Wednesday, August 27, 2008

İstanbul'da belediyeye ait inşaatta çalışan 20 işçi Kürtçe konuştukları için işten atıldı

  • MAZLUMDER 'Etnik gruplar arasında en fazla Kürtler ayrımcılığa uğruyor. Dinsel gruplar arasında da Aleviler çok mustarip'

Şantiyede de yasak
Kürtçe yasağı sınır tanımıyor. İstanbul'da belediyeye ait inşaatta çalışan 20 işçi Kürtçe konuştukları için işten atıldı. 9 ilde yapılan araştırma, etnik ve dinsel ayrımcılığın had safhada olduğunu ortaya koydu
'Herkes Türk'tür' dayatması
Van, Diyarbakır ve Bitlis'ten İstanbul'a gelen 20 inşaat işçisi, AKP'li İstanbul Bahçelievler Belediyesi'ne ait Yenibosna Spor Kompleksi şantiyesinde Kürtçe konuştukları ve Hayat TV'yi izledikleri gerekçesiyle işten çıkarıldı. İnsan Hakları Derneği'ne başvuran işçiler, şantiye yetkilisinin kendilerine 'Türkiye'de yaşayan herkes Türk'tür, eğer demeyen varsa Irak'a gitsin' dediğini aktardı.
Ayrımcılık haritası çıkarıldı
Türkiye'deki ayrımcılık araştırmalara da yansıdı. Mazlum-Der, 9 ilde yaptığı araştırmalarda Türkiye'nin etnik ve dinsel ayrımcılık haritasını çıkardı. Mazlum-Der Genel Sekreter Yardımcısı Ayşe Bilgen, ayrımcılık haritasının her tarafının siyahlarla dolu olduğunu belirterek, 'Etnik gruplar arasında en fazla Kürtler, dinsel gruplar arasında da Aleviler çok mustarip' dedi.
Kürtçe şantiyede bile yasakmustafaakyuz_osmanugur_santiye
Kürtçe önündeki engellerin giderek arttığı Türkiye'de yasaklar inşaat şantiyelerine kadar taşındı. Van, Diyarbakır ve Bitlis gibi Bölge illerinden İstanbul'a gelen 20 inşaat işçisi, Kürtçe konuştukları gerekçesiyle işten çıkarıldı.
Hükümet her fırsatta Kürtçe önünde hiçbir engelin olmadığını söylese de, yaşananlar Kürtçe'nin yasak olduğunu ortaya koymaya yetiyor. Kürtçe konuşmalara açılan soruşturmalar, Kürtçe döviz, afiş yasağı ve adı Welat olan bir çocuğun Türkiye'ye alınmaması gibi skandal gelişmelerden sonra Kürtçe yasağı şantiyelere de taştı. Van, Diyarbakır ve Bitlis gibi Bölge illerinden İstanbul'a gelen 20 inşaat işçisi, Kürtçe konuştukları ve Hayat TV izledikleri gerekçesiyle işten çıkarıldı. İHD'ye başvuran işçiler Bahçelievler'de, belediyeye ait Yenibosna Spor Kompleksi inşaatını yapan Hisar İnşaat Şirketi tarafından Kürtçe konuştukları için işten çıkarıldıklarını söyledi.
Çalışmak için Van'dan İstanbul'a gelen Mustafa Akyüz, şirketin 3 aylık çalışma sözü verdiğini ancak 10 gün çalıştırıldıktan sonra Kürt oldukları için işten çıkarıldıklarını söyledi. Şantiyede Kürtçe konuşmanın ve Hayat TV izlemenin şirket yetkilileri tarafından yasaklandığını belirten Akyüz, şunları söyledi: 'Arkadaşlarla akşam şantiyede Hayat TV'nin haberleri izliyorduk. Emekli komiser olan Ahmet adındaki şirket yetkilisi içeri girerek televizyonu kapattı. Daha sonra hakaret ederek 'Burada Hayat TV izlemeyeceksiniz. Kürtçe konuşmayacaksınız. Türkiye'de yaşayan herkes Türk'tür ve ne mutlu Türküm diyecek. Eğer demeyen varsa Irak'a gitsin' dedi. 150 Türk işçi vardı. Sesimizi çıkarsaydık bizi linç edeceklerdi. Zaten amaçları da tahrik edip, linç etmekti.'
Emeklerini gaspettiler!
Kaldıkları çadırların kaldırıldığını belirten Akyüz, yevmiyelerinin eksik verildiğini, zorla kağıt imzalatıldığını ve imzalamayanlara yevmiyelerinin verilmediğini söyledi. Şirket yetkililerinin 'Polis çağırarak sizi buradan atarım' diyerek tehdit ettiğini kaydeden Akyüz, şunları ifade etti: 'Çadırımızı kaldırdılar. Eşyalarımız ortada kaldı. Sonra da gelip 'Çekin gidin buradan' diyorlardı. Paramızı almada ısrar edince tehdit ederek polis çağırdılar. Daha sonra içinde ne yazıldığını bilmediğimiz kağıtlara imza attırdılar. Herkesin yevmiyelerini eksik veriyorlardı. Haberlerde operasyonda asker ölümleri çıktığında Kürtlere hakaret ediyorlardı. Hepimize potansiyel suçlu gözüyle bakıyorlardı.'
'Kimliğimizden dolayı çıkarıldık'
Kalbi delik olan 2 yaşındaki kızının tedavi masraflarını karşılamak için Cizre'den gelerek inşaatlarda çalışan Osman Uğur adlı işçi de, 'Kızımın tedavisi için borç almıştım. Onun için çalışmam gerekiyordu. Daha 10 gün bile çalışmadan işten çıkarıldık. Kimliğimizden dolayı işten çıkardılar. Şimdi kızım hasta evde bekliyor. Ben de burada işsiz kaldım. İş arıyorum ama hiçbir yerde vermiyorlar. Yetkililerin bu konuda bana yardım etmesini istiyorum' dedi. Haksız yere işten çıkartıldıklarını belirten Akyüz ve Uğur, İHD İstanbul Şubesi'ne başvurarak haklarını arayacaklarını belirtti. İSTANBUL – DİHA


Ayrımcılığın haritası simsiyah
faruk_gergerlioglu_aysebilgen Türkiye'nin etnik ve dinsel ayrımcılık haritasını çıkarmak için 9 ilde çalışma yürüten MAZLUMDER, saha çalışmasını bitirdi. MAZLUMDER Genel Sekreter Yardımcısı Ayşe Bilgen, ayrımcılık haritasının her tarafının siyahlarla dolu olduğunu belirterek, 'Etnik gruplar arasında en fazla Kürtler ayrımcılığa uğruyor. Dinsel gruplar arasında da Aleviler çok mustarip' dedi.
2008 yılını 'Etnik ve Dinsel Ayrımcılıkla Mücadele Yılı' ilan eden MAZLUMDER, etnik ve dinsel ayrımcılığın yoğun olarak yaşandığı Mersin, İzmir, Ankara, İstanbul, Mardin, Hatay, Trabzon, Malatya ve Diyarbakır'da yürüttüğü araştırmalarla, Türkiye'deki ayrımcılık haritasını çıkardı. Uzmanlar tarafından raporlaştırma aşamasında olan araştırma, 15-16 Kasım tarihlerinde İstanbul'da yapılacak bir sempozyumla kamuoyuna açıklanacak. Türkiye'deki etnik ve dini gruplar, cemaatler ve topluluklar ile görüşme tekniği kullanılarak yapılan saha çalışmasında, ayrımcılığa uğradığının farkında olmayan grupların dikkat çektiği ve hak konusundaki bilinç eksikliğinden kaynaklı bazı grup ve cemaatlerin tedirginlik yaşadıkları ancak ayrımcılığa uğramadıklarını belirttiği bildirildi. Ayrıca etnik olarak en fazla Kürtlerin, dinsel olarak da Alevilerin ayrımcılıktan çok mustarip oldukları kaydedildi.
Çalışma hakkında bilgi veren MAZLUMDER Genel Başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, 'Bazı grup ve cemaatler tedirginlik yaşayarak ayrımcılığa tabi olmadıklarını belirtiyor. Böyle reaksiyonlarla da arkadaşlarımız karşılaşmış. Bu hak konusunda bilinç eksikliği olduğunu gösteriyor' şeklinde konuştu.
Etnik gruplar birbirinden habersiz
Ayrımcılığın bir an önce ortadan kaldırılması gerektiğine işaret eden Gergerlioğlu, bu konunun maniple edilmeye çok müsait olduğunu ve toplulukları birbirine düşürme konusunda kolaylık sağladığına işaret ederek ayrımcılığın tamamıyla yok edilemeyeceğini ancak üzerine gidildiği oranda muhtemel vahim olayların da önlenmiş olacağını söyledi. MAZLUMDER Genel Sekreter Yardımcısı Ayşe Bilgen de, çalışma sırasında herkesin ayrımcılıktan mustarip olduğunu gördüklerini belirterek, 'Ama daha da ilginç gelen bazı grupların ayrımcılık yaşadığı ama bunun ayrımcılık olduğunun ayrımına varamadıklarını gördüm. Günlük yaşamın bir parçası gibi yaşıyorlar. Sonradan siz hatırlattığınızda bunun farkına varabiliyorlar. Bu çalışma sonucunda ben toz pembe bir şey görmedim açıkçası. Yani ayrımcılık haritasının her tarafı siyahlarla dolu gibi' diye konuştu.
En çok etnik ayrımcılığa uğramış olan grubun Kürtler olduğuna dikkat çeken Bilgen, şunları ifade etti: 'Öte yandan Romanların da ayrımcılıktan çok mustarip olduğunu ve kamuoyu tarafından kabul edilmek istenmediklerini gördük. Yine çok görünür olmamasına rağmen Laz grupları ayrımcılığa uğruyor. Çerkesler mesela. Bu gruplar çok fazla gündemi meşgul etmeyen ama geri planda günlük yaşamda ayrımcılığı yoğun yaşayan gruplardır. Dini gruplar içinde de Aleviler çok mustarip. Yine Müslüman cemaatler ve Caferiler de aynı şekilde mustarip. Yine Hıristiyan gruplar özellikle Malatya cinayetinden sonra yoğun bir şekilde ayrımcılığa uğruyorlar. Yine Vahabilerin taşrada yoğun ayrımcılığa uğradıklarını gördük. Bu grupların sadece halk tabanı nezdinde değil devlet otoritelerinin nezdinde de ayrımcılığa uğradıklarını gördük.' ANKARA - DİHA

ABDURRAHMAN GÖK

0 Yorum: