Monday, October 13, 2008

‘Kopuşa doğru yol alıyoruz’

metinbakkalci1 Türkiye Barış Meclisi Sekretarya Üyesi Metin Bakkalcı, tezkere için kullanılan ‘temizleyeceğiz, bitireceğiz’ söylemlerinin hiçbir anlam ifade etmediğini belirtti. Bakkalcı, “duygusal kopuştan mekansal kopuşa doğru giden çok tehlikeli bir virajdayız” dedi.


Türkiye Barış Meclisi’nden Metin Bakkalcı, çözümsüzlük politikasının anlaşılmasını isteyerek, Altınova’daki Kürtlere yönelik linç olaylarıyla birlikte duygusal bir kopuştan mekansal bir kopuşa gidildiğine dikkat çekti. Türkiye’de son dönemde gelişen olayları değerlendiren Türkiye Barış Meclisi Sekretarya Üyesi Metin Bakkalcı, tezkere için kullanılan “Temizleyeceğiz, bitireceğiz” cümlelerinin hiçbir geçerliliği olmadığını geçen 25 yılın gösterdiğini söyledi. Bakkalcı, Balıkesir’in Ayvalık İlçesi’ne bağlı Altınova Beldesi’ndeki Kürtlere yönelik linç saldırıları, tezkerenin uzatılması, Bezelê eylemi gibi son dönemde gelişen olaylara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

Önemli bir kavşak

Kürt sorununun çözümü konusunda Türkiye’nin önemli bir kavşakta yer aldığını dile getiren Bakkalcı, “Eğer bugüne kadarki politikalarda ısrar edilirse hepimizin altında boğulacağı bir duruma gireceğiz. Ya da bugüne kadar yaşanmışlıklardan da kuşkusuz ders alarak insanı esas alan çözümün önünü açacağız” dedi.

Olağanüstü eşitsizlik

Her düzeyde olağanüstü eşitsizliğin varlığına işaret eden Bakkalcı, “Gelir düzeyine, otomobil, telefon, elektrik tüketimi, su tüketimi; sağlık haklarına, eğitimden yararlanma ölçütlerine bakın bütün parametreler blok olarak 21 il diye nitelenen iller(Kürt illeri), bu eşitsizlikten en çok nasibini alan illerdir” diye konuştu.

Partileri kapanıyor

Öte yandan ortalama olarak nerdeyse 3 yılda bir özellikle Kürtlerin kendilerini ifade etmek istedikleri politik partilerinin kapatıldığını gördüklerini dile getiren Bakkalcı, “Dolayısıyla her düzeyde böyle bir eşitsizlik ortada. Ya basitçe içtenlikle ‘ben bunları çözeceğim’ dersiniz, ya da ‘hayır ben buna devam edeceğim’ dersiniz” dedi.

Duygusal kopuş var

Türkiye’nin 25 yıl önceki Türkiye olmadığına vurgu yapan Bakkalcı, Altınova’da yaşananların 1984 yılından beri devam eden sürecin sonucu olduğunu söyledi. “Bir noktadan sonra coğrafi sınırların kendi içinde aslında çok kritik ehemmiyeti yok. Bugün ne yazık ki çok önemli tehlikeli boyutlara gelen bir duygusal kopuş yaşanmaya başladı” diyen Bakkalcı, Kürt coğrafyasında görev yapan kamu görevlilerinin ailelerini götürmemeye başladığını söyledi. Ege Bölgesi’nde de 30 yıldır yaşayan Kürtlerin artık “Burada yaşayamayız” deyip arazisini, toprağını, işyerini, tasfiye etmeyi düşündüğüne dikkat çeken Bakkalcı, “Ve tek tük duyuyoruz ki satmaya başlamışlar bile. Aslında duygusal kopuştan bir mekansal kopuşa doğru giden çok tehlikeli bir sürece tırmanıyor hadiseler. İşte bir ülkenin bir toplumun başına gelebilecek en büyük tehlikenin aslında virajındayız. Bu meselenin çözümü basit ama ne yazık ki dün çözemediğimiz için katılaşmış vaziyette” diye kaydetti.

Kimse mutlu yaşayamıyor

Altınova’daki Kürtlere yönelik linç girişiminin herkese bir yüzleşme imkanı sunmak zorunda olduğuna dikkat çeken Bakkalcı, “O acı olayları unutmamak gerekir. Kürt sorunu Kürtlerin sorunu değil salt. Türklerin sorunudur. Hepimizin sorunudur. Artık Ankara’da ben de mutlu yaşayamıyorum benim çocuğum da mutlu yaşayamıyor. Artık gelinen noktada mesele hepimizin meselesi olmuş” dedi.

Kan vaat ediyorlar

Bakkalcı, şunları söyledi: “‘Biz size kan, acı ve gözyaşı vaat ediyoruz’ diyorlar. İnsanları salak yerine koyuyorlar. Şimdi bu insanlar kalkıp uzun yıllar sürecek bu retoriği döndürebilmek açısından ‘oraya da gideceğiz buraya da gideceğiz, onu da keseceğiz, bunu da yapacağız’ gibi 25 yıldır geçersizliği zaten her açıdan kanıtlanmış laflar ediyorlar. Ama ben şunu fark ediyorum burada inandırıcılıklarının ne kadar azaldığının onlar da farkındalar” şeklinde konuştu.

Yetki talepleri oyun

Türkiye’de 2008 yılının ilk 9 aylık süresinde adli olmayan 35’e yakın faili meçhul cinayetin işlendiğine işaret eden Bakkalcı, şöyle devam etti: “Şimdi deniliyor ki daha fazla yetki. Bir bütün olarak az da olsa var olan bu demokratik hakların ortadan kaldırılması amaçlanıyor. Hükümetiyle hükümetin bütün birimleriyle, asker, silahlı kuvvetler ve içindeki odaklarla çocukça bir oyun bu.”

Barış Meclisi ne yapacak?

Kasım ayı sonuna doğru Türkiye Barış Meclisi’nin yeniden toplanacağını dile getiren Bakkalcı, “İllaki insanları tek bir örgütsel yapıya sokmak gerekmez. Van’dan Edirne’sine kadar herkesin duygularıyla buluşacak bir programa ihtiyaç vardır. Bütün bunların önünü daha kolaylaştırmak için bir program çıkaracağız” dedi. Bakkalcı, Kürt sorununun artık konuşuluyor olma halinin bile tek başına önemli olduğuna vurgu yaparak, önemli olanın bu konuda herkesin özgürce tartışmaya katılabilme meselesi olduğunu söyledi. DİHA/ANKARA YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

0 Yorum: