Monday, October 13, 2008

Demirel'e mektup

yasarkaya Yaşar Kaya KURDISTAN-POST.COM
Tarih: 13 Ekim 2008 Pazartesi

Başbakan’a Açık Mektup

Not; Özgür Gündem’in ilk şehidi Hafız Akdemir’in olaylı bir şekilde Diyarbakır mezarlığından çıkarılıp Lice’ye defnedilmesinden sonra Süleyman Demirel’e yazılan mektuptur hafizakdemirgs4[1]

Sayın Başbakan, size bu mektubu yazmaya mecburum. Çünkü tarih belgedir., belge olmadan tarih olmaz. Özgür Gündem’in Diyarbakır muhabiri Hafız Akdemir, evinden gazete bürosuna giderken, kafasına sıkılan bir kurşunla şehit edildi. Hafız Akdemir’in kafasına sıkılan kurşun, Özgür Gündem’in beynine sıkılmıştır. Ben ve gazete yönetimi bunun farkındayız. Sonra sizin inkar ettiğiniz gibi değil, gerçekten cenaze polis ve Özel Tim tarafından kaçırılarak zorla gömüldü. Ailesi ve gazetemiz yönetimi savcılığa başvurarak cenazemizin istediğimiz yere gömülebilmesi için şu anda beklemekteyiz.

Size bu mektubu yazmaya mecburum. Çünkü tarih belgedir., belge olmadan tarih olmaz. Özgür Gündem’in Diyarbakır muhabiri Hafız Akdemir, evinden gazete bürosuna giderken, kafasına sıkılan bir kurşunla şehit edildi. Hafız Akdemir’in kafasına sıkılan kurşun, Özgür Gündem’in beynine sıkılmıştır. Ben ve gazete yönetimi bunun farkındayız. Sonra sizin inkar ettiğiniz gibi değil, gerçekten cenaze polis ve Özel Tim tarafından kaçırılarak zorla gömüldü. Ailesi ve gazetemiz yönetimi savcılığa başvurarak cenazemizin istediğimiz yere gömülebilmesi için şu anda beklemekteyiz.

Devlet bu katili en kısa sürede bulmak zorundadır. Yoksa geriye iki şık kalmaktadır. Ya bu cinayeti devlet işlemiş, örtbas etmek istemekte veyahut bir katili bulmakta aciz içinde kalmaktadır. Her iki halde de, devletin varlığı ve can güvenliğini sağlamada çoktan şüpheli bir hale düşmüş bulunmaktadır. Bunun başka izah tarzı yoktur.

Gazete sahibi olarak bana ne zaman ateş edileceğini merakla beklemekteyim. Ölümden korkmuyorum ve bunu bilmenizi istiyorum. Ama 15 yaşındaki çocuklarımızın ‘’Baba, sen niçin silah almıyorsun, bir gün sana da ateş edecekler’’ Sözlerimi söyleme noktasına sizin hükümetiniz döneminde geldik. Bu gerçekten acıdır. Ben, bütün olaylar sizin döneminizde başladı demiyorum. Kürt realitesini Kürdistan’da ilan eden Koalisyon Hükümeti, bu realitenin altını-üstünü ne ile doldurdu? Yoksa kan, barut ve insanları tek tek Kontrgerilla ve Hizbullah eliyle öldürmeyi kafi mi gördünüz ? Realite bumu dur ? Uluslaşma potansiyeli artan Kürtler, kendi siyasi kimlik ve kültürel haklarını talep etmekte ve bunun mücadelesini vermektedirler. Bir kısmı da bunun için silahlı mücadele vermektedir. Hükümetiniz bu mücadeleyi yapan PKK ile adı konmamış pis bir savaş yürütmektedir. Bu biliniyor Ama hükümetiniz Kürt halkının kimlik mücadelesini demokratik platformlarda yapan Halkın Emek Partisi’ne de düşmandır. HEP seçime sokulmadı, tabiri caiz ise kafası kesilmek istendi. Yaşadığımız genel seçim sürecinden sorma Sn. Turgut Özal ‘’HEP’’i seçime sokmamak yanlıştır dedi. Bence de öyle… Onlar da mı illegal ve silahlı? Onu da geçelim. Hükümetiniz Kürt aydınlarına, Kürt Enstitüsü’ne, Kürt kültürü’ne ve Kürt basınına düşman, onlar da mı silahlı ve illegal?

Sayın Demirel, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar hangi iktidar, Kürtlere insan hakkını, kültürel kimlik hakkını verdi? İnkar, asimilasyon ve ölümden başka.

Bölge Valisi’nden gazetemiz çalışanları, bölge bürolarımız ve tüm personelimiz için ruhsatlı silahtan tutun, dünyada geçerli olan bütün koruma tedbirlerini istedim. Bir muharibimizin burnu kanasa, kendilerinin sorumlu olacağını söyledim. Bu, meşru hakkımızı sonuna kadar kullanmak için de, bize saldırırlarsa Birleşmiş Milletler koruması isteyeceğim. O da olmazsa herkes kendisini koruyabildiği kadar koruyacaktır.

Vedat Aydın’ın öldürülmesi ve cenaze töreninde devlet güçlerinin ateş etmesi sonucunda onlarca kişi öldü, ama güvenlik güçlerinin hiçbir tanesinin elinde, küçük bir çizik bile olmadı. Kimin kime saldırdığı açıkça belli ve sonra HEP’liler öldürülmeye devam etti, halen de ediyor. Özgür Gündem’in bu şekilde hedef alınması sadece tüyle ürperticidir, düşünmek bile istemiyorum.

Sizden Adalet dilemiyorum. Adil bir Hükümet olmadığınızı biliyorum. Daha fazla kan dökülmesini arzu etmiyorum. Kürt ve Türk halkının kardeşliği temelinde, eşitliği temelinde yapılması gereken diyalog çağrıları cevapsız kalırsa bu kan gölünde çoğumuz boğulacağız. Halbuki, kardeş Kürt ve Türk halkının bu sonu belli olmayan kavgayı değil, eşit ve insanca, beraberce mutlu yaşamayı hak ettiğine inanıyorum. Bunlar samimi düşüncelerimdir, size saygılarımı iletiyorum Sayın Başbakan.

Yaşar Kaya
yasar.kaya@hotmail.de

0 Yorum: