17.10.2008 | Cevdet Aşkın | Referans
KUZEY IRAK GÜNCESİ
ANKARA
Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, 14 Ekim'de Taraf gazetesinde yer alan görüntülerin Aktütün Karakolu'yla ilgili olmadığını, yapılan saldırıyla ilgili 2. Ordu Komutanı tarafından yürütülen incelemenin paylaşılacak hususlarının kamuoyuna aktarılacağını söyledi.
DTP tarafından cuma günü yapılan açıklamada, "İmralı'da Öcalan'a yönelik 'kötü muamele'nin provokasyon olduğu, gelişmelerin karmaşık ve tehlikeli bir yöne evrildiği" belirtildi.
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, "Bu uygulamalar ile amaçlanan nedir? Bunda ABD'nin, İsrail'in, Türkiye'nin çıkarları nedir? Türkiye'yi teslim alma, iç karışıklık yaratarak Kürt-Türk çatışmasıyla güçsüz düşürme ve bölgesel savaşta etkin bir müttefik haline getirme uluslararası stratejisiyle bağı nedir?" derken, DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, "Siyasi açıdan ciddi gelişmelere yol açabilecek bir yaklaşım sergilenmiş durumda. Bu, yeni bir durumdur. Kişisel öfkeden kaynaklanan bir durum değildir. Hükümetin ve ordunun konsepti çerçevesinde verilmek istenen bir mesajdır. 'Taleplerinizde ısrarlı olmaya devam ederseniz bizim yaklaşımımız bu ve bundan daha ötesi olabilir' deniliyor" diye konuştu.
PKK
Öcalan, İmralı'da kendisiyle yapılan görüşmelere ilişkin olarak "Basında yoğunca bizim bazı görüşmelerimiz tartışılıyor, bu görüşmeler niçin kesildi, kimler tarafından kesildi çok önemlidir. Bu soruların cevabı bulunursa Türkiye sorunları aşar" dedi. Cuma günü Fırat Haber Ajansı tarafından verilen haberde Öcalan, "Benimle soruşturma sürecinde gelip görüştüler. Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu adına bir albay gelip benimle görüştü. Görüşmede hükümetin, Ecevit'in temsilcisi olduğunu söyleyen biri vardı. Onların temsilcileri olduklarını söylüyorlardı. Gerçekten öyle olup olmadığını bilmiyorum ama burada Genelkurmay'ın, devletin izni olmadan gelip görüşme yapamazlar, nefes bile alamazlar" diye konuştu. Öcalan, "Burada bilinmesi gereken buradaki görüşme devlet adına yapıldı. Benimle her şeyi açık açık konuştular. 'Demokratik çözüm konusunda adım atabiliriz' dediler. Üzerime düşeni yapacağımı belirttim. 2002'ye kadar gelip gittiler. Sonra kesildi. Abdullah Gül'e 2003'te bir mektup yazdım. O mektubu halka açıklasınlar" dedi. "1999'dan 2003'e kadar bir tek asker öldü mü, bir tek polis öldü mü? Daha ne istiyorlar? Kanı durdurmadım mı? Bu görüşmeler neden kesildi? Herkes bunun cevabını öğrenmelidir" diye konuşan Öcalan, görüşmelerin yeniden başlamasını istediğini söyledi. Öcalan şöyle konuştu: "Şimdi bir yetkili gelebilir. Ben makam, rütbe peşinde de değilim. Alt düzeyden bir yetkili olabilir. Oturalım, konuşalım, plan yapalım. Ben demiyorum ille de benim dediğim olsun. Kamuoyuna açık tarzda tartışalım. Halk belirlesin."
Barzani ve Talabani'nin PKK olmadan yaşayamayacağını ileri süren Öcalan, "Talabani kurt bir politikacıdır. PKK olmadan 24 saat ayakta kalamayacaklarını biliyorlar. Barzani de bunu biliyor. PKK'yı teslim edemezler" dedi.
Öcalan'ın avukatları perşembe günü akşam yaptıkları açıklamada müvekkillerine kötü muamele yapıldığını ve ölümle tehdit edildiğini ileri sürdüler.
Fırat Haber Ajansı'na göre, PKK'nın cuma günkü açıklamasında "Bu, iki halkın bir arada yaşama imkanlarının dinamitlenmesi anlamına gelmektedir" denildi.
KUZEY IRAK
Bölgesel Kürt Yönetimi Dış İlişkiler Sorumlusu Felah Mustafa, Türkiye ile ilişkileri sadece küçük bir alanda değil tüm alanlarda geliştirmek istediklerini söyledi. Peyamner Ajansı'nda cuma günü yayımlanan habere göre Mustafa, Türkiye ile sınırdaki duruma ilişkin sorunların çözümü için Türkiye'nin barış ve diyalog yolunu tercih etmesi gerektiğini belirtti.
PUKmedia'nın cuma günkü haberine göre Türk savaş uçakları saat 13.00'ten itibaren Pişder'e bağlı Dola Koke, Aliye Reş ve Kurtek'i bombaladı.
GELİŞMELER NEYE İŞARET EDİYOR
Tuğgeneral Gürak'ın açıklamaları, Taraf gazetesinde çatışmanın seyrine ilişkin yayımlanan Asayiş Kolordu Komutanlığı "durum raporu"yla çatışma öncesine ait olduğu ileri sürülen ancak kendisi tarafından başka yerlere ait olduğu söylenilen görüntülerin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ'un 15 Ekim'deki konuşmasına paralel şekilde, Genelkurmay kaynaklı olduğunu teyit ediyor.
Felah Mustafa'nın sözleri, Öcalan'ın Barzani ve Talabani'nin PKK'ya yönelik tavrına ilişkin olarak söylediklerini teyit eder şekilde Erbil'in örgüte karşı tetik çekmeyeceğini, sorunun müzakereler yoluyla halledilmesinden yana olduğunu gösteriyor.
Pişder'e yönelik hava harekâtı, perşembe günü aynı bölgeye İran topçusunun yoğun bombardımanıyla birlikte düşünüldüğünde PKK'ya karşı Ankara ile Tahran arasındaki eşgüdümün devam ettiğine işaret ediyor.
Öcalan, kendisiyle yapılan görüşmelere ilişkin sözleriyle çatışmaların durması yönünde benzer bir sürecin yeniden başlatılabilmesi için Ankara'ya mesaj yolluyor ve sergilediği "düşük" profille de çözüm yönünde "tavizkâr" olacağını hissettiriyor.
Öcalan'ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e Başbakan olduğu sırada yazdığı anlaşılan mektubun içeriğinin açıklanmasına yönelik sözleri, AKP hükümetini, çatışmaların bu noktaya varmasından sorumlu tutmayı hedefliyor.
Metris'te tutuklulara ölümle sonuçlanacak muamelelerin yapıldığı göz önüne alındığında, Öcalan'ın İmralı'da odasının aranması sırasında iddia edilen tarzda zorlamaya maruz kalması kimilerince "önemsiz" gibi görülebilse de yurtiçi ve yurtdışındaki taraftarlarının bu "hassas" konuda gösterdikleri/gösterecekleri tepkilerin Ahmet Türk'ün sözlerine paralel şekilde, Türkiye'yi çok tehlikeli bir sürece sokacağı anlaşılıyor.
Diğer bir ifadeyle Öcalan'ın PKK'ya "Bana idam, size imha dayatılırsa topyekün direniş gerekir" talimatı hatırlandığında, toplumun kimyasının geri dönüşsüz şekilde bozulmasının fantezi değil, eşikteki tehlike olduğu hissediliyor.
Türkiye'de "akıl" tatile çıkmış görünüyor.
No comments:
Post a Comment