Wednesday, November 12, 2008

Derin Kürt çatlağı

erdogan-fethullah Enis Berberoğlu/Hürriyet

ANKARA
BAŞBAKAN ile Fehmi Koru arasındaki görüş ayrılığı hafta sonu medyanın gündemindeydi.

Açıkçası Taha Kıvanç (=Fehmi Koru) dün Yeni Şafak’ta değinmeseydi pas geçecektim.
Ama Fehmi Koru, "Başbakan’ı eleştirme" ve "Başbakan tarafından eleştirilme" özgürlüğüne sonuna kadar sahip çıktıktan sonra... Düğmeye neden basıldığını kayda geçirdi: Güneydoğu (Kürt) politikasında anlaşmazlık...
Fehmi Koru’nun durduğu yerin siyasi koordinatlarını ıskalarsanız, bu gerekçeyi hafife alabilir, hatta bahane sayabilirsiniz. Fevkalade yanılırsınız!
* * *
Güneydoğu (Kürt) meselesi bu ülkede çok hükümeti iktidarsız bıraktı.
Kimi siyasetçi askerin arkasına saklanıp ateş etti; bazısı orduyu taşeron saydı, diğeri hamaset edebiyatıyla durumu kurtarırım sandı... Hepsi aynı kara delikte yutuldu.
Geçmişten ders çıkartan AKP ile TSK’nın yeni yönetimi dengeli ilişki kurdu.
Siyasi sorumluluk hükümete, askeri operasyon yetkisi Genelkurmay’a bırakıldı.
Belki aksini düşüneniz çoktur; ama işler kötüye değil iyiye gitmeye başladı.
Ama bu yakınlaşma neticesinde arada sıkışıp kalanlar da olmadı değil.
Örneğin, Fethullah Gülen cemaati son birkaç yıldır Güneydoğu’da çok aktif. Bu bilgi, derin devlet istihbaratı değil, gazete sütunlarından alıntı: "Fethullah Gülen Hocaefendi geçen yıl Kurban Bayramı’nda yakınlarına, dostlarına, nazının geçtiklerine, internet aracılığıyla kurbanlarını Güneydoğu’ya göndermeleri tavsiyesinde bulunmuştu. Bu tavsiye ile yüz binlerce kurban Güneydoğu’daki ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı." (Mehmet Kamış, Zaman Gazetesi, 14 Kasım 2007)
Cemaatin okulları ve teşkilatı ile bölgeye yayılma politikası da sır değil zaten. Hüseyin Gülerce’ye göre Fethullah Gülen’in Güneydoğu bilançosu çarpıcı: "...Kim koşmuş Doğu’ya, Güneydoğu’ya bu manada? Dağa çıkışın önünü kesmek için kim Van’a, Diyarbakır’a, Hakkári’ye, Batman’a okullarla, dershanelerle, okuma salonlarıyla eğitim gönüllüleri olarak yangına köpük sıkar gibi, kim koşmuş? Kim Kurban Bayramı’nın ilk günü, anasının babasının elini öpmeden, yavrularıyla bayramlaşmadan Güneydoğu’nun köylerine varasıya kadar kapı kapı et dağıtmaya, onların ikram ettiği şekeri almaya koşarak gitmiş..." ( Zaman, 13 Kasım 2007)
Özetle, Güneydoğu’da PKK ve DTP’ye karşı ortak cephe oluşturan... İslami seçenek sunan cemaatin hükümet ve asker yakınlaşmasından memnun olması beklenemez. Hatta Diyarbakır Barışı’nı varlığına tehdit bile sayması mümkün.
* * *
Meselenin Başbakan açısından analizinde yine Fehmi Koru’nun durduğu yerin önemi var. Teyitli bilgi olmasa da Başbakan’ın, Fehmi Koru’nun çıkışının Çankaya’nın tavrı olarak algılanacağı endişesi taşıdığını düşünüyorum.
Bu noktada "algılanacağı" sözcüğünün altı kuvvetle çizilmeli... Doğru olmasa bile böyle bir izlenimin doğması sakıncalı ve tehlikeli.
Çünkü, Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasında sorun olduğu algısı AKP seçmenini rahatsız eder.
Nitekim benzer yorumların geçen hafta sonu Başbakan’ın katıldığı yemekli dost sohbetinde dile getirildiğini de duydum.
Ve son olarak Başbakan’ın daha iki hafta önce Fehmi Koru’nun kızının nikáh şahidi olduğunu hatırlamak lazım. Başbakan, aile mahremiyetini paylaştığı Koru’nun kendisini eleştirirken farklı üslup kullanmasını beklemiş olabilir.

 

No comments:

Post a Comment