Tuesday, August 26, 2008

'Şemdinli'yle geldi 'Ergenekon'la gidiyor

erdogan-buyukanit Cepheyi genişleten Büyükanıt diğer taraftan 'Başkentte teröriste 'kardeşim' diyenler var. Her şeyin bir sınırı vardır. Bu sınır zorlanmamalıdır' diyerek, açıkça DTP'yi de hedef gösterdi. Büyükanıt'ın 'Ben ayağımı frenden çekip konuşsam gerginlik artar' şeklinde tehditlerini sürdürdüğü DTP, peş peşe silahlı saldırıya uğradı ve ardından kapatma davasına varan siyasi linç kampanyası başlatıldı
Askeri Şura toplantısında geleneklerin dışına çıkılarak 'irticai' faaliyetlere katılan hiçbir subayın ordudan atılmaması, Ergenekon uzlaşmasının sonucu olarak gelişti. Şemdinli'den kurtulan Büyükanıt, AKP sayesinde Ergenekon'dan da yara almadan sıyrıldı
Koltuğunu 30 Ağustos'ta halefi İlker Başbuğ'a devredecek olan Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, 'Şemdinli'yle geldiği görevinden 'Ergenekon'la ayrılıyor. Göreve geldiğinde 'Cumhuriyet, tarihinin en büyük tehdidi altında' diyerek sert mesajlar veren Büyükanıt'ın iki yıllık görev süresi, ordunun tehdit olarak gördüğü AKP'yi yüzde 47'yle iktidara, Abdullah Gül'ü de Cumhurbaşkanlığı'na taşıdı. Kürt sorunu ve Ergenekon üzerinden kurulan uzlaşmanın son halkasını AKP'nin kapatılmaktan kurtulması oluşturdu. Büyükanıt'ın göreve gelirken en büyük hedefi PKK'yi bitirip tarihe geçmekti. Tarihe geçen ise, Büyükanıt'ın bütün umutlarını bağladığı ancak, fiyaskoyla sonuçlanan kara harekatı sonrası sarf ettiği şu söz oldu: 'Tere yağından kıl çeker gibi çıktık.'

Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın 30 Ağustos'ta dolacak iki yıllık görev süresi Türkiye'de daha uzun yıllar tartışılacak olaylarla geçti. Büyükanıt'ın en az göreve gelişi kadar ayrılışı da olaylı ve tartışmalı oldu. Darbe tartışmaları, Ergenekon'a uzanan çeteler zinciri, e-muhtıra, halkı sokağa davet eden Genelkurmay bildirileri, cumhuriyet mitingleri ve sınırötesi operasyon Büyükanıt'ın görev süresinde yaşanan önemli olaylar olarak kayıtlara geçti. Deyim yerindeyse Türkiye Büyükanıt'ın iki yıllık görev süresinde karanlık bir dönem yaşadı. Büyükanıt'ın göreve geldiği 2006'da Türkiye'nin gündeminde Şemdinli olayları vardı. Olaylarda baş aktör olarak adı geçen Büyükanıt, Şemdinli iddianamesinde 'çete kurma', 'evrakta sahtecilik' ve 'yargıyı etkileme' teşebbüsleriyle suçlanmıştı. Kamuoyu olayların aydınlatılmasını beklerken, AKP ise tam tersine, cumhurbaşkanlığı seçimi ve iktidar hesapları nedeniyle Büyükanıt'ı yargılanmaktan kurtararak, Şemdinli'nin üzerini örtme yoluna gitti. Şemdinli üzerinden kurulan bu uzlaşma Büyükanıt'ı kazasız belasız Genelkurmay Başkanlığı'na taşıdı.
Muhalif herkesi hedef aldı
Dış basında 'Sertlik yanlısı, şahin' olarak nitelendirilen Büyükanıt, koltuğuna oturur oturmaz sert mesajlar verdi. Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök döneminin aksine ordudaki sessizlik bozuldu ve başta Büyükanıt olmak üzere komutanlar birbiri ardına iç siyasetten dış politikaya kadar hemen her alanda müdahale niteliğinde açıklamalar yapmaya başladı. Gerek Büyükanıt'ın gerekse kuvvet komutanlarının açıklamalarında 'irticai' ve 'bölücü' faaliyetlere karşı sert mücadele döneminin başlatılacağı mesajı verildi. Büyükanıt, 2 Ekim 2006'da Harp Akademileri'nde yaptığı konuşmada, 'irtica'dan 'bölünme tehlikesine', 'AB'nin gizli ajandasından' 'TESEV Almanağına' kadar her konuda muhalif kim varsa hedef aldı. Büyükanıt'un tehditlerinden kapatılan Ülkede Özgür Gündem Gazetesi de nasibini aldı. Büyükanıt'ın 'PKK'nın dergileri ve günlük gazeteleri yayımlanıyor. Bunlara müsaade edilmemesi gerek' sözleriyle hedef gösterdiği Gündem Gazetesi kapatıldı. Ardından açılan gazeteler de peş peşe kapatıldı, internet siteleri karartıldı. Eski DYP Lideri Mehmet Ağar'ın PKK için sarfettiği 'Düz ovada siyaset yapsınlar' sözüne de yanıtı geciktirmeyen Büyükanıt, 'Bu genel af anlamına gelir. Şiddetle kınıyorum' diyerek, iç siyasetteki müdahaleci tutumunu sürdürdü.
En büyük hedefi PKK'ydi
Büyükanıt'ın asıl dikkat çeken sözü ise 'Cumhuriyet hiç bu kadar aynı anda tehditlerle karşı karşıya kalmadı' oldu. Bu sözler aslında Büyükanıt'ın iki önemli hedefini yansıtıyordu. Birincisi; PKK'nin belinin kırılması, ikincisi de; AKP'nin gücünün belli ölçüde sınırlandırılması. Ancak, Büyükanıt'ın asıl kilitlendiği PKK oldu. ABD eski Genelkurmay Başkanı General Richard Myers'in 'PKK'yi bitirecek tek komutan' dediği Büyükanıt, 'PKK'nin kökünü kazıyarak' tarihe geçmek istiyordu. Büyükanıt'ın bu noktadaki referansını da dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş oluşturuyordu. Hatta Güreş bir konuşmasında Büyükanıt için 'Ona bakınca karşımda kendimi görüyorum' demişti. Büyükanıt büyük bir savaş süreci başlatmaya hazırlanırken KCK, barışa bir kez daha şans tanınması için 1 Ekim 2006'da ateşkes ilan etti. Büyükanıt'ın ateşkese yanıtı ise, 'TSK silahlı tek terörist kalmayıncaya kadar terörle mücadelesini sürdürecektir' şeklinde oldu ve Kürt sorununa olası sivil çözüm arayışlarının önünü kesti. Bunu ağırlaştırılan operasyonlar süreci izledi. Büyükanıt, Kara Kuvvetleri Komutanı'yken Güney'de oluşturulacak bir 'tampon bölge' planı hazırlamıştı. Şemdinli'yle startını verdiği bu planı hayata geçirmeye hazırlanıyordu ancak, 2007 itibariyle Türkiye'nin gündemi cumhurbaşkanlığı seçimlerine kilitlendi. Genelkurmay'ın alttan teşvik ve yönlendirmesiyle Türkiye'nin değişik illerinde büyük 'cumhuriyet mitingleri' düzenlendi. AKP'nin, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü Çankaya'ya göndermesi 367 kararı ve Genelkurmay'ın 27 Nisan'da yayınladığı e-muhtıra ile engellendi.
Dolmabahçe'de anlaştılar
ozkok_erdogan_buyukanitKamuoyu orduyla hükümet arasındaki e-muhtıra gerginliğini tartışırken, Başbakan Erdoğan ve Büyükanıt, 4 Mayıs 2007 tarihinde Dolmabahçe'de iki saat süren tarihi bir görüşme yaptı. Türkiye'nin kaderini belirleyen bu gizli görüşmede Büyükanıt ve Erdoğan PKK'nin tasfiyesi üzerine anlaştı. Aynı günlerde sık sık sınırötesi operasyonu gündeme getiren Büyükanıt, Harp Akademileri'ndeki bir konuşmasında, 'İçeri girip sadece PKK ile mi uğraşacağız yoksa Barzani ile bir şeyler olacak mı?' diyerek, Kürt yönetimini açıkça tehdit etti. Büyükanıt, PKK'ye destek vermekle suçladığı AB ve ABD'yi de karşısına alarak, 'Teröriste yardım eden de teröristtir' şeklinde sert ifadeler kullandı. Seçim kaygısı nedeniyle operasyonu gündemine almaktan kaçınan Başbakan Erdoğan ise, Genelkurmay'a 'İçerdekiler halledildi de sıra dışarı mı geldi?' karşılığını verdi. Seçimler öncesi sınırötesi operasyonun imkansızlığını aslında Büyükanıt da biliyordu. Erdoğan'ın operasyona karşı direniyor gözüküyor olmasının altında yatan tek bir neden vardı o da; Kürt oylarını alabilmek. Erdoğan'la Büyükanıt arasındaki danışıklı dövüşün bir diğer nedeni de seçimler sonrası için operasyonun altyapısını hazırlamak ve kamuoyunu alıştırmaktı. Nitekim içerde operasyonlar daha da ağırlaştırıldı. Genelkurmay Başkanlığı 9 Haziran'da bir bildiri yayınlayarak, PKK'ye karşı herkesi 'kitlesel refleks' göstermeye çağırdı. Bu çağrı linç girişimlerinin önünü açacağı gerekçesiyle kamuoyunda tepki uyandırırken, Büyükanıt geri adım atarak, 'Demokratik tepki istiyoruz' savunmasında bulundu. Çatışmaların tırmanması ve asker kaybının artması nedeniyle kamuoyunda TSK'ye yönelik geliştirilen eleştiriler karşısında Büyükanıt, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ'la birlikte 27 Haziran'da Isparta Eğirdir Dağ Komando Okulu ve Merkez Komutanlığı'nda basın toplantısı yaparak, kendisini 'Çatışmalara eğitimsiz asker göndermiyoruz' sözleriyle savundu.
AKP'yi yüzde 47'yle iktidara taşıdı
buyukanit_erdogan1 Türkiye sınırötesi operasyon ve e-muhtıra tartışmalarının gölgesinde 22 Temmuz'da seçimlere gitti. AKP'nin mağduriyet ve sınırötesi operasyon siyaseti tutmuştu. Ordunun müdahalesi AKP'yi yüzde 47'yle iktidara taşıdı. Ordunun muhtırasını yiyen AKP, MHP'nin de desteğini alarak Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanlığı'na seçti. Büyükanıt'ın e-muhtırası ve sert çıkışları işe yaramamış, tam tersine AKP'yi daha da güçlendirmişti. Çankaya kalesinin düşmesi Büyükanıt liderliğindeki ordu yönetiminin tarihi bir başarısızlığı olarak kayıtlara geçti. Büyakanıt'ın 'tehlikede olduğunu söylediği' cumhuriyet AKP tarafından kuşatmaya alındı. Dış basın da seçim sonuçlarını AKP'nin ordu destekli laik kesimler karşısındaki zaferi olarak yorumladı.
Meclis'ten istediği yetkiyi aldı
Cumhurbaşkanlığı seçimi ve hükümetin kurulmasının ardından gündem yeniden sınırötesi operasyon tartışmalarına kaydı. Büyükanıt'ın bir an önce gerçekleştirmeyi planladığı sınırötesi operasyon için psikolojik süreç başladı. Hükümetin verdiği yetkiyle Genelkurmay Başkanlığı operasyonların yoğunlaştığı Siirt, Hakkari ve Şırnak'ta geniş bir alanı kapsayan 'Güvenlik Bölgesi' uygulaması başlattı. Aynı günlerde Genelkurmay, Kürtlere karşı savaş anlamına gelen 'Bilgi Destek Eylem Planı'nı devreye koydu ve ardından provokasyonlar zinciri başladı. 30 Eylül 2007'de Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Beşağaç köyünde 12 korucunun JİTEM tarafından silahla taranarak öldürülmesi olayı izledi. Operasyona korucuları dahil etmeyi planlayan Büyükanıt, 1 Ekim 2007 tarihindeki şu sözleri saldırının gerçek amacını anlatmaya yetiyordu: 'Son dönemde PKK'ye çok büyük bir darbe vurulmuştur. Koruculara saldırının bunun bir nedeni olarak görülebileceğini düşünüyorum.' Cepheyi genişleten Büyükanıt, diğer taraftan 'Başkentte teröriste 'kardeşim' diyenler var. Herşeyin bir sınırı vardır. Bu sınır zorlanmamalıdır' diyerek, açıkça DTP'yi de hedef gösterdi. Büyükanıt'ın 'Ben ayağımı frenden çekip konuşsam gerginlik artar' şeklinde tehditlerini sürdürdüğü DTP peş peşe silahlı saldırıya uğradı ve ardından kapatma davasına varan siyasi linç kampanyası başlatıldı. Bölge'de çatışmalar da giderek tırmanırken, 17 Ekim 2007'de Meclis'ten sınırötesi operasyon tezkeresi geçti. PKK'nin 21 Ekim'de gerçekleştirdiği büyük Dağlıca baskını Büyükanıt'ı kamuoyu karşısında zor duruma düşürmüştü. Düğmeye basıldı ve hükümetin verdiği direktifle TSK, 16 Aralık'ta sınırötesi hava operasyonunu başlattı. 'Ben artık istediğim yetkiyi aldım' diyen Büyükanıt, ABD'nin desteğiyle gerçekleştirdiği operasyona büyük bel bağladı, kamuoyunu da büyük beklentiye soktu.
jitem_iskence_bombalama_tecavuz_suikast Tampon planı Zap'ta suya düştü
Aslında Büyükanıt'ın hedefi geniş kapsamlı bir kara operasyonuydu. Bununla amaçlanan ise Güney'de bir tampon bölge oluşturulmasıydı. Büyükanıt 20 Ocak 2008'de Londra'ya giderek, vize aldı. 21 Şubat'ta TSK on bin askerle Güney'e girdi. Büyükanıt, Güney Kürdistan'a girip derinleşme ve giderek kalıcılaşmayı hedefliyordu. Operasyonun hedefinde aynı zamanda Güney'deki Federe Yönetim ve Kerkük de vardı. Ancak PKK'den gördüğü direniş karşısında ağır kayıp veren TSK, harekatın 10'uncu gününde ani bir biçimde çekilmek zorunda kaldı. Büyükanıt'ın 'tampon bölge' planı da böylece Zap fiyaskosuyla suya düştü. Durumu kurtarmaya çalışan Büyükanıt, geri çekilmeyi taktik başarı olarak savunurken, 'Tere yağından kıl çeker gibi çekildik' ifadesini kullandı. Ancak tartışmalar bitmedi ve CHP ile MHP, 'TSK'nin ABD'nin talimatıyla geri çekildiğini' savunarak, Genelkurmay'a yüklendi. Büyükanıt ise, iddialı konuşarak, 'İspatlasınlar üniformamı çıkartırım' savunmasını yaptı. MHP Lideri Devlet Bahçeli, Büyükanıt'ın açıklamalarını 'PKK'ye itibar kazandırıyor' diye nitelendirince Genelkurmay'dan muhalefete 'Bize PKK'den daha fazla zarar veriyorsunuz' yanıtı geldi. Büyükanıt'la muhalefet arasındaki çatışmanın nedeni aslında kara harekatının başarısızlığını gizlemeye yönelikti. Çünkü Büyükanıt'ın büyük umutlar bağladığı tasfiye ve 'tampon' planı başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
ERDOGAN ATO Ergenekon'dan da kurtardı
Kara harekatının hemen ardından laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiği iddiasıyla AKP hakkında kapatma davası açıldı. Laiklik konusunda keskin tavırlarıyla bilinen Büyükanıt'ın sessizliği dikkat çekti. Büyükanıt, gazetecilerin ısrarlı sorularına 'Ben bu konularda hiçbir şey söylemeyeceğim' diyerek durumu geçiştirmeye çalıştı. Bu sözler aslında Dolmabahçe mutabakatının sürdüğünü ortaya koyuyordu. Yargı çevrelerinin ve CHP'nin bütün zorlamalarına karşın Büyükanıt dava karşısındaki sessizliğini bozmayarak, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün deyimiyle AKP'yle ilişkisini 'şiir gibi' yürütmeye devam etti. Aslında Büyükanıt'ın bu sessizliğinin ardında kapatma davasının seyrini önemli oranda etkileyen ABD onaylı Ergenekon operasyonu vardı. Çünkü Ergenekon'un asıl kolu ordu içine uzanıyordu ve yüksek rütbeli askerlerin karargahın izni olmadan hareket edemeyeceği gerçeği Büyükanıt'ı sorumlu hale getirmişti. Çeşitli darbe planları yapan emekli generaller Ergenekon operasyonu kapsamında bir bir tutuklanırken, Büyükanıt, 'Benim bildiğim tek operasyon Kuzey Irak'a düzenlenen operasyondur' diyerek, suskunluğunu korudu. Hükümet ise kapatma davasının seyrini etkilemek için Ergenekon operasyonunu kışlanın kapısından içeri götürmedi. Büyükanıt'la Erdoğan arasında bu uzlaşma Ergenekon operasyonunun derinleşmesine izin vermedi. Bu sürecin sonunda AKP de kapanmaktan kurtuldu. Son Yüksek Askeri Şura toplantısında geleneklerin dışına çıkılarak 'irticai' faaliyetlere katılan hiçbir subayın ordudan atılmaması, Ergenekon uzlaşmasının sonucu olarak gelişti. Şemdinli'den kurtulan Büyükanıt, AKP sayesinde Ergenekon'dan da yara almadan sıyrıldı. Büyükanıt'ın giderayak gündeme gelmesine yol açan asıl gelişme ise emekliliğinde kullanmak üzere hükümet tarafından kendisine değeri 1 milyon YTL'yi bulan zırhlı özel araç hediye edilmesinde yaşandı. CHP giderayak hem ihraçsız YAŞ toplantısı hem de özel araç hediye edilmesiyle ilgili olarak Büyükanıt'ı topa tuttu. Büyükanıt da Genelkurmay bildirisiyle CHP'ye sert karşılık verdi. Şimdilik sular durulmuş gibi gözükse de hem hediyelik makam aracı hem de ihraçsız YAŞ toplantısı uzun süre daha Türkiye'nin gündeminde kalmaya devam edecek.
ABD çizgisinden sapmadı
baykal_bahceli_erdogan_buyukanitİki yıllık görev süresinde ABD-İngiltere-İsrail ekseninden sapmayan Büyükanıt, zaman zaman PKK'yi bahane ederek Washington yönetimine kafa tutan açıklamalar yapsa da ABD çizgisi dışına asla çıkmadı. Daha önceki sert çıkışlarının aksine Büyükanıt, Güney Kürdistan yönetimine karşı da söylemlerini belli ölçüde yumuşattı. Büyükanıt geçen aralıkta SAREM'in düzenlediği bir konferansta 'Kerkük'ün dışında kalacağı modern bir federasyon olabilir' diyerek, Kerkük'süz bir Kürt oluşumuna Ankara'nın fazla itirazının olmayacağının mesajını verdi. Talabani'ye karşı önceleri sert tutum sergileyen Büyükanıt, Irak Cumhurbaşkanı'nın martta Ankara'ya yaptığı ziyarete de açıktan karşı çıkmadı. Büyükanıt'ın iki yıllık görev süresinin bir diğer özelliği de yayınladığı bildirilerle Genelkurmay'a yönelik eleştiriler ve basında yer alan haberlere cevap yetiştirmesi oldu. 27 Nisan e-muhtırası da dahil Büyükanıt iki yılda toplam 40 bildiri yayınladı. Ayrıca resepsiyonlar da dahil her platformda konuşmaktan geri kalmayan Büyükanıt, en konuşkan Genelkurmay Başkanı sıfatını aldı. 'Karanlık savaş', 'Artık PKK kampları BBG evi gibi', 'imamlar ve muhtarlar da mayın döşüyor' ifadeleri Büyükanıt döneminde iz bırakan sözler oldu. İLHAN ERDEM YARIN: İlker Başbuğ – www.gundemonline.org

Şengal Katliamı bir başlangıçtı

AKP Demokrasiye Gitmek İçin Bir İmkân Değildir

Erdoğan-Başbuğ mutabakatının asıl hedefi Kürtlere yönelik baskılar

AKP medyasının yeni dönem görevi

Ergenekon'u neden PKK ile ilişkilendiriyorlar

Türkiye'yi yöneten 50 kişi içinde Abdullah Öcalan’da var!

YORUM : Ergenekon ve Kürtler

Özkök’ün yemeğini evden getirdiği günler

İşte Ergenekon gerçeği

Başkan Barzani'ye, Türk genelkurmayından tepki

Büyükanıt’ın “sürprizi” :HPG Komutanı Bahoz Erdal’a suikast planı!

TSK'ye ait olduğu belirtilen Eylem Planı'nda öncelikli hedef Kürtler oldu.

“İsrail Kürdistan ile ilişki kurmak istiyorken Kürdistan İsrail ilişkisinden utanıyor”

Türk-İran işi

GENELKURMAYBAŞKANI BÜYÜKANIT'TAN İLGİNÇ AÇIKLAMA

Büyükanıt’ın Kürt kimliği korkusu

Benim üzerimde üniforma var

Debkafile: “Cheney, İran için Türkiye’ye gidiyor“

Newroz’a ‘Demokratik Özerk Kürdistan’ damgasını vurdu

GÜNEŞLERİ BATTI!

Avrupa Basını: PKK prestij kazandı

Gates ve Bush Büyükanıt’ın havasını aldı…

Kürdistan ve Kosova İkiyüzlü politikalar, işgalci Türk ordusu

İşte suç örgütü değil denilen TSK'nin vukuatları

İngiltere’de Büyükanıt’ın ziyareti protesto edildi

Yaşar Büyükanıt için tutuklama istemi

'Kürt planı' Londra'da ısıtılıyor

2007'de Kürt sorunu değil, rejim çözüldü

'Sadece Kalatuka köyünde 250 baş hayvan telef oldu, köy camisi ve hastane imha oldu'

ABD, istihbarat verdi, yolunu açtı, sen ne yaptın? Saldırdın da ne oldu? Eline ne geçti? ABD, sana yeni yardım etmiyor ki, 24 yıldır yardım ediyor...

`ERDOĞAN VE BÜYÜKANIT YARGILANSIN'

Türkiye Kurdistan'da zararlı ve boş bir işe girişti

PKK’yı durdurabileceği sanılmamalı. PKK militanlarının yenilgiye uğratılması için kendileriyle karada hesaplaşmak gerekecek.

İnsanlığın değer verdiği değerlerden biri insan hakları, ikincisi demokrasi, üçüncüsü özgürlük, dördüncüsü barış...

6 Mart 2007 tarihinde 30 gün, 9 Nisan 2007'te 15 gün, 12 Temmuz 2007'te 15 gün, 8 Eylül 2007'de 30 gün yayın durdurma cezası verilmişti.

DTP ve Kürt kurumları medyanın hedefinde

Büyükanıt: "Sırf operasyon yapmak için operasyon yapılmaz. Birazcık operasyon yapalım diye operasyon yapılmaz."

"Türkiye'nin Kürt bölgesine karşı daim, doğrudan tehditleri.. kuşku yaratıyor ve bizi hedefin Kürdistan bölgesi olduğu kanaatine yaklaştırıyor."

“Ellerine Sağlık. Bu millet bağlı bulunduğu her ülkenin başına beladır. Asalakça yaşamaya alışmışdır. Ermeniler gibi bunlarıda İran, Suriye, Irak.."

1 Yorum:

Anonymous said...

bir çok insanın kanına girdi. katletti. köyleri ormanları yaktı. allah belasını versin onun.