Tuesday, August 26, 2008

“Özgür Gündem 8 aylık bir yayın döneminde 8 şehit vermiş bir gazetedir.”

image Yaşar Kaya yasar.kaya@hotmail.de 

Tarih: 25 Ağustos 2008 Pazartesi www.Kurdistan-Post.org

Musa Anter´in,cenazesinin kaldırılmasından sonra İstanbul´a dönüşte bu açık mektup dönemin Başkanına yazıldı. Güncelliğini yitirmediği için mektubu yeniden hatırlatmak istedik...

 

Tansu Çiler´e Açık Mektup 16 Temmuz 1993

Sayın Tansu Çiler

Başbakan

Size yazmak zorundayım. Ülkemiz ve halkımız kan ve ateş çemberinden geçmektedir. Bu inkar edilemez. Günlük ölü sayısı ortalama 40 50 civarındadır. Bu haksız ve kuralsız savaşta ölenler bizim çocuklarımızdır. Bu gidişe daha çok seyirci kalamayız. Kimse seyirci kalmamalı. Hele sizin gibi Hükümet edenler. İcranın başında olanlar hiç seyirci kalamazlar. Bu cinayet ve kan deryasında daha çok ocak sönmeden, daha çok analar evlat acısı görmeden, tez elden bu gidişe dur demek gerekmektedir. Acil sorun budur. Bu sorun ve buna ilişkin hiç bir sey ertelenemez.ciller_agar_catli_kocadag_sahin_bucak_teroru

11 Temmuz 1993 günü Genel Kurmay Başkanlığı’nda düzenlenen ve daha sonra sizin verdiğiniz yemekle son bulan "Brifing"e Özgür Gündem ile Aydınlık gazetelerinin davet dışı bırakılması bir demokrasi ayıbıdır.. Biz Özgür Gündem olarak, resmi ideolojiyi savunmuyoruz.  Bilakis resmi ideoloji dışında çıkan bir gazeteyiz. Doğu ve Güneydoğu´da olup bitenleri burjuva basını hep halktan sakladı. Ama biz doğru vermeye çalışıyoruz. Evet orada kuralsız bir savaş var. İnsanlar ölüyor, köyler bombalanıyor, biz bunu inkar edemeyiz, yok sayamayız. Bu halka ve insanlara ağır bir ihanettir. Bizim dışımızdaki basın yıllarca bu savaşın gerçeğini kulak ardı etti. En çok göze batışımız çevremizde bizim gibi gazetelerin olmayışındadır.

Özgür Gündem 8 aylık bir yayın döneminde 8 şehit vermiş bir gazetedir. Bizim basın tarihimizde ve dünya basın tarihinde böyle bir gazetenin eşine rastlanmak mümkün değil.  Geçmişteki bu cinayetler bizlerce ve dünyaca biliniyor. Buraya bir şey ilave edecek durumda değilim. Bugün gelinen noktada Özgür Gündem´i önce marjinal hale sokmak, tecrit etmek bu ülkenin demokrasi mücadelesinin bir ayağı saymamak yanlıştır.

Bu ülkede elbirliği ile inşasına çalıştığımız yasaksız bir demokraside Özgür Gündem ve benzeri gazeteler olmalı ve biz onu içimize sindirerek tahammül etmeliyiz. Biz fikri suç saymayan bir gazeteyiz. Fikir için "devletin dibine konan dinamit" görüşüne hep karşı olacağız. Bu zaptiye nazırı kafası ile bir yere varamayacağımız, açıkça ortadır. Her türlü gerçeği  ve Kürt sorunu yasaksızca tartışarak doğruları bulacağız. Demokrasi talebimiz bundadır. İnkar, şiddet, savaş, ölüm ve asimilasyon ile hiç bir şeyi 70 yılda çözemedik, simdi de çözemeyiz.

1946’larda Zekeriye ve Sabiha Sertel’lerin gazetesi, Tan Matbaasına yapılan saldırı ve tertip ile 6-7 Eylül 1955’te İstanbul’daki yağma, Kahraman Maraş, Atatürk Kültür Merkezi’nin yakılması, Marmara yolcu gemisinin batırılması, Çorum olayları, Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu’nun öldürülmesi, 1 Mayıs 1977 katliamı tarihimizin kara lekesi olan ve tertip oldukları sonradan ortaya çıkan olaylardır.

Bu devletin geçmişinde ve geleneğinde bu tür karanlık olayların olması bizi ciddi bir şekilde endişelendirmektedir. Bekirağa Bölüğü’nde boğulan Yakup Cemil’den İzmir suikastına kadar uzanan bu tarih diliminde yönetimin kanlı ellerini kim inkar edebilir ?

Bu sebeplerdir diyoruz ki;

Ülkemizde huzur için, demokrasi için, insan hakları için çağdaş mücadeleler veren yayın organlarına bu tür tuzaklar kurmaya, özgür ve çağdaş düşünceleri yok etmeye gerek duyulmamalıdır.

Özgür Gündem;

Öncelikle kendisini, sonra savunduğu fikir platformunu, demokrasinin bir zenginliği olarak görmektedir. Bütün demokrasi güçlerini, devrimci ve demokratları, açık rejimden yana olanları, halkların kardeşliğine inananları, barışa gönül verenleri, geçilmekte olan bu sıkıntılı süreçlerde yanına çağıracaktır.

Size bu mektubu yazdığım sırada gazetemizin yayının durdurulması kararı mahkemece ve polis eliyle tebliğ edilmiştir. Hukuki dayanaktan yoksun bu karar tebliğ edilmeden evvel usulen yerine getirilmesi gereken eksiklik için bize bir duyuruda bulunmadan haksız karar alınmıştır.

Sayın Başbakan;

Ülkemiz yeni bir süreçten geçmektedir. Türkiye değişmek zorundadır. Bu değişimin çağdaş, ileriye dönük, kansız ve barutsuz olması hepimizin dileğidir. Çok bedel ödenerek bu günlere gelinmiştir. Barış kaçınılmaz hedefimiz olmalıdır. Demokrasilerde çarelerin tükenmediği inancını tekrarlıyor ve size saygılar sunuyorum.

Yaşar Kaya 16 Temmuz 1993

0 Yorum: