Batman’da demokratik kitle örgütlerinin organize ettiği “Anadilde eğitim istiyoruz” mitingi, binlerce kişinin katılımı ile yapıldı. TZPKurdî‘nin başlattığı kampanya çerçevesinde organize edilen mitingleri ilki Batman’da yapıldı. Batmanlılar, Kürtlerin tüm haklarının yasal güvenceye alınmasını; Kürtçenin eğitim dili olmasını istedi. Kürtçe Dil ve Eğitim Hareketi-TZPKurdî tarafından 8 Eylül’de başlatılan “Anadilde eğitim istiyoruz” kampanyası kapsamında dün Batman’da miting yapıldı. Batman’da yaklaşık bir haftadır devam eden anadil etkinlikleri kapmasında yapılan mitingte binlerce kişi, Kürt dili üzerindeki yasaklamalara, kimliksizliğe, onursuzluğa “hayır” dedi. Eğitim Sen, SES, DTP, Petrol-İş, Genel-İş, İHD ve Göç-Der tarafından organize edilen miting, Musa Anter Halkevi önünde gerçekleştirildi. Mitinge binlerce kişi, yeşil, sarı, kırmızı flamalarla akın etti. Kadınların yöresel kıyafetlerle renklendirdiği mitingte “Bê ziman jiyan nabe”, “Zimanê xwe dixwazim” ve “Êdî Bes e” şeklinde sloganlar atıldı. Alanda “Bê ziman jiyan nabe”, “Em perwerdehiya zimanê zikmakî dixwazin”, “Zarok pêşeroj in, pêşeroj bê ziman nabe”, “Zimanê me mifteya azadiya me ye”, “Zimanê xwe bi destê xwe nekuje”, “Zimanê min qedexe nekin”, “Kurdî helbesta Xanî awaza Meryemxanê ye”, “Ziman û rengên cuda nîşana mezinbûna xwedê ye” ve “Ez Kurd im perwerdehiya bi kurdî dixwazim” yazılı pankartlar ile çok sayıda anadil talebini içeren döviz açıldı. Demokratik Konfederalizm, PKK ve HPG bayraklarının da açıldığı mitinge eski DEP Milletvekili Leyla Zana, DTP Batman milletvekilleri Bengi Yıldız ile Ayla Akad Ata, DTP Siirt Milletvekili Osman Özçelik, DTP’li il ve ilçe belediye başkanları, il ve ilçe yöneticileri ile sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı. Mitingin açılış konuşmasını İHD Şube Başkanı Av. Ferhat Bayındır yaptı. Bayındır, 30 yıldır bölgede savaş olduğunu ve 50 bin insanın yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Bayındır, “Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi gerekir. Anadil hakkı tanınmalı” dedi. Yıldız: Dilimize sahip çıkalım Mitinge katılan Batman Milletvekili Bengi Yıldız da dünyanın hiçbir ülkesinde bir halkın anadilinin yasaklanmadığını dile getirdi. Yıldız, “Sadece Türkiye’de yasaklanıyor. 80 yıldır Kürt dili inkar ediliyor. Dolayısıyla Kürtler de inkar ediliyor. Federal Kürdistan Bölgesi’nde Kürtler kendi anadilinde eğitim görürken, Türkiye’de bu tam tersidir. Geçtiğimiz aylarda adı Welat olduğu için bir çocuk Türkiye’ye sokulmadı. Bu da dilin üzerindeki yasakların göstergesidir. Her yerde Kürtçe eğitim için mücadele vereceğiz. Bunun için ‘Êdî Bes e’ diyoruz. Kürt halkına da sesleniyoruz, dilinizle konuşmayanları protesto edin. Hepiniz Kürtçe için mücadele edin” diye konuştu. Ata: Asimilasyona hayır DTP Batman Milletvekili Ayla Akad Ata ise Kürtçe için alanda olduklarını belirterek, şunları söyledi: “Dilimiz gül bahçesine benziyor. Zazaki, Kurmanci ve Sorani, bunlar gülleridir dil bahçemizin. Kürt halkı kendi hakları için şimdiye kadar 28 isyan gerçekleştirdi. Halkımız dil eğitimi için meydanlarda. Dilimiz bizim yaşam kaynağımızdır. Onurumuz, varlığımızdır. Biz kültürsüz ve onursuz yaşayamayız. Onun için inkara ve asimilasyona