Thursday, October 9, 2008

Kürt Paketleri

bildirici Hasan Bildirici www.kurdistan-post.org Birkaç gündür Kürdistan-Post kapalıydı. İlgili şirket aşırı bir trafik gözleyince siteye girişleri engellemiş. Kullanılan program belirli bir okur trafiğinin ötesini kaldıramıyormuş... Sitenin yeni alana aktarılması zaman aldı. Bunları, sitenin teknik sorumlusu Fırat Arkadaş söylüyor.

Yeri gelmişken Fırat arkadaşı biraz övmek istiyorum. Biraz değil, övgüyü fazlasıyla hak ediyor Fırat. 2004 yılından beri sitenin teknik yapısını düzenliyor. Aksaklıkları gideriyor. Ekonomik karşılığı olmayan bir çaba bu. Sitenin kapandığı ilk günden beri gece gündüz uğraştı. Siteyi yeni alana aktardı...

Bu ara havada “Kürt Paketleri” uçuştu. Ben buna “yalan balonları” diyorum. İyimser değilim, Türk yönetimine karşı inançlı değilim, toprak altı edilmiş Kürdistan nesillerinin acılı tecrübeleri Türk yönetim sahtekarlığına asla güvenmemek gerektiğini söylüyor.

Her dönemin bir “iyimserler grubu”yaratılır. Bu iyimserler grubunun çalışma ve fikir tarzı alışılmıştır:

“Gelişmeleri olumlu buluyorum!”

Hangi gelişmeleri?

Bundan yıllarca önce “Kürtçe Kurslar” açılmıştı. Şu an tümünün kapısı kilitli.

Bir şeyi olumlu görmeden önce, olumsuz olanların listesini çıkarmak gerekiyor. Olumsuz olana tümden tavır alınmadığı zaman bir iki iyileştirmeye tav olan “iyimserler gurubu” hep yanılıyor.

Böylece zaman akar, reformlar zamanın gerisine düşür, nesiller öğütülür gider... Tekrar başa dönülür.

Arap parlamenterler Kürdistan’nın başkenti Hewler’de toplandı. Ben de Arapları, Türklerden daha fazla Kürt düşmanı sanırdım. Meğer değilmiş. Kürdistan’ın başkenti Hewler’de bir araya gelen Arap parlamenterlere bu durumda teşekkür etmek gerekiyor...

İran Devlet Başkanı Ahmedinejad Talabani’nin konuğu olarak Bağdat’a gitti.

Türk tankları şaşkın kurt sürüleri gibi Hewler’e inmeye niyetliyken PKK gerillaları tarafından sınırda durduruldu...

Türk yönetimi Kürdistan’ın adını, harfleri, statüsünü tanımıyor.

Kürdistan, deyince: “Orası da neresi?” diyor.

Türk devletinin Kürtlüğün en büyük stratejik düşmanı olduğunu söylemeyi sürdüreceğiz. Türk devleti sadece Kuzey Kürdistan Kürtlerinin düşmanı değil, diğer üç parçadaki Kürtlerin de düşmanıdır.

Bazı Kürtlerin bunu böyle görmemesi Türklerin Kürt dostluğundan değil, söz konusu Kürt kökenlilerin ulusal talep ve kişilik denen bir şeylerinin kalmamış olmasındandır. Sokağa çıkın da Bir Türk’ün, bir Almanın okul dilini yasaklayın bakalım... Dağ, şehir ve sokaklarının ismini değiştirin bakalım...

Havada uçuşan “Kürt Paketleri” ile Kürt sorununun neyi çözülecek? Türk kurumları, Türk partiler yasası, Türk namluları ve Türk anayasası altında Kürt olarak nasıl yaşanacak?

Dünya bu konuda ikiyüzlü, paragöz, çıkarcı... Sokaklar Kürtlerin çektiği acıların yasını tutmuyor.

İşin özeti şu: Kürt zorlaması ve çağın itelemesi sonucunda Türk devleti on yıl gecikmeli ve kandırmalı bazı iyileştirmelere gidiyor. Kürtler ve dünya çıkarılan yasaların niteliğini anlamaya çalışırken bir bakmışsınız bir on yıl daha geçip gitmiş... Bu süre içinde binbaşı rütbesindeki asker general, imam hatip son sınıftaki öğrenci adalet bakanı olmuş...

Türk devletine ve yasalarına asla güvenilmemesi gerektiğine inananlardanım. Yasalarda işkence yasaktır. Fakat Türkiye tepeden tırnağa işkencedir. Irkçılık dünyaca yasaklanmış lanet bir şeydir. Türk ordusu ve partileri ırkçıdır. Konya veya Yozgat’ın herhangi bir ilkokulunda Hıristiyan inançlı bir ilkokul çocuğunun okuyabileceğine inanıyor musunuz? Ailelere de gerek yok, ırkçı ailelerin yetiştirdiği çocuklar bir günde Hıristiyan inançlı yavrucuğu okuldan kaçırtırlar... Kürt asıllı bir kızcağızın okula sarı, kırmızı ve yeşil renklerin bileşiminden yapılmış bir kurdele ile gidebileceğine ihtimal verebiliyor musunuz?

Hangi yasalar bu azgınlığı sınırlayabilir? Bütün yasalar ve insan hakları bildirgeleri bir çocuk dil ve inancını sergilemekte özgürdür demiyor mu?

Hep bu soruları soruyoruz... Sormayı sürdüreceğiz.

“Kürt Paketi” ya da “Balon Paketleri” tartışıyorduk...

Kademeli af, aflı kademe... Almanya’dan havalanıp Kürt veya Türk, herhangi bir şehre inildiğinde kontrolünden geçilen polis kimdir? Türk polisi... Muhalif biri Türk polisinin kontrolünden geçerse ne olur? Doğru Türk Sorgu merkezlerine...

Her gün Cizre sırtlarını vuran Türk Tank Taburunu nereye koyacağız? JİTEM’in ölüm kışlalarını? Yol kontrolleri ve şehirlerimizin kemiklerini kıran Sorgu Merkezlerini?...

Kürt nesillerini özürsüz ve üzüntüsüz bir şekilde ortadan kaldıranların torunlarının namluları altında Kürtçe evcilik oyunu oynamakla Kürt sorununun çözüldüğünü sanacağız! Katliam emri vermiş generaller, bakanlar, işkenceci polis müdürleri, ülkenin her tarafına sinmiş katil sürüleri iktidarlarını sürdürürken; Kürt yetimleri; sistem sahiplerinin yukarıdan bakan aşağılayıcı buyrukları altında affedilmiş insanca bir yaşam sürecekler öyle mi?

Türk devletine yeterince hizmet eden Kürt var. Asker, korucu, gardiyan, memur, öğretmen, JİTEM elemanı; işadamı, milletvekili, bakan; gazeteci, yazar, aydın var... Sayıları milyonlarla ifade edilen bu hizmet ordusu yetmiyor da bu hizmet ordusuna bir avuç muhalif Kürt yetimi katıldığında mı Kürt sorunu çözülmüş olacak?

Havada dolaşan “Kürt Paketleri”nin tek gayesi şu: Sistem dışına düşmüş Kürt muhalifleri bertaraf etmek... Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek...

Fakat bizim de basit bir özlemimiz var: Frankfurt’tan havalanıp Diyarbakır’a inen uçağın kapısında tek bakışta bizi beş yaş birden yaşlandırıp işkenceli sorgu merkezlerine götüren zalim yüzlü Türk polisleri tarafından değil, güler yüzlü Kürt görevliler tarafından karşılanmak istiyoruz... Bir özlem işte...

Bu kadarına bile sağlamayan “Kürt Paketleri”nin tek adı var. “Türklüğü Kurtarma ve yeniden restore etme paketleri”

Buna da biz razı değiliz....

Hasan Bildirici www.kurdistan-post.org
bildiricihasan@hotmail.com

0 Yorum: