Friday, September 19, 2008

Adaletin terazileri farklı tartıyor

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişinin yıldönümüne ilişkin yapılmak istenen basın açıklamasında gözaltına alınan 232 DTP'li hakkında Adana 6. ve 7. Ağır Ceza Mahkemeleri'nde açılan davalar sonuçlandı. İki mahkeme verdiği farklı kararlar yargıdaki tutarsızlığı da gözler önüne serdi. 7. Ağır Ceza Mahkemesi 121 DTP'liye 10 ay hapis cezası verirken, 6. Ağır Ceza Mahkemesi 108 DTP'liyi beraat etti.

adana_15subat_gozalti 6. Ağır Ceza'da yargılanmak vardı!
Türkiye'de yargılama sistemindeki çarpıklıklar Aziz Nesin'in hikayelerini aratmıyor. Adana'da aynı olaya bakan 2 mahkemeden birinden beraat çıkarken, diğerinden hapis cezası çıktı.
Adana'da 16 Şubat 2006'da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişinin yıl dönümüne ilişkin basın açıklamasına polisin sert müdahalesi sonrası gözaltına alınan 232 DTP'li hakkında 20'şer yıl hapis cezası istemi ile Adana 6. ve 7. Ağır Ceza Mahkemeleri'nde açılan dava 2 buçuk yıl sonra sonuçlandı. 7. Ağır Ceza Mahkemesi 121 DTP'liye 10 ay hapis cezası verirken, 6. Ağır Ceza Mahkemesi ise 108 DTP'liye beraat kararı verdi. Mahkemelerin verdiği farklı kararlar Türkiye'deki yargılamalarda ortaya çıkan 'eşitlik ilkesini' gözler önüne serdi. Avukat Beyhan Günyeli, iki mahkemenin verdiği kararları hukukta 'eşitlik' ilkesine aykırı olduğunu söyledi.
232 kişi hakkında Adana 6. ve 7. Ağır Ceza mahkemelerinde 'Yasa dışı örgüt üyesi olmak', 'Örgüt adına eylem yapmak', 'Polise mukavemet etmek' iddiasıyla açılan davada Savcı Ayhan Ünal, hazırladığı iddianamede DTP'lilerin 20'şer yıl hapis cezasıyla cezalandırılmalarını istemişti. İddianamenin kabul edilmesinin ardından Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 6 ayrı dosyada 121, Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ise 111 DTP'linin yargılanmasına başlandı.
Önyargılarla iddianame
Savcılığın hazırladığı iddianamede, DTP'lilerin suçlanmasına ilişkin somut delillerin bulunmaması gerekçesiyle, müdafi avukatları iddianameyi 'taraflı' bulmuş, iddia tarafının suçunun ispatlanması gerekirken müvekkillerinin suçsuz olduklarının ispatlanmasının istenmesinin Ceza Hukuku'na aykırı olduğunu belirtmişti.
2,5 yıl sonra gelen karar
Aynı olayda, aynı delillerle Özel Yetkili Adana 6. ve 7. Ağır Ceza mahkemelerinde 'Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek', 'Kamu görevlisine görevi yaptırmamak için direnme, yaralama' iddiasıyla yaklaşık 2.5 yıldır yargılanan DTP'lilerin yargılaması karara bağlandı. 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki karar duruşmasına DTP'lilerin avukatları katıldı. 121 DTP'liye 'PKK propagandası' yapmak suçundan ise 10'ar ay hapis cezası verildi. 106'sının cezaları 5 yıl ertelendi, 15 DTP'linin ise daha önce suç işledikleri gerekçesiyle cezaları ertelenmedi. Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında ise 111 DTP'li beraat ederken, 'PKK propagandası yapmak' suçundan 3 DTP'liye 10 ay hapis cezası verildi. Bu suçlamayla yargılanan 108 DTP'li ise beraat etti.
Aynı olay ve delile iki farklı karar!
Müdahil avukatlardan Beyhan Günyeli, verilen karara tepki göstererek, ceza verilmesini gerektirecek delillerin bulunmadığı ve gerekçeli kararın açıklanmadığını dile getiren Günyeli, 'Basın açıklaması yapılmadan kitleye polis müdahale ediyor, ortada yapılan bir basın açıklaması ve doğal olarak basın metni de yok. Dosya kapsamında 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ceza vermesini gerektirecek görüntü, fotoğraf yok, yani delil yok' şeklinde konuştu. Günyeli, iki mahkemenin verdiği kararların bir biri ile çeliştiğini, kararın hukukta 'eşitlik' ilkesine aykırı olduğunu söyledi. Günyeli, kararın 'İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ne de aykırı olduğunu söyleyerek, 'Kararda şu ortaya çıkıyor, 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne düşen ceza almaz, 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ne düşen ise cezalandırılır. Olay aynı, iddianame aynı, dosya kapsamında ki öne sürülen deliller aynı ancak kararlar farklı' dedi. ADANA - DİHA
ERSİN ÇELİK

1 Yorum:

Anonymous said...

Türkiye'deki adalet işte bu. Gerçekten aziz nesinlik bir dava. buna 'adalat'e insanlar nasıl güvenebilir? nasıl buranın bir hukuk devleti oldugu söylenebilir?