Monday, November 10, 2008

İşkenceci polisler beraat etti

polis05 Kararın hukuka ve adalete olan inançlarını zedelediğini belirten Yelden ailesinin avukatı Türkan Aslan, “Beraat kararı ile işkenceye sıfır ceza gerçeğini bir kez daha gördük” dedi. “İşkenceye sıfır tolerans” söylemiyle yola koyulan AKP iktidarı döneminde işkence ve kötü muameleden dolayı gözaltında, karakolda, cezaevlerinde, sokakta birçok insan hayatını kaybetti. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Engin Çeber’in işkence sonucu hayatını kaybettiğinin duyulmasının ardından ‘devlet adına’ Çeber ailesinden ve kamuoyundan özür dilerken, bir taraftan da Bakan’ın özürlerine rağmen işkence sanığı kamu görevlileri de cezasız kalıyor. Bunun son örneği de 2 Temmuz 1999’da gözaltına alındığı İzmir Asayiş Şube Müdürlüğü Faili Meçhul Cinayet Büro Amirliği’nde uğradığı işkence ve kötü muamele sonucu hayatını kaybeden Alpaslan Yelden davasında sanık polislere verilen beraat kararı oldu. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, sanık 10 polis hakkında 3 yıl 4 ay alt sınırdan verilen hapis cezasını bozmuştu. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülmeye başlanan davanın önceki gün görülen karar duruşmasında sanık 10 polis, hakkında bu kez beraat kararı verildi.

Dava AİHM’e taşınıyor

Kararı değerlendiren Yelden’in avukatlarından Türkan Aslan, kararın hukuka ve adalete olan inançlarının zedelediğini belirterek, “Yerel mahkemenin mevcut dosyadaki delillere rağmen böyle bir kararın altına imza atması hukuk açısından değerlendirilemez. Bu kararla birlikte işkenceciler cezasız kalmış ve önümüzdeki günlerde yaşanacak işkence ve kötü muamele sonucu ölümlerin önü açılmıştır” dedi. Aslan, temyize gideceklerini, ancak bu kararla birlikte iç hukuk yollarının tükendiğine kanaat getirdiklerini ve davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacaklarını söyledi.

‘Adli Tıp saygınlığını yitirmiştir’

Erdoğan’ın “işkenceye sıfır tolerans” sözlerini de hatırlatan Aslan, “Türkiye’de işkenceye sıfır tolerans sözünün hayata geçirebilmesi için Adli Tıp Kurumu’nun ve Yargı kurumlarının kendine çeki düzen vermesi gerekir. Bu davada son günlerde tartışılan Adli Tıp Kurumu, bir kez daha bilimselliğini ve saygınlığını yitirmiştir” diye konuştu.

Polis Peker’in dosyası kabarık

Avukat Aslan, sanık polislerden Fali Meçhul Bürosu Amiri İbrahim Peker’in duruşma sırasında son sözleri olarak, “Bu davada her şey çok yönlü olarak araştırıldı. Ancak Alpaslan Yelden’in ne kadar psikopat olduğu araştırılmadı” dediğini dile getirerek, bu sözlerin dahi olayın hangi duygularla gerçekleştirildiğini ortaya koyduğunu kaydetti. 1999 yılına kadar 10 yıl süreyle İzmir’de görev yapan sanık polis memurlarından İbrahim Peker hakkında, 10 yıllık görev süresi içerisinde 23 kez soruşturma açıldı ancak bu soruşturmaların hiçbirinde ceza almadı. Hakkında 20 kez “işkence ve kötü muamele”, 2 kez “hürriyeti tehdit” ve 1 kez de “tecavüz” suçlamasıyla soruşturma başlatılan Peker, bu süre içerisinde herhangi bir disiplin cezası almak bir yana 17 kez de takdirname ile ödüllendirildi. 1997 yılında hakkında “işkence ve kötü muamele” iddiasıyla dava açılan ve 10 ay hapis, 2 ay 15 gün de memuriyetten uzaklaştırma cezası alan Peker’in bu cezası da bir daha suçun işlenemeyeceğine kanaat getirilerek ertelendiği ortaya çıktı.

6 yıllık dava süreci

Yelden, 2 Temmuz 1999’da faili meçhul cinayet soruşturması kapsamında İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Faili Meçhul Olayları Araştırma ve İnceleme Bürosu tarafından gözaltına alındıktan bir gün sonra “Koma halinde yolda bulduk” denilerek hastaneye götürülmüştü. Kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılmayan Yelden’in ölümü, emniyet kayıtlarına “faili meçhul” olarak geçti. Olayın ardından ailesinin İHD’ye yaptığı başvuru ve suç duyurusu ile birlikte Yelden’in ölümüne sebebiyet verdikleri gerekçesiyle 10 polis hakkında dava açıldı. 6 yıllık dava sürecinin ardından İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık polisler hakkında alt sınırdan 3 yıl 4 ay hapis cezası vermiş ancak Yargıtay 1. Ceza Dairesi sanık polislere verilen cezaları “çok” bularak kararı bozmuştu. MUSTAFA AYDIN/ DİHA/İZMİR 

YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

No comments:

Post a Comment