hayır diyoruz. Çünkü kültürün, dilin inkarı, aynı zamanda Kürtlerin inkarıdır. Buna da Êdî Bes e diyoruz.” Bateyi: Resmi dil olarak kabul edilsin Yıldız’ın ardından TZPKurdî Sözcüsü Qahir Bateyî konuşma yaptı. Bateyî, Kürtçeye dönük taleplerini dile getirdi: - Şimdiye kadar dil ve kültür üzerinde uygulanan inkar ve asimilasyon giderilmeli. *Kürtçeye pozitif ayrımcılık uygulanarak, gelişmesi için yasal güvence altına alınmalı. - Bütün okullarda Kürtçe eğitim verilmeli. - Kürtçe eğitimin gelişmesi için ekonomik ve teknik olanakların sağlanması gerekir. - Hükümet artık inkar ve imha politikasından vazgeçerek, Kürt dilini resmi dil olarak kabul etmeli. Kürt sanatçı ve siyasetçilerine de çağrıda bulunan Bateyî, her yerde ve her zaman Kürtçe konuşulmasını isteyerek, “Kürt sanatçıların da bu yönlü çalışma yürütmesi gerekir” dedi. Özçelik:Bu katliamdır DTP Siirt Milletvekili Osman Özçelik, Kürtlere yönelik beyaz katliam, asimilasyon ve inkardan vazgeçilmesi gerektiğini vurguladı. “Kürtlerin kültür ve dil hakkı yasal güvence altına alınmalı” diyen Özçelik, şunları ifade etti: “Bir Kürt çocuğu 6 yaşına kadar Türkçe bilmiyor. Ancak ilkokula başladığında yeni bir dille tanışıyor. 6 yıl boyunca öğrendiklerini hafızasından silmek zorunda kalıyor. Bu bir katliamdır, asimilasyondur. Diyoruz ki, Kürt ve Türk halkı kardeştir. Türklere tanınan hakların hepsi Kürtlere de tanınsın.” Yapılan konuşmaların ardından KCK Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla yaptığı son görüşmenin notları okundu. Bu sırada alanda bulunan binlerce kişi, “Bijî Serok Apo” diye slogan attı. DİHA/BATMAN
Zana: Dil yaşam gerekçesidir Mitingde son olarak eski DEP Milletvekili Leyla Zana konuşma yaptı. Dilin anlam ve önemine dikkat çeken Zana, dilin bir milletin haysiyeti, şerefi, varlığı ve onun yaşam gerekçesi olduğunu söyledi. Zana, “Bir halk kendi diline sahip çıkmazsa başka bir halkın sahip çıkmasını beklemesin. Halkın kendini var edebilmesi için öncelikle kendi diline sahip çıkıp yaşatması gerekir. Aynı zamanda bir egemen güç bir halkı yok etmek istiyorsa, ilk başta onun dili ve kültürüne yönelir. Dolayısıyla biz de kendi varlığımızı sürdürebilmemiz için dilimizi yaşatacağız ve geliştireceğiz. Millet, toprak, tarih ve kültür bir bütündür. Birisi olmadan diğeri olmaz. Bunların bir arada yaşaması gerekir” diye konuştu. “Çavê li deriyan xwelî li seriyan(Elden beklentisi olanın kafasına toprak yağar)” şeklindeki Kürt atasözünü hatırlatan Zana, şunları söyledi: “Biz kafasına toprak yağan bir millet değil, namuslu ve şerefli bir milletiz. Kendi dilimizi geliştirelim. Ve yaşamın her alanında kullanalım. Bütün eksiklerimizi gidereceğiz. Şu an da 15-20 yıl öncesine oranla çok çok avantajlıyız. Dilimiz, kültürümüz, her şeyimiz inkar ediliyordu. Ancak verilen mücadeleyle kültür kurumlarımız, basınımız gibi birçok alanda kurumlarımız gelişti. Bu kurumlar üzerinde her yerde her zaman çok rahat bir şekilde Kürtçe eğitimi verebiliriz. Kendimizi bu konuda geliştirebiliriz. Devletten de taleplerimiz var. İlk başta anadilin yasal güvenceye alınması gerekir, asimilasyon ve engellerin kaldırılması gerekir. Dilin gelişebilmesi için koşulların sağlanması gerekir.” YENİ ÖZGÜR POLİTİKA |
0 Yorum:
Post a Comment