Kürdistan - BAŞKAN BARZANİ’DEN BAYRAM AFFI: 62 TUTUKLU SERBEST BIRAKILDI... 29-Sep-08 [16:33] PNA-Federal Kürdistan başkanı Mesut Barzani , mübarek Ramazan Bayramının gelmesi ile Kürdistan Bölge cezaevlerinde bulunan 62 tutukluya af çıkarttı. Serbest bırakılan 62 tutuklu bayramını aileleriyle beraber geçirecek ve böylece ‘’iki’’ bayramı bir anda geçirmiş olacaklar. [...]
Kürdistan29-Sep-08 [18:4] PNA-Çeşitli temaslarda bulunmak üzere uzun bir süredir yurt dışında bulunan federal Irak devlet başkanı Celal Talabani bugün akşam üzeri başkent Hewler’e döndü. Devlet başkanı Talabani Uluslararası Hewler Havalanında Kürdistan başkanı Mesut Barzani ile Kürdistan yönetiminden üstdüzey bir heyet tarafından resmi bir törenle karşılandı. [...]
Kürdistan - MİR TAHSİN BEG, MÜSLÜMAN KÜRDİSTAN HALKININ BAYRAMINI KUTLADI... 29-Sep-08 [16:9] PNA-Kürt Ezidi toplumunun lideri Mir Tahsin Beg , ramazan bayramının gelmesiyle müslüman Kürdistan halkının ramazan bayramını kutlayan bir mesaj yayınladı. [...]
Kürdistan - BAŞKAN BARZANİ’DEN RAMAZAN BAYRAMI MESAJI... 30-Sep-08 [10:49] PNA-Federal Kürdistan başkanı Mesut Barzani , mübarek ramazan bayramının gelmesiyle başta Kürdistan ve Irak olmak üzere bütün müslüman aleminin bayramını kutlayan bir mesaj yayınladı. [...]
Kürdistan - CELEWLA....PATLAMA: BİR PDK YETKİLİSİ YARALANDI... 30-Sep-08 [15:28] PNA-Celewla’ da yol kenarına bırakılan bir mayının infilak etmesi sonucu Kürdistan Demokrat Partisi (PDK)’den yerel bir yetkili yaralandı. [...]
Kürdistan - BAŞKAN BARZANİ ABD’YE GİDİYOR... 29-Sep-08 [18:53] PNA-Federal Irak Devlet başkanı Celal Talabani ve beraberindeki üstdüzey heyetinin yurda dönmesiyle Uluslararası Hewler Havaalanında düzenlenen ortak basın toplantısında devlet başkanı Talabani, Kürdistan başkanı Mesut Barzani’nin ABD yönetimi tarafından resmen davet edildiğini ve başkan Barzani’nin önümüzdeki yakın bir zamanda Washington’u ziyaret edeceği mesajını verdi. [...] |
Tuesday, September 30, 2008
Kürdistan’da Ramazan…
KurdTime : Tuesday, September 30, 2008 0 Yorum
Etiketler : Kurdistan
Değişen bir şey yok
İslam aleminin Ramazan Bayramı bugün. Devlet yetkilileri 'barış ve kardeşlik' mesajları veriyor. Ancak bu mesajlar, Kürtleri kapsamıyor. Sınıra askeri sevkiyat var, operasyonlar sürüyor, tezkere Meclis gündeminde.TSK durmuyor Sınırötesi kara harekatı hazırlığı yapan TSK, bayram arifesinde bile sınıra askeri sevkiyatı durdurmadı. PKK'nin bayram dolayısıyla eylemlerine ara vereceğini duyurması da operasyonları durdurmadı. Özellikle Hakkari'nin sınır hattındaki bölgelerinde operasyonlar yoğunlaştırıldı, top atışları yapıldı. Bu nasıl kardeşlik? Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bayram mesajında kardeşlik, hoşgörü ve barıştan dem vurdu. Mesajının her cümlesinde 'kardeşlik' sözcüğü geçen Gül, geçen hafta sivil yerleşim yerlerinin hedef alındığı fotoğraflarla ortaya konulan sınırötesi operasyonun 'kimseyi rahatsız etmediğini' ileri sürdü. Ayrımcılık sürüyor Devlet yetkililerinin kardeşlik mesajlarının aksine Şırnak Valiliği'nin hazırladığı bayram programına DTP'li belediye dahil edilmedi. Belediye Başkanı Ahmet Ertak, Şırnaklılarla belediye binası önünde alternatif bayram kutlaması yapacaklarını duyurdu. Ertak, AKP'nin bu duruma çanak tuttuğunu söyledi. Meclis noter mi? Yarın açılacak Meclis'in birinci gündemi sınırötesi operasyon tezkeresi. AKP'nin askerin isteğiyle birinci gündem haline getirdiği tezkereye tepkiler ise artıyor. Barış Meclisi Sözcüsü Ayhan Bilgen, AKP'nin tezkereyi Meclis'te onaylatmasına 'Meclis noter makamı mı' tepkisini gösterdi. TSK bayramda da durmuyor Sınırötesi kara harekatı hazırlığı yapan TSK, bayram arifesinde bile sınıra yönelik sevkiyatını durdurmadı. Güney Kürdistan'daki PKK alanlarına yönelik hava saldırılarında sivillerin hedef alındığı fotoğraflarla kanıtlanmasına rağmen Genelkurmay Başkanlığı sivillerin etkilenmemesi için 'gerekli hassasiyetin' gösterildiğini, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise 'kimseyi rahatsız etmediklerini' iddia eden açıklamalar yaptı. TSK sınırötesi operasyon hazırlıklarını aralıksız sürdürüyor. Hakkari-Güney Kürdistan sıfır noktasına dün yoğunca askeri sevkiyat yapıldı. KCK ve Kongra Gel ise, bayram dolayısıyla HPG'den eylemlerini durdurmasını istedi. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Ramazan Bayramı'ndan bir gün önce bile sınırötesi operasyon hazırlıklarını devam ettirdi. 25 Eylül'de Kandil'e yapılan hava saldırısında birçok köy bombaların hedefi olurken, dün de TSK sınırın sıfır noktasına askeri sevkiyatını yoğunlaştırdı. Alınan bilgilere göre, Hakkari'nin Yüksekova ilçesi İran sınırındaki Çobanpınar (Vargeniman) bölgesinde konuşlanan askerlerin bir bölümü Dağlıca (Oramar) bölgesindeki Güney Kürdistan sınırına kaydırıldı. Özel birliklerden oluşan Bolu Tugayı'nın ise Cilo Dağı eteğindeki ova ve PKK'nin geçiş noktası olduğu iddia edilen Küçükdere (Orşe) kalyonu olarak da bilinen vadinin çıkışında bulunan Ünlüce köyü ovasına konumlandığı bildirildi. Uzun menzilli top, obüs topu, gece görüş dürbünleri ve geniş manevra özelliğine sahip tankların yerleştirildiği noktadan önceki gün akşam saatlerinde Cilo Dağı'na doğru top atışlarının yapıldığı ve top seslerinin Yüksekova'dan da duyulduğu belirtildi. Çobanlar bölgeyi terk etti Ünlüce köylülerine ait arazilere konumlanan seyyar tabur için helikopter pisti de yapılmaya başlandı. Bolu Tugayı'nın Yüksekova'ya 10 kilometre uzaklıkta konumlanması halkı tedirgin ederken, hayvanlarını otlatan çobanların da can güvenliği nedeniyle bölgeye terk etmek zorunda kaldığı bildirildi. Şemdinli'ye seyyar birlikler Yoğun askeri sevkiyatın yaşandığı Hakkari'nin Şemdinli ilçesine ise yeni seyyar birlikler gönderildi. Sınır bölgesinde bulunan Bêsosin Karakolu'na çok sayıda asker sevk edilirken, karakolun karşısına yaklaşık 100 adet seyyar çadır kuruldu. Çadırlara yerleşen birliklerin sınır bölgesinde keşif yaptığı belirtildi. Yüksekova'da ise hava hareketliliği arttı. HABER MERKEZİ Operasyon ve eylemleri durdurun çağrısı Operasyon ve çatışmaların yoğunlaştığı son günlerde Koma Civakên Kurdistan (KCK) Yürütme Konseyi Başkanlığı ve Kongra Gel Başkanlık Divanı, bayram günleri boyunca HPG'nin eylem yapmamasını istedi. ANF'nin geçtiği KCK ve Kongra Gel'in ortak açıklamasında, TSK'ye de bayram dolayısıyla operasyonlarına ara vermesi çağrısı yapıldı. AKP hükümetinin Kürt sorununun demokratik çözümü yerine inkar ve imha politikasında ısrar ettiği belirtilen açıklamada, 'Özellikle yeni Genelkurmay Başkanı'nın topyekžn bir savaştan bahsetmesi dikkatle izlenilmesi gereken ve tehlikeli bir biçimde çıkmazın derinleştirileceği bir durumu ortaya koymaktadır' denildi. Açıklamada, 7 Ekim'de Meclis'te görüşülecek olan tezkerenin süresinin bir yıl daha uzatılmasının daha fazla can kaybı ve kanın dökülmesine yol açacağı ifade edildi. 'Ramazan Bayramı'nı karşılamaya hazırlandığımız bugünlerde, en çok İslam'dan söz edenlerin bununla tam ters düşecek biçimde kan dökme politikalarına karşı, iyi niyet mesajı olması amacıyla, Ramazan Bayramı boyunca kan dökülmemesi ve hiçbir ananın yüreğine acı düşmemesi için tarafımızdan azami dikkat gösterilecektir' denilen açıklamada, HPG'den arife gününden başlamak üzere bayram günleri boyunca hiçbir eylemde bulunmamasını talep etti. Açıklamada ayrıca, AKP hükümetine ve orduya da 'en azından belirtilen günler içinde' operasyonlarına ara vermeleri çağrısı yapıldı. Açıklamada, tüm İslam aleminin de bayramı kutlandı. www.gundemonline.net |
KurdTime : Tuesday, September 30, 2008 0 Yorum
Etiketler : Kurdistan
Kadına doktor dayağı
KurdTime : Tuesday, September 30, 2008 1 Yorum
Etiketler : İşkence
Deniz Feneri’nin Kürt seferi!
Dini kullanan dernek ve kurumların AKP’nin Bölge’deki en önemli dayanakları arasında yer aldığı biliniyor. Bu gerici yapılanmalar, son yıllarda özellikle dini bayramlar döneminde Kürt yoksullarına yardım dağıtma kampanyaları düzenliyor. Bu kampanyaları düzenleyen Deniz Feneri, Kimse Yok Mu Derneği, İHH gibi örgütler, amaçlarını “dini duygularla sosyal yardımlaşmayı geliştirerek terörün kökünü kazımak” olarak açıklıyor! Bu dernekler geçen yıl Kurban Bayramı’nda Cumhurbaşkanı Gül’ün çağrısıyla kurban etlerini Kürt yoksullarına dağıtma kampanyası düzenlemişlerdi. Başbakan Erdoğan, bu kampanyayı “kardeşlik köprüsü” olarak adlandırmış; M. Eğitim Bakanı Çelik de, “kampanyayı düzenleyenlerin önünde şapka çıkardığını” söylemişti. Bu yıl ortaya çıkan yolsuzluk belgeleri ve yöneticilerinin mahkûmiyeti nedeniyle Deniz Feneri ortalıkta gözükmese de, Deniz Feneri’nin “yüzyılın iyilik hareketi” sloganına benzer bir şekilde “bize iyilik yaraşır” sloganını kullanan İnsani Yardım Vakfı (İHH) ve Kimse Yok Mu Derneği, ramazan ayı boyunca Bölge’de binlerce kumanya dağıttıklarını açıkladılar. |
KurdTime : Tuesday, September 30, 2008 0 Yorum
HPG Anakarargah Komutanlığı: Bayram’da eylem yapmayacağız
ANF BEHDİNAN / HPG Anakarargah Komutanlığı yaptığı açıklamada, bayram günleri boyunca eylem yapmayacaklarını bildirdiler. |
KurdTime : Tuesday, September 30, 2008 0 Yorum
Etiketler : Gerilla
MAHMUT ALINAK: Öyleyse bizi vatandaşlıktan çıkarın!
KurdTime : Tuesday, September 30, 2008 0 Yorum
Etiketler : Kürtçe
Monday, September 29, 2008
BAŞKAN BARZANİ: “KOPARILAN BÖLGELERE ASKERİ GÜCÜN GÖNDERİLMESİNİ KABUL ETMEYİZ”
KurdTime : Monday, September 29, 2008 0 Yorum
Etiketler : Kurdistan
Almanya'daki Kürtler idama karşı açlık grevine girecek
Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu (YEK-KOM) kuzey eyaletleri dernek yönetimleri ve dışilişki çalışmalarını yürüten 34 yöneticisinin katıldığı meclis toplantısını Hanover derneğinde gerçekleştirdi. İran'da yürütülen açlık grevine destek amacıyla Kürt derneklerinde 2 günlük açlık grevi yapılması kararı alındı. |
KurdTime : Monday, September 29, 2008 0 Yorum
Etiketler : İran
Kürt boksörden bir madalya daha
Avrupa Boks Federasyonu ( European Boxing Federation ) tarafından Bayern'deki Burghausen'da düzenlenen ve 12 profesyonel boksçunun katıldığı Uluslararası Boks Turnuvasına Avusturya'yı temsilen katılan Kürt Boksör Engin Erdoğan bir galibiyet daha kattı. |
KurdTime : Monday, September 29, 2008 0 Yorum
Etiketler : Spor
Barzani: Bağımsızlık isteği Kürd milletinin en doğal hakkıdır!
KurdTime : Monday, September 29, 2008 0 Yorum
Etiketler : Kurdistan
2009 Mart Seçimleri ve DTP
Ferit Şimal ( www.kurdistan-post.org ) Türkiye’de toplum, ordu ile anlaşmış her partiyi destekler. AKP’nin bu konuda bir sorunu kalmamıştır. Kürt halkına karşı oluşturdukları ittifakta bu gerçeği ortaya koymuşlardır. O halde 2009 mart seçimlerinde Türkiye’nin AKP’ye büyük oranda teslim edildiğini (ki CHP ve MHP de kısmen belediyeleri alabilir) söylemek gerekiyor. Ancak AKP buna karşın Kürdistan’da da aynı başarıyı elde etmek istemektedir. Zira ordunun ve devletin tam desteği sözkonusudur. Ordu ile ittifakında AKP’nin “samimiyet ölçüsü” Kürt halkına, kazanımlarına ve değerlerine karşı geliştirdiği saldırganlık düzeyidir. Bu nedenle devletin seçimlere kadar askeri operasyonlarını tırmandırarak sürdüreceği, psikolojik savaş eşliğinde Kürt halkının iradesini kırmaya dönük yoğun propaganda geliştireceği, özellikle göstermelik yatırım paketleri açıklayacağı, yoksul Kürt halkını “terbiye etmek” amaçlı paralar dağıtacağı, din istismari yoluyla kitleleri kazanmaya çalışacağı açıktır. Burada Kürtlerin siyasal temsilcilerine önemli görevler düşmektedir. Gözlemlerimiz, DTP başta olmak üzere Kürt kurumlarının henüz seçim startını vermemiş olmalarıdır. Tayip Erdoğan ilçe ilçe dolaşıp oy isterken, örgütleme ve propaganda çalışmalarına bizzat katılırken DTP’nin kapalı kapılar ardından “hangimiz aday olalım, kimi yapalım” toplantılarıyla oyalandığı görülmektedir. Kürt siyaseti “nasılsa halk her gün şehit veriyor, bunlar otomatik olarak serhıldan, örgütlenme, tepki oluyor ve oya dönüşüyor, bizim çalışmamıza ne gerek var!” yaklaşımındadır. Sanki gerilla birileri meclise gönderilsin, birileri belediyeye başkan seçilsin, partiye lider yapılsın diye savaşıyor! Garip ve anlaşılmaz bir aymazlık hali… Şimdiden söylemek gerekiyor. 2009, 28 mart yerel seçimlerinde DTP’nin olası bir başarısızlığı sürpriz olmamalıdır. Çünkü halka, seçimlere, dünyaya, bölgeye bakış açısı noktasında DTP’nin CHP’den geri kalır yanı yoktur. Hala 11 Eylül öncesi siyasal tezlerle örgütlenmekte ve siyaset yürütmektedir. Dolayısıyla DTP mevcut durumunu korursa bir başarıdır. Üç fazla üç az belediye alması önemli değil. Daha önce kaybettiği bazı yerleri alabilir, elindeki bazı yerleri de kaptırabilir. Son tahlilde alacağı belediye sayısı da önemli değildir. Önemli olan belediye ve diğer yerel yönetim organlarını nasıl yönettiği, nasıl işlevselleştirdiği, genel siyasal amaçlarla paralel hizmetler üretip üretmediğidir. Bu noktada çok sınırlı bir başarıdan söz edebiliriz. Kürdistan’da DTP belediyecilikte sistemin zihniyetini aşan yeni bir model oluşturamadı, hizmet üretemedi. Adeta her belediyenin birer küçük hükümet şeklinde örgütlendirilmesi gerekirken, son on yılda bu hedef gerçekleştirilememiştir. Hiç kimse bu başarısızlığı “düşman gerçekliği, devletin anti demokratik uygulamaları, inkar siyaseti” ile izah edemez. Çünkü “işini bilen” ılımlı İslamcılar rejimi ele geçirmeyi başardılar. Kürtler için de aynı şartlar mevcuttu ve fırsatlar, ortam doğru değerlendirilseydi, şimdi bir çok kent ve kasaba için “elimizde çıkabilir” kaygılarını yaşamazdık! Seçimlere hazırlanmak için zamanın çok daraldığı açıktır. Seçim stratejisi henüz ortada yok. Kürt seçmenlerinin önüne konulmamıştır. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Hangi kurum, irade, merkez karar verecekse, bir an önce harekete geçmeli ve çalışmalar başlatılmalıdır. Hedefler ve çalışma tarzı ilan edilmeli, yürütme gücü harekete geçirilmelidir. Komisyon oluşturup aday adaylarını çakıştırmak, seçim çalışması değildir. Örgüt içinde varlığını sürdüren grupların, bunları sarmış ekonomik rant gruplarının küçük ve bireyci kavgaları, hesapları siyaseti ve adayları belirlememelidir. Çünkü bu kavga daralan zamanı tüketmek anlamına gelecektir. Bunun yerine halkın doğrudan katılımını sağlayan şeffaf yöntemlerle, ön seçimlerle adaylar belirlenmelidir. AKP ve devlet Kürdistan’ı ele geçirmeye çalışırken, Kürtlerin “hangi belediye’de aday olurum” gibi küçücük hesaplar yapması kabul edilemez. Kürt halkı bunu hak etmemiştir. Bu çapsızlığın, bireyci davranışların halkın umutlarının önüne geçilmesine engel olunmalıdır. Diğer bir sorun; devletin hedefi sadece DTP tabanı dışındaki Kürtler değildir. Artık DTP’nin de tabanı hedeftir. Çünkü “Kürt halkının kazanma umudunu” yok etmek istiyorlar. Geçen seçimlerde bazı il ve ilçelerde seçmen kitlesi bölündü. Önümüzdeki seçimlerde bu bölünmenin büyüme riski yüksektir. “Aday” her şey olduğu zaman rejim de bazı bireyleri kışkırtarak öne çıkarmaktadır. Diğer yandan değerlerle bir bağı olmayan, iktidar nimetlerinden faydalanmayı amaçlayan, yolsuzlukla, rantçılıkla haşır neşir olmuş kişilerin örgüt tarafından “dayatılması” da tabanda bölünmeye yol açacaktır. DTP veya Kürt hareketi aday seçimlerinde bu dengeye dikkat etmelidir. Aksi halde beklemediği yerlerde kendi tabanında kaymalar olacaktır. Açık ve net söylemek lazım. Kürdistan’da artık insanlar “kendine oy ver, oy namustur” sloganlarına inanmamaktadır. Hele hele “yurtsever isen, değerlerine bağlı isen bizim adaya oy vereceksin; beğenmesen bile” gibi dayatmalara kimse kanmıyor. Şehit ailesine gidip “tamam, adayı beğenmiyorsun, rantçıdır, işbirlikçilik yapmış, örgütsel değerlere zarar vermiş biri, ama şehidine bağlılığın gereği oy vermen gerekiyor” diyemezsin! Çok büyük bir etik ve vicdan sucu işlemiş olursun. Bir de insanlar seçimleri, seçimlerin amacı, seçilecek kişilerin neler yapacağı konusunda hem tecrübelidir hem kuşkuludur. Kısacası DTP mevcut durumunu bile korumak istiyorsa, çok çok çok çalışmalıdır. Samimi, layık ve erdemli adayları tercih etmelidir. AKP’nin Kürt düşmanlığını iyi deşifre etmelidir. Bizzat çalışmalıdır; öyle halkın duygularına dayanıp yan gelip yatmamalıdır. En sıradan hizmetleri bile yapmamış kimselerin tekrar aday olmasına engel olunmalıdır. “Şehit aileleri şehit rantı yapıp aday oluyorlar, bu doğru değil, bu partide herkesin yeri olmalı” diyerek kendilerine Türk meclisinde, belediyelerde, rant merkezlerinde yer açan uyanıklara bu sefer izin verilmemelidir. Çünkü bu politika “dışımızdaki” Kürtleri değil, geleneksel tabanın gittikçe tepkilenip kaymasına neden oluyor. Şimdilik bu genel değerlendirmeyle yetinelim. Seçim sürecini işlemeye devam edeceğiz. fsimal06@mynet.com |
KurdTime : Monday, September 29, 2008 0 Yorum
Kürtlerin Tarihinde Büyük Kardeşlik Yanılgıları
KurdTime : Monday, September 29, 2008 0 Yorum
Sunday, September 28, 2008
Kürdistan - ZAXO’DA YENİ BİR SINIR KAPISI AÇILIYOR
KurdTime : Sunday, September 28, 2008 0 Yorum
Etiketler : Kurdistan
Sözkonusu Kürtler olunca Türkiye ve medya sansürü meşru görüyor!
Alternatif Gazetesi'nin bir aylık süreyle kapatılmasına tepki ve destekler giderek büyüyor. İHD İstanbul ve Adana şubeleri ile DTP Beyoğlu İlçesi Alternatif Gazeteesi'ne verilen bir aylık yayın durdurma cezasını kınayarak, gazeteye destek verdi. İHD yönetcisi Abdulbaki Boğa, basın meslek örgütlerinin geçen günlerde Doğan Grubu için düzenledikleri toplantıya değinerek, 'Toplantıda 'Asıl olan ifade özgürlüğüdür. Halkın gerçekleri öğrenme hakkı herkes tarafından her koşulda korunmalıdır' görüşünü savunan basın meslek örgütleri, aynı özgürlüğü Gündem geleneği için savunmamaktadırlar. Bu ikiyüzlülüktür' dedi. ESP de Ankara'da kapatmaya tepki göstererek özgür basına destek amacıyla Gelecek Gazetesi dağıttı. |
KurdTime : Sunday, September 28, 2008 0 Yorum
Etiketler : Medya
70 yıllık Cumhuriyetin şahidi, sanığı, mahkumu ve davacısı: Apê Musa
Diyarbakır'ın ücra sokaklarında ve işlek cadde ortalarında sinsice gelen ölüm ayan beyan kol geziyordu. Tüm Bölge'ye yayılan 'faili meçhul' ya da başka bir ifadeyle 'faili malum' cinayetlerin başkenti olmuştu Diyarbakır. Hava kararmaya başlar başlamaz, el ayak çekiliyor, koca kent terkedilmiş bir kasabaya dönüşüyordu. Ve sadece kan emici yarasalar avlarının kanını emmek için dolaşırlardı, sessizliğe bürünmüş, terk edilmiş kasaba görünümündeki koca kenti. Yine bir cinayet haberi gelmişti Diyarbakır'dan. Gazeteci, Kürdolog, yazar Musa Anter ve yeğeni Orhan Miroğlu saldırıya uğramıştı. 70 yıllık bir çınar 49'lardan DDKO'ya (Devrimci Demokrat Kültür Ocakları) İleri Yurttan Welat'a yakın dönem tarihimizin kendi deyimiyle 'şahidi, sanığı, mahkumu ve davacısı' Musa Anter yaşamını yitirmiş, yeğeni Miroğlu ise ağır yaralanmıştı. Derin güçler Apê Musa'nın ölüsünden bile korkmuş olacaklar ki cenazesi güvenlik gerekçesiyle tören yapılmadan emniyet mensuplarınca gömülmüştü. Başı dertlerden kurtulmayacaktı hiç Apê Musa'nın. 1959 yılında 49'lar ve DDKO davalarından yargılandı. 27 Mayıs 1960 darbesi yapıldığı sırada 49'lular olayından gözaltında bulunuyordu. 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbelerinden sonra da gözaltına alındı. 1960'lı yılların ortasında Diyarbakır'da çıkardığı bir dergide 'kımıl' adında Kürtçe bir şiir yayınlandı. Şiir ekinlere dadanan kımıl zararlısına halkın isyanını dile getiren bir halk güftesinden ibaretti. Ne politik bir içeriği var, ne halkı isyana davet ediyor, ne de bir sosyal sınıfı diğer sosyal sınıfa karşı kışkırtıyordu. Yani hiçbir zararı yoktu Kürtçe olması dışında. Bunun üzerine kıyametler kopar ve bir gazete (Cumhuriyet) haberinde 'bir dergi anlaşılmayan sebeplerden Kürtçe bir şiir neşretmiştir' diyerek savcıları göreve çağırır. Dergi toplatılır, Apê Musa mahkemeye sevk edilir ve 'kımıl davası' aylar sürer. Neyse ki 'birlik beraberlik bozulmadan, vatan bölünmeden' Apê Musa'ya 'haddi' bildirilir. Anter 1958'de Diyarbakır'daki İleri Yurt Gazetesi'nde yayınladığı bir yazısında, 'Kürtçe kelimeler serpiştirdiğim her yazım dava konusu oluyordu. Duruşmaların birinde Asliye Ceza Yargıcı, 'Musa Bey niye Kürtçe yazıyorsunuz' diye sordu. Ben de 'Hakim Bey, İstanbul'da Yahudiler, Rumlar ve Ermeniler gazete çıkarıyorlar. Ayrıca İngilizce, Fransızca gazeteler de çıkıyor. Ben Kürtçe yazıyorum diye ne olacak' dedim. Hakim, 'Efendim onlar azınlık' dedi.' Musa Anter'in hakime yanıtı 'Benim bir azınlık kadar hakkım yoksa böyle çoğunluğu ne yapayım' olur. Sen hep ayrılıkçı, bölücü, toplumun birlik beraberliğini bozucu olarak görülürdün devlet nezdinde. Oysa sen iki toplumun arasına ekilmiş nifak tohumlarını yok etmeye çalışırdın. Bölgeler arasına çekilmiş sınırların kaldırılması gerektiğini söylerdin. Kürt ve Türk toplumunun bu topraklarda yıllarca beraber yaşadığını haykırırdın. Ve nitekim 1989'da Kürt aydınlarının yaptığı bir basın toplantısında şöyle dedin. 'Bizim Türkiye'den kopmak ayrı bir devlet kurmak diye bir düşüncemiz yok. Ege'nin, Trakya'nın, Marmara'nın, Akdeniz'in, Karadeniz'in, Orta ve Doğu Anadolu'nun verimli güzel topraklarını bırakıp, Güneydoğu'nun kıraç topraklarına doluşacağımızı o topraklarla yetineceğimizi mi sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz. Bu ülkeyi birlikte kurduk, birlikte yönetip kalkındıracağız. Bunu da bu topraklarda birlikte yaşayarak gerçekleştireceğiz' dedin. Ve bunu hep diyecektin korkusuzca. Ülkenin buhran durumundan rant elde etmek isteyenler için yaşamı bir tehdit olacaktı Apê Musa'nın. Ve ölüm tezgahı 20 Eylül 1992 yılında Seyrantepe'nin sessiz bir sokağında kurulacak, soğuk mermiler 70 yıllık Çınar ağacı Anter'in bedenine hunharca boşaltılacaktı. Bir