Eroin ticareti yapan 'iki kamu görevlisi'nin Hayri Kozakçıoğlu ve Necdet Menzir olduğu ortaya çıktı Tuncay Güney'in 2001 yılında polise verdiği ifade, dönemin OHAL Valisi Hayri Kozakçıoğlu, İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir ve Veli Küçük'ün eroin trafiğini yönlendirdiğini söyledi. Ancak AKP yandaşı medya, Kozakçıoğlu ve Menzir'in ismini vermeden 'iki kamu görevlisi' olarak söz etti. Birçok yargısız infaz ve işkencenin işlendiği dönemde görev yapan Kozakçıoğlu ve Menzir'in Kısmetim-1'deki eroin parasından pay aldıkları belirtildi. Kısmetim-1 devletin Türkiye uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddiası ile sürekli PKK'yi tartıştırsa da, Ergenekon iddianamesindeki belgeler tersini söylüyor. İddianame ekleri devlet içerisinde görev yapmış ünlü bürokrat ve politikacıların uyuşturu kaçakçılığını yönlendirdiğini söylerken, kimi medya kuruluşları bu kaçakçılıktan rant sağlayan isimleri gizlemeyi tercih ediyor. Ergenekon iddianamesinin kilit ismi Tuncay Güney'in 2001 yılında polise verdiği ifadede, dönemin OHAL Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Ulaştırma Bakanı ve İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir ve Veli Küçük'ün yanı sıra bazı üst rütbeli askerlerin eroin trafiğini yönlendirdiğini söylediği ortaya çıktı. Eklerdeki bu bilgileri sayfalarına taşıyan AKP yandaşı medyanın ise sözkonusu bürokratların isimlerini gizlemeyi tercih etti. Ergenekon iddianamesi ekleri devlet içerisindeki kirli uyuşturucu trafiğinin nasıl yönlendirildiğini gün yüzüne çıkartırken, manüplasyon arayışları PKK'nin bu konuda basın aracılığı ile suçlanma biçimini hatırlattı. Ergenekon iddianamesi ile PKK'nin uyuşturucu ticareti yaptığına dair kanıt bulma çabaları bir itirafçının ifadeleri çürütülmüştü. İfadesinde, ifade alan memurların kendisine sık sık PKK'nin eroin ticareti bağlantılarını sormalarına bir anlam veremediğini belirten itirafçı Nuray Aydın, 2004 yılında Zagros alanında bazı boş köylerin tarlalarına örgüte yakın milislerin ektiği Hint kenevirinin, PKK'liler tarafından imha edildiğini ve HPG'nin 3. Konferansında uyuşturucuya karşı tavır belirlediğini kaydetmiş, itirafçının ifadeleri Ergenekon iddianamesi eklerine geçirilmişti. Kozakçıoğlu ve Menzir var Ergenekon iddianamesinin eklerinde yer alan belgeler, bazı devlet yetkililerinin uyuşturucu trafiğini nasıl yönlendirdiğini çarpıcı bir şekilde ortaya koydu. Güney ifadesinde, uyuşturucu kaçakçısı Nejat Daş'a ait Kısmetim -1'in resmi kayıtlara geçtiği şekliyle içindeki 3 ton 100 kilo eroinle değil, boşaltıldıktan sonra batırıldığını iddia etti. Güney, aralık 1992'de batan gemideki eroin parasının Daş, Daş'ın yakın olduğu JİTEM mensupları ve sonradan ortak olan dönemin OHAL Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir arasında paylaşıldığını söyledi. Kozakçıoğlu savaşın oldukça tırmandığı, faili meçhul cinayetlerin yoğunca işlendiği bir dönemde Bölge valiliği yaparken, Mehmet Ağar'dan sonra İstanbul Emniyet Müdürü olan, DYP iktidarı döneminde İçişleri Bakanlığı yapan Necdet Menzir ise 'Polis teröristin peşinden koşmaz' sözleri ile infaz emri vermiş, onun emniyet müdürlüğü döneminde pek çok infaz yaşanmıştı. AKP medyasının Kısmetim-1 ile ilgili eklerdeki bilgileri olduğu gibi vermesine karşılık, Kozakçıoğlu ve Menzir'in adını vermeksizin olayda 'iki bürokrat'ın yer aldığını yazması dikkat çekti. Küçük nerede uyuşturucu ticareti orada Güney ifadesinde şunlara yer verdi: 'Kısmetim-1 gemisindeki eroinin sahibi, uyuşturucu kaçakçısı Nejat Daş ve bazı askerlerdi. Bir senaryo hazırlandı. Gemi Akdeniz'in ortasında boş batırılacak, eroin yurtdışına satılacak ve parası bölüşülecekti. O günlerde Daş polisin elindeydi. Kozakçıoğlu ve Menzir gemideki mala ortak olmak istiyordu. Pazarlıklara dahil edildiler. Pazarlığı Ergenekon adına JİTEM'ci yüzbaşı yürütüyordu. Geminin delilleri yok etmek için kaçakçılar tarafından nasıl batırıldığı, İstanbul'dan götürülen gazeteciler tarafından kare kare görüntülendi. Eroinin yerine ulaştırıldığını biliyorum. Küçük, Kozakçıoğlu ve Menzir'in sonradan 'mala' ortak olmasına çok kızmıştı.' Veli Küçük'ün Karadeniz Jandarma Bölge Komutanı olup Giresun'a taşınmasıyla birlikte Türkiye merkezli uluslararası uyuşturucu trafiğinin Karadeniz'e yöneldiğini söyleyen Güney şu bilgileri verdi: 'Veli Paşa 4 - 5 tane dil bilir, Rusça da bilir. Küçük'ün uyuşturucu işini Fransızların OJD'si de biliyordu. Fransızların Türkiye'deki uyuşturucuyla ilgili raporunda bunlara yer verilmesi birçok şeyi frenledi. OJD daha sonra JİTEM Karadeniz'de uyuşturucu ticareti yapıyor diye belge de yayınladı.' OJD rapor hazırlayacaktı Güney, Fransız narkotik birimi OJD'den bir görevlinin de Türkiye'ye gelip kendisiyle JİTEM ve Susurluk Davası hükümlüsü Sami Hoştan'ın uyuşturucu trafiğiyle ilgili görüştüğünü anlattı. Uyuşturucudan pay almak istediği anlaşılan Fransız istihbaratçıya Hoştan'ın telefonunu verdiğini ifade eden Güney şunları anlattı: 'Pera Palas Oteli'nde Fransız istihbaratçıyla görüştüm. JİTEM ve Hoştan'ın uyuşturucu ticareti yaptığını, bunları OJD uyuşturucu raporlarında yayınlayacaklarını, Veli Küçük'ün bunları albaylığından bu yana yaptığını, askeriyede bir grubun bununla beraber olduğunu anlattı. 'Bu konuda biz Sami Hoştan'la görüşmek istiyoruz' dedi. Yani Hoştan'ın üzerinden, bir grup askerin yıllardır uyuşturucu işi yaptığını söylüyordu. Veli Küçük, OJD'nin yaptığı araştırmadan çok rahatsız oldu. Paşa dedi ki Perinçek'e söyle o şeyleri manipüle etsin dedi. Süper NATO, şucu bucular, uyuşturucu ticareti yapıyor haberleri yapılsın, dedi.' İSTANBUL / DİHA FIRAT ÇAĞIN |
0 Yorum:
Post a Comment