Sunday, November 9, 2008

Erdoğan Çillerleşiyor

hasancemal60 Çillerleşme süreci dediğim bu uç noktadır. Gazeteci Hasan Cemal, ilk dönemlerde Özal’a özenen Türk Başbakan Recep T. Erdoğan’ın Demirelleşme sürecini tamamladığını söyledi. Çillerleşme sürecine işaret eden Cemal, “‘Sevmeyen bu ülkeyi terk etsin’ demek gibi Almanya’da Neonazilerin söylediği bir şeyi kullanabilmesi, ‘pompalı tüfek’ sözü ki, bu bir yerde şiddete tahrik ve teşviktir ve demokratik açıdan baktığınız vakit de suça girer” dedi. Uzun süre AKP Hükümeti’ni destekleyen Gazeteci Hasan Cemal, dün NTV’den Mirgün Cabas ve Ruşen Çakır’ın birlikte sunduğu Yazı İşleri programına katıldı.
Alevileri görmüyor
Pazar günü Alevilerin ilk defa Ankara’da sokağa çıkarak, taleplerini haykıracaklarını hatırlatan Cemal, “Başbakan Erdoğan’ın dini inancının Sünni boyutu ve bir yerdeki İslamcı geçmişi ağır basıyor, o yüzden de Aleviliği görmemiş oluyor” dedi.
Önce Demirelleşti
2002-2003’ten itibaren Recep T. Erdoğan’ın bir Özallaşma süreci içine girdiğini savunan Cemal, “Fakat 2005’ten sonra bu süreçte tersine bir dönüş başladı. Bence ‘Demirelleşme’ sürecine girdi bu sefer. Demirel’i hatırlayın, başbakan olduktan sonraki siyaset yasaklarını kaldırarak falan gelmişti. ‘Kürt realitesi’ dedi en uç noktaya gitti ve sorunu unuttu”” diye konuştu
Çillerleşme başladı
Hasan Cemal şöyle devam etti: “Ondan sonra 1990’larda Güneydoğu ve Kürt meselesi OHAL’ler, faili meçhuller ve olağanüstü insan hakları ihlaliyle öyle bir sürece girdi. Bir Çillerleşme süreci vardı. ‘Çillerleşme’ sürecinde bir şey vardır, bu söyleyeceğimi Mehmet Ağar çok iyi bilir; ‘Doğru Yol+Asker =İktidar’ formülünü geliştirilmeye başlandı. Doğan Güneş Paşa’nın Genelkurmay Başkanlığı döneminde de Çiller bütün bu meseleyi ‘Demirelleşme’nin bir devamı olarak aldı ve askere teslim etti.”
Neden Çillerleşme süreci?
Şimdi bu ‘Çillerleşme’ sürecinin işaretlerini de Erdoğan’da gördüğünü vurgulayan Hasan Cemal, “Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un ilk defa Bakanlar Kurulu’na brifing vermesi, arkasından Başbakan Erdoğan ve bakanları alarak Eğridir’e Komando Okulu’na götürmesi... çok ilginç. Bence Silahlı Kuvvetler siyaseti en iyi oynayan ve bilen kurumların başında geliyor. Başbuğ Paşa bunu çok dikkatle oynuyor. Erdoğan’ı da kendi oyun alanı içine çekmeye başladı. Ve bu Çillerleşme süreci dediğim bu uç noktadır” diye konuştu.
Erdoğan suç işledi
Erdoğan’ın 2005’te Kürt sorunuyla ilgili yaptığı konuşmayı alıp bir daha okuması gerektiğinin altını çizen Hasan Cemal, sözlerini şöyle tamamladı: “Ondan sonra da ‘Sevmeyen bu ülkeyi terk etsin’ demek gibi Almanya’da Neonazilerin söylediği, Türkiye’de MHP’nin neredeyse ağzına almayıp kardeşlikten söz etmeye başladığı bir şeyi kullanabilmesi, ‘pompalı tüfek’ sözü ki, bu bir yerde şiddete tahrik ve teşviktir ve demokratik açıdan baktığınız vakit de suça girer. Bence bu kadar vahim sözlerle birlikte Türkiye’de Kürt meselesinde bir şeyler yapmak mümkün değil.”
İSTANBUL



Seydi Fırat: Yeni konsept işliyor
Türkiye Barış Meclisi Sekreteryası’ndan Seydi Fırat, Türkiye’de yeni bir konsept oluşturulduğunu ve devletin bu konsept temelinde Kürt sorununda şiddeti artırdığına dikkat çekerek, “Bu konsept, iki halkın birlikteliğini sağlayacak tüm sigortaları etkisiz duruma getirmeye çalışıyor” dedi. Barış Meclisi çalışmaları kapsamında Hatay’a giden Türkiye Barış Meclisi Üyesi Seydi Fırat, Başbuğ-Erdoğan ikilisinin yeni konseptini anlattı. Fırat, “Bu konsept temelinde Kürt sorununda devletin giderek şiddeti öne aldığını ve geliştirdiğini görüyoruz. Bunun iki ayağı vardır, birincisi hükümet, ikincisi ise ordudur. Bu iki kesimin ortaklaştığı ve yürüttüğü çalışma çıkmaza gidiyor. Türkiye’de iki halkın birlikteliğini sağlayacak tüm sigortalar etkisiz duruma getirilmeye çalışıyor” şeklinde konuştu.
AKP’nin itibarı sıfır
Devletin yanlış politikası ve baskıcı zihniyetinden dolayı barışa olan güvenin yok olmaya ve parçalanmaya başladığını ifade eden Fırat, şunları söyledi: “Barış güveni giderek parçalanıyor, özellikle Başbakan’ın üslubu, davranışları ve sözleri barış ortamını yok etmeye başladı. Bu bilinçli yapılan bir süreçtir. Kürt toplumunda AKP’nin itibarı sıfıra düşmüştür. Hükümet son politikalarıyla yıprandı, bunun verdiği bir sıkışmayla gerginliği geliştiren bir politika yaratıyor ama ne yazık ki sanki Kürtler bu şiddeti yapıyor gibi gösteriliyor.”
KCK Önderi Abdullah Öcalan’ın zor şartlar altında tutulduğunu ifade eden Fırat, “Ona yapılan her türlü saldırı Kürt halkına yapılmış sayılır. Devlet ve AKP Hükümeti, Öcalan konusunda Kürtlere ne sağlığı, ne de diğer konularda güvence veremiyor. AKP’nin politikaları sonucunda Kürt ve Türk halklarının güven zemini tümden daralıyor. Kardeşliği zemini yok oluyor. Bu nedenle Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalıdır” şeklinde konuştu. YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

No comments:

Post a Comment