gazeteci, Kürdolog, yazarın faili meçhul bir cinayete kurban gitmesi; cinayet öncesi ve sonrasında yaşananlar. Üzerinden 16 yıl geçtikten sonra JİTEM itirafçısı Abdulkadir Aygan'ın Anter'in katilleri hakkında verdiği bilgiler ve isimlere karşın katillerin h‰l‰ cezalandırılmaması Türkiye'nin bir dönem ne denli karanlık bir tünelden geçtiğini gösteriyor. Sırf bu gözle bakıldığında bile Türkiye'nin barışa olan ihtiyacı daha çarpıcı bir biçimde ortaya çıkıyor. Daha da yaşanacaklardan gayrı, ne çok acılar yaşanmış bu coğrafyada! |
KurdTime : Sunday, September 28, 2008 0 Yorum
Özgür basına 35. kapatma cezası
Özgür basın geleneğinin gazetelerinden olan ve 28 Mayıs 2008 tarihinde yayın hayatına başlayan Gelecek gazetesine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 5187 Sayılı Basın Yasası Kanunu'nun 25/2, 3713 Sayılı TMK'nın son maddesi gereğince bir aylık yayın durdurma ve toplatma cezası verildi. Gerekçeli kararda, 27 Eylül 2008 tarihli 39. sayısının 1. sayfasında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fotoğraflarına yer verdiği ve Öcalan için 'Kürt Halk Önderi' ifadesini kullandığı gerekçesiyle gazeteye bir aylık yayın durdurma ve toplatma cezası verildiği belirtildi. |
KurdTime : Sunday, September 28, 2008 0 Yorum
Etiketler : Medya
Bakan'ın bitmeyen yalanları
AKP hükümetinin gerçekleri gizleme ve tersyüz etme gayretleri bitmiyor. İçişleri Bakanlığı'nın bu konudaki çabaları ise, bu kadar da olmaz dedirtecek türden. Askerlerin Bölge'de ormanları ateşe verdiği herkesçe bilinmesine ve askerlerce kabul edilmesine rağmen 'PKK patlayıcılarından kaynaklanıyor' diyen, 7 yaşındaki çocuk ismi Welat olduğu için Türkiye'ye alınmazken 'Türkiye vatandaşı değildi' yanıtını veren, insan hakları kuruluşlarına yüze yakın şikayet bulunmasına rağmen 'ajanlık dayatması'nı inkar eden, Van'daki 8 Mart ve Newroz kutlamalarındaki şiddeti savunan, HADEP'li Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz'in askerlerce kaybedilmesini aklamaya çalışan İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın son marifeti, Hakkari'de 14 yaşındaki Cüneyt Ertuş'un kolunun kameraların önünde polislerce kırılmasını inkar etmek oldu. |
KurdTime : Sunday, September 28, 2008 0 Yorum
Etiketler : İşkence
Saturday, September 27, 2008
Amerika ve Kürtler
KurdTime : Saturday, September 27, 2008 0 Yorum
Etiketler : Yorum
Basından duyarlılık çağrısı
Azadiya Welat Gazetesi, Alternatif Gazetesi, Gelecek Gazetesi, Özgür Halk Dergisi, Yurtsever Gençlik Dergisi, Hewiya Jinê Dergisi, Dicle Haber Ajansı, Fırat Dağıtım Şirketi, Gün Radyo Tv, Ses Radyo, Net Radyo, Dünya Radyo ve Aram Yayın Evi, Kürt basınına yönelik baskılara dikkat çekmek için ortak yazılı açıklama yaptı. Açıklamanın tam metnini olduğu gibi yayınlıyoruz. |
KurdTime : Saturday, September 27, 2008 0 Yorum
Etiketler : Medya
Çözümsüzlükte ısrar ediyorlar
Hükümet süresini uzatmak için sınırötesi operasyon tezkeresini Meclis'e getirdi, Genelkurmay Kandil'e yönelik sivillerin hedef alındığı yeni bir operasyon düzenlendi |
KurdTime : Saturday, September 27, 2008 0 Yorum
Etiketler : Kurdistan