12 Eylül Askeri Darbesi döneminde başta Diyarbakır olmak üzere Türkiye cezaevlerinde görülen vahşet, günümüzde İran cezaevlerinde Kürt tutsaklara karşı uygulanıyor. İran cezaevlerinde Kürt tutsaklara yönelik insanlık dışı uygulamalar bitmek bilmiyor. Başta idam uygulaması olmak üzere, insanlık dışı bütün işkence uygulamaları Kürt oldukları ve demokrasi mücadelesi verdikleri için tutsaklara karşı hayata geçiriliyor. Ayrıca tutsakların siyasi kimlikleri de tanınmıyor. Sivil toplum örgütlerinin cezaevlerindeki koşulları incelemelerine izin verilmezken, Kürt tutsakların İran vahşetine karşı cezaevlerinde başlattıkları açlık grevi bugün 33. gününe girdi. Tutsaklar, koşulların düzeltilmesini, idam cezalarına ve Kürtler üzerindeki baskılara son verilmesini istiyor. Açlık grevi 33. gününde İran cezaevlerinde 25 Ağustos'ta başlayan açlık grevinde en insani talepler İran tarafından kabul edilmiyor. Açlık grevi direnişi İran tarihinde bir ilk ve 1980'deki Diyarbakır Cezaevi direnişini hatırlatıyor Kürt tutukluların açlık grevi 33. gününe girerken İran rejimi siyasi tutukluların halen varlığını tanımak istemiyor. Rejimi eleştirdikleri için tutuklanmalarına rağmen farklı gerekçeler öne sürülüyor. Sivil toplum örgütlerinin cezaevlerindeki koşulları yerinde incelemelerine de izin verilmiyor. İran'da yüzlerce Kürt tutsak ülkenin bir çok yerindeki cezaevlerinde kitlesel olarak ilk büyük açlık grevine başladı. 25 Ağustos tarihinde başlayan açlık grevi 33. gününde halen devam ediyor. Ancak İran devleti, çoğu PJAK ve PKK'li olan bu tutukluların siyasi kimliğini kabul etmek istemiyor. İşkenceler sıradanlaştı Tutuklular, tutukluluk koşullarının düzeltilmesi, idam cezalarına ve Kürtler üzerindeki baskılara son verilmesini istiyor. İran rejimi yılın başından beri idam cezalarına hız verirken, aralarında öğretmen, gazeteci ve öğrencilerin bulunduğu en az 8 Kürt idam tehlikesi altında bulunuyor. İşkenceler ise İran cezaevlerinde sıradan bir hal aldı. İran Tutsakları Savunma Derneği üyelerinden Muhammed Cevad Muzafer, 'Yetkili makamlar, öğrenciler veya siyasi aktivistler sadece mevcut durumu eleştirdikleri için tutuklanmalarına rağmen siyasi tutsakların varlığını tanımak istemiyor' dedi. Tutuklu sayısı verilmiyor Tahran'da basın toplantısı düzenleyerek yıllık raporlarını sunan Muzafer, bu tutsakların sadece fikirlerini dile getirdikleri için tutuklanmaması gerektiğini söyledi. Derneğe, İran'daki tutsakların sayısı hakkında hiçbir veri yetkili makamlarca verilmiyor. Avukat Farideh Geyrat, 'Yetkililer derneğimiz ile işbirliği yapmayı reddediyor ve cezaevlerini ziyaret etmemize izin vermiyorlar' diye belirtti. Daha önce de tutuklanan derneğin başkanı Emaddedin Bagi, 'ulusal güvenliğe zarar vermek' suçlamasıyla yeni bir dava ile yüzyüze. Bagi, Ekim 2007'de tutuklandı ve sağlık sorunları nedeniyle Eylül ayında şartlı serbest bırakıldı. Hapis cezası 8 Ekim'de sona eriyor ancak birkaç gün önce yeniden yargılanması gerekiyor. Muzafer, tutuklular arasındaki ayrımcılığı da eleştirerek, 'Bazı durumlarda, yetkililer siyasi tutsaklara dışarı çıkma izni vermezken, uyuşturucu trafiğinden mahkum olanlar kolaylıkla bu hakkı elde ediyor ve bazen çıktıklarında ortadan kayboluyorlar' dedi. Avukatların sorgu sırasında müvekkillerinin yanında yer almasının engellenmesini de eleştiren Muzafer, ayrıca öğrenci, aktivist veya feministlere karşı yüzbinlerce dolara varan yüklü para cezalarına da tepki gösterdi. Çocuk yaşta işledikleri suçlardan dolayı gençlerin idam edilmelerine son verilmesini isteyen dernek yetkilileri yayınladıkları raporda, işledikleri bir suçtan dolayı idam cezası alan çocukların infaz edilmek üzere yetişkin yaşa ulaşana kadar cezaevinde tutulmalarının 'yavaş ölüm' olduğunu kaydetti. PJAK'tan açıklama Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) Koordinasyonu, İran devletinin saldırı ve sabote girişimlerine rağmen devam eden PJAK'lı tutsakların açlık grevinin tarihsel önemde olduğu kaydedildi. PJAK Koordinasyonu, 33. gününe giren açlık greviyle ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, İran zindanlarında başlatılan açlık grevlerinin Diyarbakır Zindan Direnişi ile aynı anlamda olduğuna dikkat çekildi. PJAK Koordinasyonu, süresiz açlık grevinin İran gibi bir ülkede ilk ve devrimsel önemde olduğunu ifade etti. Türkiye'den destek Türkiye cezaevlerindeki PKK'li tutsaklar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması, anadilde eğitim hakkının tanınması ve İran cezaevlerindeki direnişi desteklemek amacıyla bugünden itibaren üç günlük dönüşümlü süresiz açlık grevi başlatıyor. PKK'li tutsaklar adına Deniz Kaya tarafından önceki gün yapılan açıklamada İran rejiminin Kürtlere yönelik baskı ve inkar politikaları kınandı. Deniz Kaya, 'Buna karşı İran cezaevlerindeki 300 Kürt devrimcisinin yükselttiği direnişi denişimizle selamlıyoruz' dedi. TAHRAN |
0 Yorum:
Post a Comment