Antalya'nın Serik beldesine çalışmaya giden Yusuf Öz, oturduğu kahvede nereli olduğunu soran 3 kişiye Mardinli olduğunu söylemesinin ardından, aynı kişilerin 'Pis Kürtler şehitlerimizin kanını yerde bırakmayacağız' diyerek kendisine saldırdığını öne sürdü. Kahvede başlayan saldırı sokakta linçe dönüşünce Yusuf Öz canının zor kurtardı. 'Bu Kürt'tür vurun alçağı' denilerek sokakta her gelenin kendisine tekme attığını belirten Öz, polisler tarafından otobüse bindirilerek, Adana'ya gönderildi.
Kürtlere yönelik saldırı ve linç girişimlerine her gün bir yenisi ekleniyor. Linçlerin sıkça rastladığı Antalya'dan da bu yönlü olaylar yaşanmaya devam ediyor. Adana'dan Antalya'nın Serik Beldesi'ne çalışmak için giden Mardin doğumlu Kürt genci Yusuf Öz, 8 Kasım günü maruz kaldığı linç girişiminden canını zor kurtardı. Serik'te çalışacağı şirkete ait bir kamyonetle yola çıkan Yusuf Öz, sabah iş başı yapmak için çalışacağı sebze halinde açık olan bir kahveye giderek oturduğunu anlattı. Kahvede oturan 3 kişinin yanına yaklaştığını dile getiren Yusuf Öz, 'Bana nereli olduğumu sordular. Ben Mardinli olduğumu söyledim. Bunun üzerinde yanıma yaklaşan 3 kişi 'Pis Kürtler, siz bölücüsünüz, biz şehit vermişiz ve şehitlerimizin kanını yerde bırakmayacağız' diyerek bana saldırdılar. Sopa, taş ve kiremitlerle beni dövmeye başladılar' dedi.
Kahvede başlayan saldırı sokakta linçe dönüştü
Saldırı üzerine kahveden dışarı çıktığını dile getiren Yusuf Öz, 'Onlarda dışarı çıktı. 'Bu Kürt'tür vurun alçağı' dediler. Bundan sonra her gelen bana tekme tokat saldırdı. Yaklaşık 20 kişi yüzüme, gözüme, vücudumun her yerine taşlarla vurmaya başladılar' diye konuştu. Kendisini döven grubun kimliğini ve telefonunu aldığını söyleyen Yusuf Öz, '3 kişi beni tuttu birkaç kişi de beni getiren şoförlerin yanına giderek, 'Neden bu teröristleri buraya getiriyorsunuz' diyerek onlara hakaret etti. Sonra benim yanıma geldiler. Bana 'defol git' dediler' şeklinde konuştu.
Yardım için çaldığı her kapı yüzüne kapandı
Olay yerinde bulunan lokantaya kaçtığını, lokanta sahibinin 'Defol git başımı belaya sokma' diyerek kendisini dışarı attığını, evlere doğru kaçarak zillere bastığını ancak evlerden de kimsenin kendisine yardım etmediğini dile getiren Öz, 'Bir evin balkonunun dibinde iki saat saklandım. Gelip geçenlere 'Polis çağırın, ambulans çağırın' dedim ama kimse bana bakmadı bile. Çaldığım her kapı 'Pis Kürt sen teröristsin' diyerek beni dışarı attı. En son bir fırıncı bana yardım etti. Kanlarımı biraz temizledikten sonra polisi çağırdı' dedi.
Polisin 'Davacı olursan seni yaşatmazlar' dediği iddiası
Gelen polislerin kendisini Serik Devlet Hastanesi'ne götürdüğünü anlatan Öz, 'Hastane kafamda üç kırık olduğu halde bir yeri dikti ve adeta benden kurtulmak istercesine doğru düzgün bir pansuman bile yapmadan beni gönderdi' diye konuştu. Polisin kendisine 'Davacı mısın? Oğlum davacı olursan seni yaşatmazlar. Buradan sağ çıkamazsın ve biz senin can güvenliğini sağlayamayız' dediğini öne süren Öz, 'Sonra polisler 'Hemen arabaya bin eve git' diyerek üzerimde sadece pantolon varken beni otogara getirip otobüse bindirerek Adana'ya gönderdi. Kanlar içinde üzerimde sadece bir pantolon kalmış halimle Adana'ya geldim' diye kaydetti.
Öz ailesi: Olayın peşini bırakmayacağız
Baba Seyithan Öz, oğlunun durumundan Antalya'dan arayan polisler tarafından haberdar edildiğini söyleyerek, 'Yusuf'u karşılamaya gittim. Otobüsten inerken kanlar içinde ve her tarafı şişmiş halde bulduğumda şok oldum. Oğlumu alır almaz Adana Numune Hastanesi'ne götürdüm. Hemen acile yatırdık' dedi. Yusuf'un kafasının üç yerinde kırık olduğunu, sol gözünü hiç açamadığını, vücudunun her yerinde darp izi olduğunu söyleyen baba Seyihtan Öz, 'Oğluma yapılan saldırı aslında Kürtlere yapılan bir saldırıdır. Bizim varlığımız ve duruşumuz onların zoruna gittiği için bize tahammül edemiyorlar. Bu tür ırkçı saldırılara başvuruyorlar. Bunlar vahşileşmiş canilerdir. Biz oğluma saldıranlar hakkında dava açacağız ve bu olayın peşini bırakmayacağız' diye konuştu. Oğlunu otogarda kanlar içinde ve tanınamayacak durumda görünce tanıyamadığını söyleyen anne Edibe Öz de, 'Bu saldırıyı ancak vahşiler yapar. İnsanlıktan nasibini almamış kişilerdir bunlar. Bizi bölücülükle suçluyorlar. Bu şekilde saldıranlar asıl bölücüdür' dedi.JİHAT AKÇA / ADANA (DİHA)
No comments:
Post a Comment