Thursday, October 23, 2008

İdil'de karakollar işkencehaneye dönüştü

Şırnak'ın İdil İlçesi'nde 20 Ekim'de meydana gelen olaylarda yaralananlar, polisler hiçbir uyarı yapmadan yaşlı, çocuk ve hasta demeden sert müdahalede bulunduğunu belirterek, karakolların işkencehaneye dönüştüğüne dikkat çekti. İdil'de incelemelerde bulunan DTP Eşbaşkan Yardımcısı Selma Irmak, halkın demokratik tepkisine karşı bu şekildeki bir tahammülsüzlüğü kabul edilemeyeceğini ve halkın en demokratik taleplerini her koşulda dile getirmeye devam edeceğini söyledi.
polisrsaldiriyasliadam Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki saldırıya uğramasını protesto etmek için İdil'de 20 Ekim'de DTP İlçe Örgütü tarafından yapılmak istenen yürüyüşe polisin sert müdahalesinin ardından aralarında DİHA muhabiri Vedat Yıldız, İdil Gazetesi muhabiri Mahmut Nas, İdil Güney Ekspres çalışanı Lokman Dayan ile Baran Menteş ile çok sayıda kişi, özel harekat timlerinin sert müdahalesinde yaralanmış ve gözaltına alınmıştı. İdil'de yaşananların OHAL dönemindeki müdahaleleri aştığı belirtilirken, olay günü korucuların da kente getirilerek kitleye müdahale ettiği ifade edildi. Yine Elazığ takviye olarak getirtilen özel harekat timleri ve polislerin de müdahaleye katılarak, kadın, çocuk ve hasta dinlemeden gaz bombası, cop, tazyikli su ve silah dipçikleri ile müdahalede bulunulduğu bilgisi verildi.
'Düşmanmış gibi saldırdılar'
Şırnak ve Cizre'den sonra İdil'de incelemelerini sürdüren ve aralarında DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır, DTP Eşbaşkan Yardımcısı Selma Irmak, görevden uzaklaştırılan Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak ve DTP PM Üyesi Alican Önlü'nün bulunduğu heyet ise bilgi almak için öncelikle DTP İdil İlçe binasına ziyarette bulundu. DTP'li heyete bilgi veren İdil Belediye Başkanı Resul Sadak ile DTP İlçe Başkanı Sait Çatak, yaşananların tam bir 'vahşet' olarak tanımlayarak, özel harekat timlerinin adeta halka ölümcül darbeleri ile müdahale ettiğini anlattı. Halkın buna rağmen tepkisini dile getirdiğini ifade eden Resul Sadak, 'Halkın en demokratik tepkisine adeta düşmanları karşılarında imiş gibi rast gele ellerindeki tüm araçları kullanarak saldırdılar. Çok sayıda kişi yaralandı. Kiminin kolu, kimin omuzu kırıldı kiminin gözü yarıldı. Bu şekilde bir de gözaltına aldılar. Gazetecilerin bunları belgelemesine izin vermediler. Görüntülerine el koydular' dedi.idil20102008
'Geri adım atmayacağız'
DTP Eşbaşkan Yardımcısı Selma Irmak ise halkın demokratik tepkisine karşı bu şekildeki bir tahammülsüzlüğün kabul edilemeyeceğini ve halkın en demokratik taleplerini her koşulda dile getirmeye devam edeceğini vurguladı. Irmak, Şırnak'ta devletin bir kez daha gerektiği zaman hala OHAL zihniyeti ve uygulamalarını devreye koyabileceğini gösterdiğini aktararak, 'Ancak Kürt halkı halkımız hiç bir zaman özgürlük mücadelesinden geri adım atmayacaktır. Bizler halkımızın yanında olacağız halkımızla birlikte onların talepleri doğrultusunda mücadelemizi yükselteceğiz' diye konuştu. DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır'da halkın demokratik tepkisini dile getirdiğini ve orantısız güç kullananlar hakkında gerekli yasal işlemlerin başlatılması gerektiğini ve bunun için girişimlerde bulunacaklarını kaydetti.
'Önceden hazırlıklı idiler'
DTP'liler daha sonra esnaf ziyarette bulundu. DTP'liler daha sonra gözaltındakilerin durumu hakkında bilgi almak için avukatları ziyaret etti. Avukatlar Veysel Vesek ile Cihan Vesek yaşananlar hakkında bilgi verirken, kolluk kuvvetlerinin daha önceden müdahaleye hazırlandığını söyledi. Avukatlar, 'Yani karakolda her şey hazırlanmış. Sanki müdahale olacak ve onlarca kişi gözaltına alınacakmış gibi, daktilolar kurulmuş, gözaltı yerleri hazırlanmış. Kimlerin ifade alınacağı bile belliydi. Bu da gösteriyor ki, önceden müdahalenin kararı alınmış' diye belirtti.
'Üzerimize çullandılar'
Gözaltında iki gün kaldıktan sonra serbest bırakılan İdil Güney Ekspres çalışanı Baran Menteş yaşananları şöyle anlattı: 'DTP İdil ilçe binası önünde PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik yapılan fiziki saldırıya ilişkin yapılması düşünülen yürüyüşü diğer basın çalışanı arkadaşlarla takip ediyorduk. DİHA, AA, Güney Ekspress çalışanlarının aralarında bulunduğu 5-6 basın çalışanı vardı. Müdahalenin hemen sonrasında robokop giyimli çevik kuvvet giyimli polisler adeta üzerimize çullandılar. Müdahale 5 saniye içinde oldu biber gazları, robocop ve özel hareket timleri çok sert bir şekilde müdahale etti. Çok kaba bir şekilde müdahale ettiler.'
'Karakolda işkence var'
Özel harekat timlerinin müdahalesinde sol kulak memesi yırtılan ve vücudunun çeşitli yerlerinde darp izi bulunan İdil Güney Ekspres çalışanı Lokman Dayan, 'Kolluk kuvvetleri basın falan dinlemedi. Beni özel harekatçılar döve döve gözaltına aldılar. Elimi arkadan bağlayıp vurmaya başladılar. Tekmelerle beni yere yatırıp vuruyorlardı. Karakolda da bu devam etti. Herkes şunu bilsin ki, karakollar artık işkencehaneye dönüşmüştür. Halen gözaltında işkence var ve karakollarda bu sürüyor' dedi. Dayan, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunduğunu da belirtti.
'Protez olan ayağıma vurdular'
Kitlenin polise herhangi bir tepkisi gelişmeden müdahalenin başladığın anlatan Menteş, 'Üstelik orda bulunan kitle tek bir taş dahi atmamıştı. Doğal bir şekilde tepkilerini ve sloganlarını dile getiriyorlardı. Gazeteci olduğumuz söylememize rağmen sanki düşmanmışız gibi üzerimize saldırdılar. Ne kadar bağırdık çağırdık fayda etmedi. DİHA muhabiri Vedat Yıldız sol elmacık kemiği ve sol gözünde darbeler sonucu yaralar oluştu. İdil Gazetesi muhabiri Mahmut Nas darp edildi. İdil Güney Exsppres çalışanı Lokman Dayan müdahale sonucu sol kulak memesi yırtıldı. Ben de müdahale esnasında darp edildim. Bir ayağımın protez olduğunu söylememe rağmen dinlemediler ve vurmaya devam ettiler. Yaklaşık 10 özel hareket ve robokop üzerime çullandı. Ellerimi arkadan büktüler nerdeyse kırılıyordu' diye konuştu.
'Kalaslarla saldırdılar'
Gözaltına alınan ve her iki gözü polisin kaba dayağı sonucunda moraran Salih Gümüş adlı yurttaş ise şu bilgileri verdi: 'Yolda yürüyordum hiçbir şeyden haberim yoktu. Kalasla başıma vurduktan sonra beni yere yatırdılar ve yere vurmaya başladılar. Yapalar özel hareket timleri idi. Hiçbir soru sormadan saldırdılar.Yüzüme ve gözüme postallarla vurdular.Yüzümü savunmaya çalışıyordum ama nafile.Yaklaşık10 özel hareket timi başımda toplanmıştı.Daha önce geçirdiğim bir trafik kazasında kafatasım açılarak ameliyat edilmiştim Ama o esnada kalaslarla saldırdılar bana. Bunu emniyet amirine söyledi. Hastaydım yeşil kartımla ilaç alacaktım ben niye böyle yaptınız diye biz değil dışardan gelen özel harekatçılar yaptı.'
HİKMET ERDEN / VEDAT YILDIZ - ŞIRNAK (DİHA)

No comments:

Post a Comment