Lefkoşa'da 16 günlük askerken uzun namlulu silahla intihar ettiği iddia edilen 1987 Bitlis doğumlu Mesut Dağbay'ın ailesi, oğullarının cinayete kurban gittiğini söyledi. Dağbay Ailesi'nin avukatı Cemal Tınarlıoğlu, Lefkoşa 2. Mekanize Piyade Alayı'ndan daha önce de sıkça asker intiharlarının yaşandığını belirterek, 'Aynı bölükte bulunan bir askerin olayı bildiğini ama tezkere almadan konuşmayacağını söyledi' dedi. Gebze'de oturan Dağbay Ailesi, 8 Temmuz'da Lefkoşa 2. Mekanize Piyade Alayı'ndan bir binbaşı tarafından aranarak, askerlik yapan oğulları Mesut Dağbay'ın intihar ettiğini söyledi. Olay üzerine Kıbrıs'a giden baba Mehmet Dağbay, 'Beni arayan binbaşı telefonda bana 'Oğlun yanlış yaptı. Kendini vurdu' dedi. Üslubundan dolayı söylediklerine inanmadım. Meğer çevremdeki herkes oğlumun öldüğünü benden önce biliyormuş' dedi. Oğlunun cenazesinin kendisine gösterilmediğini söyleyen Dağbay, savcılığa başvurduğunu, ancak sadece oğlunun ölmüş vaziyette çekilen fotoğraflarını görebildiğini söyledi. Dağbay, bölük komutanlarının çok üstünkörü açıklamalarda bulunduklarını belirtti. Oğlunun arkadaşları ile de görüştüğünü ifade eden Dağbay, 'Komutanlarının yanında gerçekleşen görüşmede bildikleri bir şeyler varsa bile söyleyemediklerini düşünüyorum' dedi. 'İntihar değil, cinayet' Baba Mehmet Dağbay, Mesut Dağbay'ın G-3 uzun namlulu silahla sağ göğsünden vurulduğunu, kurşunun sırtının alt tarafından dışarı çıktığını kaydederek, şunları söyledi: 'Oğlumun bu şekilde kendini vurmuş olması imkansız. Ayrıca oğlum daha 16 günlük asker olduğundan kendisine silah verilmemiş olmalı. O silah o koğuşa nasıl girdi? Silahın terhis olmuş askerlerden aldığı iddia ediliyor. Biz de askerlik yaptık. Silah askere zimmetlidir. Zimmetini teslim etmeyen askerin terhis olamayacağını herkes biliyor. Teslim edilen silah da askeriyenin cephane deposunda durur. Mesut'un silahı nerden bulduğu açıklığa kavuşturulmalıdır.' 'Mesut'umu askeriye vurdu' Oğlunun tabutuna bayrak sarılmadığını belirten Dağbay, 'Balistik incelemelerde silah üzerinde beş ayrı parmak izine rastlandı. Olayın gerçek nedeni gizleniyor. Ayrıca bu ülkede ölen askerler şehit kabul edildiğinden tabutları Türk bayrağına sarılır. Oğlumun tabutunda bayrak yoktu. Bu Mesut'u şehit kabul etmedikleri anlamına geliyor. Öyle ise Mesut'umu askeriye vurdu' dedi 'AİHM'e kadar gideriz' Olaydan iki gün önce Mesut Dağbay ile görüştüğünü belirten ağabey Kerem Dağbay ise, olayın açıklığa kavuşmaması durumunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuracaklarını belirtti. 'Kardeşimle olaydan iki gün önce telefonla görüştüm. Herhangi bir moral bozukluğu sezmedim. Askerde insanlar ya aşıksa ya da ciddi ekonomik problemler yaşıyorsa bunalıma girer. Ben kardeşimin her şeyini bilirim. Öyle bir derdi yoktu. Dolayısıyla intihar etmesi için bir neden de yoktu. Ancak bir subayın sürekli kendisi ile uğraştığından, sözlü tacizde bulunduğundan şikayet ediyordu. Anneme de daha önce söylemiş. Bu durum olayın aydınlanması açısından önemli ve üstünde durulması gereken bir ayrıntıdır' dedi. Dağbay, kardeşinin şikayetçi olduğu subayın bulunması gerektiğini vurguladı. Kıbrıs'ta ilk değil Dağbay Ailesi'nin avukatı Cemal Tınarlıoğlu da, Mesut Dağbay'ın askerlik yaptığı yerde daha önce de sıkça asker ölümlerinin yaşandığını belirterek, 'İntihara dair notların bulunduğu bir defter bulundu. Kriminal laboratuar incelemelerinde yazının Mesut'a ait olduğu ortaya çıktı. Ancak, aynı bölükte askerlik yapan, olayı bildiğini ama tezkere almadan konuşmayacağını söyleyen bir kişi var. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. Mezarın açılmasını ve soruşturmanın sonuçlanmasını bekliyoruz. Türkiye'de mahkemesi olmadığı için buradan sonuç almadan Türkiye'de herhangi bir itirazda bulunmamız mümkün değil. Ancak soruşturma bittiğinde sonuçtan tatmin olmazsak itiraz hakkımızı kullanacağız' dedi. KOCAELİ - DİHA |
0 Yorum:
Post a Comment