Saturday, October 11, 2008

Başbuğ’a Kürt dersi

Taraf-Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, PKK ile mücadele konusunda strateji kuruluşlarının uzmanlarıyla yaptığı ve “teröre sivil çözüm” önerilerini dinlediği görüşmede, yanıtını aradığı sorular ana hatlarıyla belli oldu.

Başbuğ’un, “PKK’ya katılımlar nasıl önlenebilir, Kuzey Irak ve uluslararası platformlarla kurulacak ilişkiler nasıl bir yarar sağlayabilir, hukuksal eksiklikler nelerdir, kolluk kuvvetlerinin etkisi nasıl arttırılabilir” gibi konularda uzmanların görüşlerini aldığı belirtildi. Taraf bu soruları USAK Başkanı Doç. Dr. Sedat Laçiner’e yöneltti. Laçiner, “Toplantıyla ilgili konuşmama kararı var. Bu nedenle toplantının içeriği hakkında konuşmayacağım ancak toplantıdan bağımsız olarak soruları yanıtlayabilirim” dedi ve Orgeneral Başbuğ’un yanıt aradığı soruları cevapladı.basbug laciner

PKK’ya katılımı nasıl engelleriz?
Terör örgütüne değil, onun hedef aldığı kitleye odaklanarak katılımı önleyebiliriz. İstismar sahalarının daraltılması lazım. Terörle mücadele ile teröristle mücadeleyi aynı kefeye koymamak lazım. Meselenin silahlı mücadele kısmı tek ve öncelikli kısmı olmaktan çıkması ve başka boyutların olması lazım.

Terörle mücadelede uluslararası platformda neler yapılmalı?
Terörle mücadelede ikili tecrit şeklinde, içerde ve dışarıda örgütün tecrit edilmesi lazım. Dışarıda dostlarının azaltılması, düşmanlarının arttırılması lazım. Ama Türkiye genelde bunun tersini yapıyor. Dışa karşı tehdit dilinin kullanılması bu alanda başarılı olmasını önlüyor. AB süreci örgütün tecrit edilmesinde çok ciddi avantajlar sunuyor.

Kuzey Irak’taki yerel yönetimle nasıl ilişkiler kurulmalı?
Türkiye Irak’ta etkili bir aktör olamadı. Türkiye’nin Irak’ta etkili kartlara sahip olması lazım. Türkiye ile Kuzey Irak arasında bir tampon bölge değil, iki bölgeyi entegre edecek adımların atılması lazım. Kuzey Irak’ın Bağdat’tan çok Ankara’yla entegre olması öncelikli uzun dönemli bir hedef olmalı. Türkiye, Kuzey Irak halkıyla doğrudan temasa geçmeli. Kürtler ve Araplar buna hazır.

Terörle mücadelede kültürel faktörlerden nasıl faydalanılır?
Bölgenin kültürel dokusu bu mücadeleye çok uygun. Bölgenin dini, mezhep özellikleri, gelenekleri, Türklerle birlikte yaşama ve devlete sahip çıkma konularında çok uygun. Türkiye buna fazla odaklanmadı, yararlanmadı. Bu sahayı PKK’ya terk etti. Bölgenin geleneksel özellikler, aşırılık olarak görüldü. Bu insanlar rejim için tehlike olarak görüldü.

Terörle mücadelenin hukuksal boyutundaki eksiklikler nelerdir?
Demokratikleşme sürecini Türkiye çok geriden takip ediyor. Uzunca bir süre OHAL devam etti. OHAL sona erdi uygulamalar fiilli olarak devam etti. Bu tür sertlikler daha çok terörist öldürmenizi sağlayabilir ama hukuktan taviz vererek öldürdüğünüz her terörist için daha çok kişinin örgüte katıldığını görürsünüz.

• Terörle mücadelede kolluk kuvvetlerinin etkisi nasıl artırılır?

Terörle mücadele düzenli orduya değil iç güvenlik birimlerine bırakılmalıdır. Gerekirse anti-terör çalışmaları için ayrı bir birim kurulmalıdır. Daha esnek, daha hızlı karar verebilen anlık vuruş gücü yüksek bir terörle mücadele birimine ihtiyaç var. Bunu ordu ile yapabilmek mümkün değildir. Gelişmiş ülkelerde ordu iç güvenlik sorunlarında mümkün olduğunca kullanılmaz. Sadece emniyet demiyorum, ama araştırılır, MİT, Jandarma ve Emniyet’le birlikte mi yapılacak, buna bakılır. Artık siyaset normalleştirilmeli ve güvenlik konuları hükümet ve Meclis’e bırakılmalıdır.
KÜRTÇE İSTİSMAR ALANI BIRAKILDI • Katılımın çok fazla olduğu düşüncesinde değilim. Örgütlerin 10-15 bin adama ihtiyaç yok zaten, daha az kişiyle de bu eylemler yapılır. Asıl olarak Türkiye’nin terörist öldürmek dışında ne yaptığına bakmak lazım. Kürtçe yasaklanırsa, bunu herkes istismar eder. Böyle bir yasağın olduğu bir yerde ne yaparsanız yapın orada her türlü terör örgütü çıkar ve halk nezdinde destek bulur. Kürtçe başta olmak üzere örgüte bir çok istismar alanı bırakıldı. Teröristle mücadele stratejisinde çok büyük hatalar yapıldı, insan haklarındaki ihlaller ve demokrasideki zayıflıklar, meseleyi sadece teröristle mücadele olarak görmek, öldürülen işkence gören her bir militan birkaç terörist yarattı. 24 bin militan öldürülmüş. Her birinin beş kardeşi olduğunu düşünürsek 125 bin kardeşi öldürülmüş insan yarattık. Anne baba ve yakınlarını kattığımızda yüz binlerce insanı teröre taraf yaptık. Türkiye’deki kayıplar Vietnam savaşında ABD kayıpları kadar. Çatışmayı genişletirseniz terör örgütü de bu kadar büyüme olanağı bulur. Örgütün bugün altı bin üyesi öldürü-lürse yeni bir altı bin ortaya çıkar.
KARARGAHTA TOPLANTI • Orgeneral Başbuğ geçen salı günü, Uluslararası Strateji Araştırmaları Kurumu (USAK) Terör Masası Başkanı İhsan Bal, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı uzmanlarından Ali Nihat Özcan, Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Ankara Üniversitesi Psikyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdulkadir Çevik, TOBB Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çağlar ile Terör ve Güvenlik Uzmanı Ercan Çitlioğlu ile toplantı yaparak PKK’yla mücadelede görüşlerini almıştı.

0 Yorum: