Tuesday, September 30, 2008

MAHMUT ALINAK: Öyleyse bizi vatandaşlıktan çıkarın!

Saddam Hüseyin bile dil yasağı koymayı düşünmemiştir. Ama tarih şahit olsun ki, bugün Türk cezaevlerinde Kürtçe yasaktır. Kontrol edeceklerini bilseler Kürtçe’yi evlerde bile yasaklayacaklar

mahmut-alinak2 Dört gün önce Erzurum H tipi cezaevindeydim. Gördüklerim ve duyduklarım dehşet vericiydi. Mahpusların anne ve bacılarıyla Kürtçe konuşmaları yasaktır. Bu nedenle üç aydır telefon görüşmesi yapamıyorlar. Türkçe-İngilizce, Türkçe-Almanca sözlük serbest; ama Türkçe-Kürtçe sözlük yasaktır. Kürtçe gazete, dergi, kitap ve mektup yasaktır. Mahpuslar Kürtçe yazılmış bir mektup göndermek istediklerinde kendilerinden 70 milyon lira tercüme parası istenmektedir. Türk Hükümeti Kürtçe’yi böyle yük olarak görüyorsa, onları bu yükten kurtaracak kolay bir yol var: Bakanlar Kurulu toplanır ve bütün Kürtleri vatandaşlıktan çıkarır. Böylece bu “yükten” kurtulmuş olurlar. Ama sözde de olsa Kürtleri “vatandaş” olarak kabul ediyorlarsa, o zaman bizim insani haklarımıza tahammül etmek zorundadırlar. Buna mecburdurlar.

Dil yasağından başka, mahpusların ilgili makamlara yazdıkları dilekçeler kaybediliyor. Yazımı aylar, yıllar alan günlükler ve anılar aramalarda imha ediliyor, kitaplara el konuluyor. Odalar keyfi bir şekilde değiştiriliyor. Hastalıklar tedavi edilmiyor. Hipokrat yemini eden doktorlar cezaevinden on beş yıl sonra çıkacak mahpuslarla, “Cezaevinden çıktıktan sonra gelir tedavi olursunuz” diyerek alay ediyorlar.

“Yemekleri köpekler bile yemez” deniliyor.
Yeni gelen mahpuslar soyundurularak arama yapılıyor. Bu insanlık dışı uygulamaya karşı çıkanlar dövülüyor, hücrelere atılıyor. Mahpuslar zorla çalıştırılıyor. Kütüphane ve spor sahasından yararlanılamıyor. Genelgeler uygulanmıyor; ortak alanda sohbet süresi haftada on saat iken, bu hak hemen hemen hiç kullandırılmıyor.

Kısacası Erzurum’un göbeğinde H tipi bir imparatorluk kurulmuş. Bu dehşet imparatorluğunda insanlık Guantanamo Cezaevi’ nde olduğu gibi yerlerde süründürülüyor.

Ey vicdan sahipleri, bu zulme karşı çıkmak için Kürt olmak gerekmiyor, sadece insan olmak yetiyor.
Bu zulüm karşısında, “Ben cezaevindeki Kürdüm” diyemiyorsak, ne kadar insan olduğumuzu gözden geçirmemiz gerekmez mi?

Saygılarımla özgür politika

0 Yorum: