asker kayıplarının önlenmesi için 3 Haziran 2007’de Şırnak Tümen Karargâhı’nda birlik komutanları, karargâh subayları ve tabur komutanlarının katılımıyla bir toplantı düzenlendiği belirtilmişti. Toplantıda alınan kararlar Tümgeneral Ahmet Yavuz imzasıyla ilgili birliklere gönderilmişti. İŞTE O KARARLAR • Tümgeneral Yavuz’un mayınlara karşı sivillerin öne sürülmediğini söylediği ve “Bugün de altına imza atarım” dediği kararlar şöyleydi: • Son dönemlerde, yol güzergâhına yerleştirilen ve patlatılan patlayıcılar nedeniyle verilen zayiat, operasyonlarda, zor şartlarda ve büyük emeklerle elde edilen başarıları bir anda azaltmıştır. Adeta kaşıkla aldığımız ölü teröristlere karşı, kepçeyle şehit veriyoruz. • Mayın aramaları gelişigüzel yapılmakta, gerekli hassasiyet gösterilmemektedir. Mayın arama personelinin eğitimi üzerinde hassasiyetle durmak gerekmektedir. • Personelin meleke kazandırmak için oryantasyon eğitimi ve 20 günlük paket eğitim programlarının uygulanması gerekmektedir. • Uzaktan kumandalı Claymore mayını gerektiğinde 4510 telsiz bataryası ile patlatılmak üzere lider personelin bulunduğu mevzi önüne döşenmelidir. • Mayın ve el yapımı paylayıcı maddelerin yoğun olarak kullanıldığı yol ve bölgeler sürekli gözetlenmeli, buralara direkt gitmek yerine dolaylı tutum stratejisi uygulanarak, yol, sivil araç trafiği başladıktan sonra kullanılmalı, bölgelere ise çoban ve göçerler kullanıldıktan sonra girilmelidir. • Tuzaklı mayınları etkisiz hale getirmek için köpeğe giydirilen yeleğe 1-1,5 metre uzunluğundaki ucu çengelli bir anten havaya doğru dik duracak şekilde monte edilmelidir. • Birlik intikallerinden riskleri asgari seviyeye indirmek maksadıyla, birliklere, personel intikalleri için sivil araç verilmesi ve bu araçların değiştirilmesi ve ihtiyaca göre boyatılması yetkilerinin birlik komutanlarına verilmesi faydalı olacaktır. YAVUZ HAKLI • Tümgeneral Yavuz’un itirazında haklı olduğu bir nokta var. O da, Claymore mayının kullanımının uluslararası anlaşmalara aykırı olduğunu yazmamız. Türkiye’nin altına imza attığı Ottowa sözleşmesine göre Cloymore mayını anti personel bir kara mayını olarak kabul edilmiyor ve bu nedenle yasak kapsamında değil. TÜMGENERAL YAVUZ’UN MEKTUBU • 1 • 01 Eylül 2008 günü Taraf gazetesinin başlığına göre “Mayınlı Araziye Önce Siviller Girsin” şeklinde bir emir vermişim. Haber başlığının -manşetinizin- doğruluğunun yüzde sıfır bir olasılığı ihtiva ettiğinden emin olmama rağmen, ilgisini verdiğiniz emri buldurup okudum. Ayrıca Tümen Karargahında yapılan toplantı sonuçlarını ihtiva eden hususları da yeniden inceledim. Manşete taşıdığınız cümle ile altında yazdıklarınız arasında bir bağlantı olmadığı zaten açıktı. İncelemelerim de bunu doğrulamıştır. 2 • Konuya ilişkin görüşlerim aşağıdadır: a • 01 Haziran 2007 gün ve HRK.: 7130-1115-07/ (58557) sayılı emri ben verdim. “Yakın mesafelerde araç kullanılmaması” şeklindeki emrime riayet etmeyenleri uyarı mahiyetindedir. b • 03 Haziran 2007 tarihinde Tümen Karargahında yapılan toplantı sonucunda belirlenen tedbirlerin ve tekliflerin de sahibiyim. Bunları yazılı olarak rapor ettim. Bugün de altına imza atarım. c • Alınan hiçbir tedbir, hiçbir koşul altında, sizin bahsettiğiniz gibi sivilleri hedef almamıştır. Alamaz da! Ancak arazide ve yollarda, teröristler tarafından mayın kullanıldığından, arazide ve yol tarafeyninde sürülerin kullandıkları yerleri kullanmak, bırakınız bir askeri, akıllı her insanın tercihidir. Askerî yasak bölgeler dışında, sürülerin hareketleri hiçbir tahdide tabi olmadığı gibi, zorla bir istikamete yönlendirmeleri de söz konusu değildir. Ayrıca yolda, yolun sivil trafiğe açık olduğu saatlerde seyretmek doğal bir emniyet tedbiridir. ç • Claymore mühimmatı ile ilgili olarak eğer dikkatli bir araştırma yapmış olsaydınız, yasak olmadığını anlayabilirdiniz. Çünkü, Türkiye’nin de imzaladığı Ottowa Sözleşmesine taraf devletlerin, Claymore mühimmatını anti-personel kara mayını olarak kabul etmedikleri, bunların kullanımının yasak kapsamına girmediği yönündeki ortak görüşe sahip oldukları, dolayısıyla bu mühimmatın kullanımının ulusal ve uluslararası hukuk bakımından yasak olmadığı bir vakıadır. Kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına, bu gerçeği bilmek ve bu gerçeğe uygun olarak yayın yapmak zorundasınız. 3 • Dreyfüs davasında, adı geçenin haksız yargılandığı ortaya çıkınca, kimi kibirli Fransızlar, davanın yeniden görülmesine karşı çıkmışlar ve şu ifadeyi kullanmışlardı: “Bir yanlış, Fransızlar tarafından işlendiğinde, artık yanlış değildir.” İddia ettiğiniz entelektüel seviyenin etiğine uygun olarak, “Bir yanlış Taraf tarafından yapılmışsa, artık yanlış değildir” dememenizi ve her türlü yasal hakkım saklı kalmak üzere mekbumu sayfalarınıza taşımanızı, birinci sayfanızda yer vermenizi rica ediyorum. Tümgeneral Ahmet Yavuz 9 Eylül 2008 |
0 Yorum:
Post a Comment