Saturday, August 30, 2008

Yeni bir harekâtın başarı şansı düşük

 Türkiye'nin ABD desteğiyle sonbaharda yapmayı planladığı belirtilen kara harekâtının başarı şansı oldukça tartışmalı.

asker_kara_harekati

Uzmanlar, Türkiye'nin 1990'lı yılların politikalarına sarılarak geliştirmeye ve bu konuda ABD'ye verdiği büyük tavizler karşılığında hayata geçirmeye çalıştığı tasfiye konseptinin, Şubat 2008'deki Zap operasyonunda görüldüğü gibi başarı şansının çok düşük olduğuna dikkat çekiyor. Neden olarak ise, hem PKK'nin askeri ve coğrafi olarak konumlanması, hem de Kürtler arasında bir kez daha Kürt örgütlerinin karşı karşıya gelmesine karşı oluşmuş olan ciddi bir kamuoyunun bulunması gösteriliyor.
Masa başında ve karşılıklı tavizler karşılığında oluşturulan planların her zaman başarı şansı barındırmadığına dikkat çeken uzmanlar, Türkiye ve ABD'nin Zap operasyonundaki durumunu hatırlatıyor. Sonbaharda yapılması planladığı belirtilen olası bir kara harekâtında Türkiye ve ABD'nin hesaplarının Şubat 2008'deki Zap operasyonundaki hesaplarla hemen hemen aynı olduğuna dikkat çekilirken, burada yürütülecek olan bir mücadelenin de hemen hemen aynı taktikleri barındıracağı belirtiliyor. Türkiye'nin yine karadan bir askeri yığınakta bulunacağı, uzman birliklerle de yapacağı nokta operasyonlarıyla hedefleri vurmayı amaçlayacağı ve mümkünse alan kontrolünü elinde tutmaya çalışacağı kaydediliyor. Ancak Zap operasyonunda bunların hiçbiri gerçekleşmemiş, askeri birlikler coğrafya koşullarına bile dayanamamıştı. Bunun yanısıra uzmanlar, özellikle de PKK'nin konumlanışını, askeri taktiğini ve teknolojik donanımını göz önüne alarak Türkiye'nin askeri hesaplarının kolay kolay tutmayacağına işaret ediyor.
Zap operasyonunda sonuçlar çıkarmaya çalışan Türkiye'nin olası askeri harekâtta en önemli kozunun KDP güçlerini de savaşın içine çekmek yönünde olacağı belirtiliyor. Kuzeyden başlatacağı olası bir harekâtta Türkiye'nin, 1997'deki gibi Güney'de de KDP güçleri ve Amedi, Bamerni, Kanimasi gibi üslerdeki birlikleriyle PKK'yi kuşatmayı amaçlayacağı kaydediliyor. Ancak bu ihtimali zayıf bulan uzmanlar, şu hususlara dikkat çekiyor: 'KDP güçleri 1997'deki gibi dağlık alanda peşmergelik yapmıyor, savaşma kapasiteleri oldukça düşük ve dolayısıyla PKK'nin uygulayacağı gerilla taktikleri karşısında dayanmaları zor. Ama daha da önemlisi, Kürt kamuoyunun büyük tepkisini çekecek olan bir kara harekâtında KDP'nin yer alıp almayacağını, çok iyi hesaplaması gerekecek. Ortaya çıkaca sonuç, Türkiye'nin vereceklerinden en az on kat daha fazla KDP'ye kaybettirebilir.' KDP'nin Zap operasyonu sırasında da böyle bir durum değerlendirmesi yaptığını hatırlatan uzmanlar, 'Eğer KDP Kürt kamuoyunun tepkisinin düşük olacağını ve kazançlı çıkacağını hesaplasaydı Türkiye'ye destek vermekten çekinmezdi' tespitinde bulunuyor. Dolayısıyla olası bir kara harekâtında Kürtlerin karşı karşıya getirilmesi planı, Türkiye açısından oldukça zor görünüyor. Bu durum karşısında Türkiye'nin askeri harekâtını yine Zap operasyonundaki gibi kurgulamak zorunda kalacağı, en fazla Güney'e giriş noktaları ve harekât tarzı konusunda bazı taktik değişikliklere gidebileceği, bunun da PKK açısından çok zor bir durum ortaya çıkarmayacağı kaydediliyor.
Öte yandan uzmanlar PKK, Türkiye ve KDP açısından koşulların 1997'dekine hiç benzemediğini de hatırlatıyor ve ekliyor: '1997'den önce Türkiye'nin sayısız askeri operasyonu ve sürekli bir KDP, YNK desteği vardı. PKK ise bugünkü koşullarda olduğu gibi Güney Kürdistan'da tam anlamıyla yerleşik değildi. Bugün PKK'nin alan hakimiyeti hem askeri mevzilenme hem de silahlanma açısından her zamankinden çok daha güçlü. Türkiye ve KDP'nin alan hakimiyeti ve askeri varlığı ise sıfır. 1990'lı yıllarda KDP'nin denetiminde bulunan alanlar mevcuttu ve Türkiye büyük oranda bu alanlar üzerinden PKK'ye karşı daha rahat bir konumdaydı. Dolayısıyla olası bir harekât, ellerinde olan alanlar üzerinden şekillenmeyecek, çünkü denetimlerinde alanlar mevcut değil. Bu nedenle öncelikle alan elde etmeleri, daha sonra ise mümkünse yerleşmeleri gerekecek. Bu ise çok zor. Çünkü PKK boş durmayacak ve denetimindeki alanları kolay kolay bırakmayacak. Zap denemesi de bunu gösterdi.'
Uzmanlar, askeri harekât tarzının bile olası bir operasyonun başarısızlığını şimdiden gösterdiğine dikkat çekerek, bunun doğuracağı sonuçların Zap operasyonu sonrasında olduğu gibi doğrudan siyasi ve bölgesel hesapları etkileyeceğini belirtiyor. Bu ise, hesapların bir başka bahara ertelenmesi demek oluyor.
NURİ FIRAT

0 Yorum: